Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2019/7 E. 2023/10016 K. 22.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/7
KARAR NO : 2023/10016
KARAR TARİHİ : 22.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/275 E., 2018/367 K.
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin (3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun mülga 10 uncu maddesi ile görevli), 14.11.2013 tarihli ve 2012/111 Esas, 2013/99 sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 11 yıl 3 ay hapis ve 100.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verilmiştir.
B. İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi kararının, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 28.04.2016 tarihli ve 2015/ 5357 Esas, 2016/1361 Karar sayılı kararı ile;
“1- Sanığın, “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçunun kanuni tanımında yer alan fiili gerçekleştirdiğine veya suç konusu eroine ortak olduğuna ilişkin, şüpheyi aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı, sabit olan fiilinin diğer sanıkların suçu işlemelerine yardım etmekten ibaret olduğu dikkate alınarak, sanık hakkında TCK’nın 39. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Kabule göre; hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,”
Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
C. Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.09.2018 tarihli ve 2016/275 Esas, 2018/367 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 39 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 5 yıl 7 ay 15 gün hapis ve 50.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle; hükmün usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
İletişimin tespiti sonucu, sanık …’in koordinesinde sanık … tarafından yurtdışından gelecek kimliği tespit edilemeyen kuryeye uyuşturucu madde teslimatı yapılacağı, teslim edilen uyuşturucu maddenin yurtdışına çıkarılacağı değerlendirilerek, 27.05.2012 tarihinde gerçekleştirilen fiziki takip sonucu; Evliya’nın kimliği belirlenemeyen yabancı uyruklu bir şahıs ile buluştuğunun, …’in (63 …) plakalı araçla Evliya ve yabancı uyruklu şahsı aldığının, hep birlikte Burger King isimli bir işyerinin bahçesine giderek burada oturduklarının, daha sonra (SK…) plakalı araçla … ve …’nın gelerek aynı işyerinin bahçesinde oturduklarının, yabancı uyruklu şahıs ile … ve …’nın işyerinin tuvaleti önünde görüştüklerinin, daha sonra … ve …’nın otele gittiklerinin, …, Evliya ve yabancı uyruklu şahsın ise (63 …) plakalı araçla ayrıldıklarının görüldüğü; akşam saatlerinde Evliya ve yabancı uyruklu şahıs ile …’nın tekrar buluştukları, Evliya ve yabancı uyruklu şahsın (SK …) plakalı araca bindikleri, … ve …’in bulundukları …’e ait … Rent A Car isimli işyerine gittikleri, (SK ….) plakalı aracın işyerine girmesiyle kepenklerin kapandığı, bir süre sonra Evliya ve yabancı uyruklu şahıs ile … ve …’nın (SK ….) plakalı araçla ayrıldıkları, gece saatlerinde … ve …’nın otele gittikleri, ertesi gün yani 28.05.2012 tarihinde operasyon kararı alındığı, … ve Evliya’nın (63 …) plakalı araçta yakalandıkları, … ve …’nın (SK ….) plakalı araçta yakalandıkları, … ve Evliya ile birlikte görülen yabancı uyruklu şahsın yakalanamadığı, (SK …) plakalı araçta yapılan arama sonucu bagajda bulunan hopörler kasasının içine zulalanmış toplam 38 adet vakumlu poşet içinde preslenmiş halde net 16014 gram eroin ele geçirildiği, … Rent A Car isimli işyerinde yapılan aramada, 1 adet vakumlama makinası, 85 adet vakumlamada kullanılan poşet ve şeffaf naylon torbalar ele geçirildiği, vakumlama makinasının eroin bulaşıklı olduğu, (SK 102 RS) plakalı araçta ele geçen uyuşturucu maddelerin bulunduğu poşetler ile …’e ait işyerinde ele geçirilen 85 adet poşetin aynı nitelikte olduğu, sanıklar …, …, … ve … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin temyiz incelemesi sonucu onama ilamı üzerine kesinleştiği anlaşılan olayda;
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan hakkında verilen mahkûmiyet hükmü kesinleşen …’in talimatları ile hareket ederek, uyuşturucu maddenin yurtdışı alıcısı olan Rexhep ile yüz yüze görüşerek irtibat kurduğu, …’in Rexhep ile görüşmek için yeni bir telefon numarası istediğini Rexhep’e ileterek aracılık ettiği, suça konu uyuşturucu maddenin nakliyesini gerçekleştirecek olan ve uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan haklarında verilen mahkûmiyet hükümleri kesinleşen … ve …’nı uyuşturucu maddenin zulalanacağı yere götürdüğü, uyuşturucu maddenin depolandığı ve zulalandığı işyerinde hazır bulunduğu, söz konusu işyerinde suça konu uyuşturucu maddenin (SK ….) plakalı araca zulalandığı, araçta yapılan aramada suça
konu uyuşturucu maddenin ve işyerinde yapılan aramada vakumlama makinası ile boş poşetlerin ele geçirildiği, vakumlama makinasının uyuşturucu bulaşıklı olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle sanığın mahkûmiyetine; usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulduğu, sanığın suça konu uyuşturucu maddeye ortak olduğuna dair yeterli ve kesin delil elde edilemediği, sanığın eyleminin uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan haklarında verilen mahkûmiyet hükümleri kesinleşen diğer sanıkların eylemine yardım niteliğinde olduğu gerekçesiyle sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 39 uncu maddesinin uygulanmasına karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, Mahkemenin, suçun vasfına ve sübutuna ilişkin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ilamına uyularak verilen hükmün usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, aşağıdaki hususlar dışında hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
A. Hükmolunan adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında, taksit aralığı gösterilmeyerek 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı davranıldığı,
B. Sanığa verilen adli para cezasının 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca taksitlendirilmesine karar verildikten sonra kararda “ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceği” ihtarı belirtilmeyerek 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin dördüncü fıkrasının son cümlesine aykırı davranıldığı,
C. İlk derece mahkemesi hükmünden sonra 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanması ile ilgili olarak 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunduğu,
Değerlendirilmiş; ancak her üç hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.09.2018 tarihli ve 2016/275 Esas, 2018/367 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükmün;
A. Hüküm fıkrasının taksitlendirmeye ilişkin bölümünde yer alan “24 eşit şekilde” ibaresinden önce gelmek üzere “her ay bir taksit olmak üzere” ibaresinin yazılması,
B. Hüküm fıkrasının, sanığa verilen adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin paragrafına “…tamamının tahsil edileceğine” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına” ibaresinin eklenmesi,
C. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanması ile ilgili bölümünün çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli iptal kararı ile 7242 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler sonrası oluşan durumuna göre, sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53 ncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına”, ibaresinin eklenmesi,
Suretiyle, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
22.11.2023 tarihinde karar verildi.