YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/7434
KARAR NO : 2022/7129
KARAR TARİHİ : 01.06.2022
Mahkeme : GAZİANTEP 6. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Aralarındaki bağlantı nedeniyle Dairemizin 2021/8515 esasında kayıtlı, Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/22 esas ve 2016/82 karar sayılı dosyası ile birlikte incelenmiştir.
A-) Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-) Sanığın temel cezasından TCK’nın 192/3. maddesi uyarınca 1/3 oranında yapılan indirim sonucu 5 yıl 4 ay hapis yerine hesap hatası yapılarak 5 yıl 8 ay hapis ve ardından aynı Kanun’un 62/1. maddesi uyarınca yapılan indirim sonucunda 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezası yerine 4 yıl 8 ay 20 gün hapis cezasının belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
2-) Kayseri Kriminal Polis Laboratuvarınca alınan tanık numunenin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-) Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle ve 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler gözetilerek bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1-) Hüküm fıkrasında, sanık hakkında TCK’nın 192/3. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımda yer alan “5 yıl 8 ay hapis” ve TCK’nın 62. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımda yer alan “4 yıl 8 ay 20 gün hapis” ibaresinin çıkarılarak, yerlerine sırasıyla “5 yıl 4 ay hapis” ve “4 yıl 5 ay 10 gün hapis” ibarelerinin yazılması,
2-) Hüküm fıkrasının müsadereye ilişkin (10) nolu bendinin sonuna “ve Kayseri Kriminal Polis Laboratuvarınca alınan tanık numunenin de TCK’nın 54/4” ibaresinin eklenmesi,
3-) Sanık hakkında TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli iptal kararı ve 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53/3. fıkrasında yapılan değişiklikten sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına,” ibaresinin yazılması,
Suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B-) Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-) UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede; sanık hakkında; Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.09.2017 tarih, 2013/155 esas ve 2017/308 karar sayılı dosyasında, suç tarihi 12.03.2013 ve iddianame tarihi 18.10.2016 olan uyuşturucu madde ticareti yapma suçu nedeniyle, yargılaması yapılarak cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın Adana Bölge Adliye Mahkemesi, 5. Ceza Dairesinin 13.12.2017 tarih, 2017/372 esas ve 2017/354 sayılı istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi kararıyla 10.10.2018 tarihinde kesinleştiği, temyize konu dosyada ise sanığın 08.03.2013 tarihli eylemi nedeniyle, 25.09.2013 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, suç tarihleri ve iddianame tarihlerine göre hukuki kesintinin bulunmadığı anlaşılmakla, adı geçen Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.09.2017 tarih, 2013/155 esas ve 2017/308 karar sayılı dosyanın aslı veya onaylı örneği de bu dosya içine konularak incelenip, sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilip, eylemlerin tek suç, ayrı ayrı suç ya da zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışılıp değerlendirildikten sonra, zincirleme suç oluşturduğunun kabul edilmesi durumunda; ağır sonuç doğuran suç esas alınarak belirlenecek cezanın, zincirleme suç nedeniyle TCK’nın 43. maddesi gereğince artırılması ve böylece bulunacak sonuç cezanın, kesinleşen hükümdeki sonuç cezadan “fazla olması halinde” aradaki fark kadar “ek cezaya hükmolunması”, aksi halde “ek ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi suretiyle sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2-) Sanık hakkında tekerrüre esas alınan mahkûmiyete konu suçun 5237 sayılı TCK’nın 165/1. maddesinde yazılı “suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi” suçu olduğu ve CMK’nın 253. maddesinde 7188 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik sonrası uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmış olup, tekerrüre esas alınan bu ilam sebebi ile uyarlama yargılaması yapılarak sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-) Kayseri Kriminal Polis Laboratuvarınca alınan tanık numunenin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4-) Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle ve 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler gözetilerek bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
01.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.