Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2019/8984 E. 2022/7543 K. 09.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/8984
KARAR NO : 2022/7543
KARAR TARİHİ : 09.06.2022

Mahkeme : BURSA 11. Asliye Ceza Mahkemesi

Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Aralarındaki bağlantı nedeniyle Dairemizin 2020/18225 esasında kayıtlı Bursa 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/04/2015 gün ve 2015/102 esas 2015/470 karar sayılı dosyası ile birlikte incelenmiştir.
1- Bursa 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/04/2015 gün ve 2015/102 esas 2015/470 karar sayılı dosyasının incelenmesinde sanığın 20/05/2013 tarihli eylemi nedeniyle hakkında 27/03/2014 tarihinde Mahkemesince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedildiği ve bu kararın 06/05/2014 tarihinde kesinleşmesine müteakip infaza gönderildiği, sanığın yükümlülüklerine uymaması nedeniyle denetimli serbestlik dosyasının kapatıldığı ve 21/04/2015 tarihli karar ile mahkûmiyetine karar verildiği ancak Dairemizin 09/06/2022 tarihli 2020/18225 esas sayılı kararı ile hükmün bozulduğu ve henüz kesinleşmediği, incelemeye konu 27/08/2014 tarihli eylemin ise Bursa 22. Asliye Ceza Mahkemesince hükmedilen 27/03/2014 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlendiği anlaşılmakla, aralarındaki bağlantı nedeniyle bozma gerekçeleri de dikkate alınarak söz konusu dosyalarının birleştirilmesi, tüm deliller birlikte değerlendirilip, 27/08/2014 tarihli eylemin ihlal niteliğinde eylem veya ayrı suç oluşturup oluşturmadığı tartışılıp değerlendirildikten sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre;
2- Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararının, şüpheliye tebliğ edilmekle birlikte kesinleşmesi beklenmeden infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından düzenlenen ihtarlı çağrı kağıdının yükümlüye tebliğ edilerek tedbirin infazına başlanmasının hukukî sonuç doğurmayacağı gözetilmeksizin denetime başlanıldığı, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından düzenlenen ihtarlı çağrı kağıdının yükümlüye tebliğ edildiği, başvurmaması üzerine denetimli serbestlik dosyasının kapatıldığı, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlamak üzere çıkarılan ilk uyarılı başvuru davetiyesinin tebliği üzerine, müracaatta bulunmayan şüphelinin, aynı Kanun’un 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca
kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta “ısrar” ettiğinin kabul edilebilmesi için; “önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı” uyarısı ile yeniden tebligat yapılması gerekirken ısrar koşulunun da sağlanmadığı anlaşıldığından, kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümlesi uyarınca kamu davasının durmasına ve gerekli tebligat işlemlerinin tamamlanarak kararın kesinleşmesi halinde infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine, yargılamaya devam edilerek sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi,
3- Sanık hakkında tekerrüre esas alınan mahkûmiyete konu suçun 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesinde yazılı hırsızlık suçu olduğu ve CMK’nın 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmış olup, tekerrüre esas alınan bu ilam sebebi ile uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, sonucuna göre sanık hakkında TCK’nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmasında zorunluluk bulunması,
4- Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin, hükmün BOZULMASINA, 09/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.