Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2019/4477 E. 2020/3699 K. 16.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/4477
KARAR NO : 2020/3699
KARAR TARİHİ : 16.09.2020

Mahkeme : NİĞDE 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı başlatılan soruşturmada, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik TCK’nın 191. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı ile ilgili tebliğ işleminin, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 11. maddesinde belirtilen ”Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır” hükmü gereğince sanık müdafiine tebliğ edilmesi gerekirken sanığa tebliğ edildiği, bu nedenle gerekçeli kararın usulüne uygun şekilde tebliğe çıkarılmadığı gibi yine 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10/2. maddesindeki “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmüne aykırı olarak sanığın bilinen en son adresi ve aynı zamanda MERNİS adresine MERNİS şerhi eklemek suretiyle doğrudan Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulsüz olmasının yanında; tebliğ edilen kararda, sanığa erteleme kararına itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresi ve merciinin de gösterilmesi suretiyle usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmadığından, karar içeriğindeki yasa yolu bildirimi de usulsüzdür. Bu durumda karar sanık tarafından öğrenilmiş olsa bile kesinleştiğinden söz edilemez. Dolayısıyla bu usulsüzlüğü ortadan kaldırmak için, sanığa kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına karşı 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte kararın yeniden tebliğ edilmesi gerektiğinden, bu kapsamda inceleme konusu olayda sanığın, yükümlülüklere uymama eylemini, 14.10.2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeden gerçekleştirdiği için, kovuşturma şartlarının oluşmaması nedeniyle;
5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere, kamu davasının durmasına ve gerekli tebligat işlemlerinin tamamlanarak, kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine, yargılamaya devam edilerek sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 16/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.