Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2019/1629 E. 2019/2986 K. 20.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/1629
KARAR NO : 2019/2986
KARAR TARİHİ : 20.05.2019

Adalet Bakanlığının, 18/04/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkındaki kamu davasının düşürülmesine dair Elazığ 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/10/2018 tarihli ve 2018/601 esas, 2018/1251 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 02/05/2019 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık hakkında, 16/05/2016 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, ayrıca erteleme süresi zarfında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar uyuşturucu madde kullanması veya kullanmak için bulundurması halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunda uyarılmasına karar verildiği, erteleme kararının 30/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın hiçbir aşamada karara itiraz etmediği,
2- Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce sanığa uyarılı ilk başvuru davetiyesi gönderildiği ve kuruma müracaat ederek 25/07/2016 tarihinde tedbirin infazına başladığı, ancak tedbirin infazı sırasında yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle 17/03/2017 tarihinde tedbirin infazına son verildiği ve ayrıca erteleme süresi zarfında 22/09/2017 tarihinde tekrar uyuşturucu madde kullandığından bahisle TCK’nın 191/4. maddesinin (c) bendi uyarınca erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı,
3- Elazığ 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/10/2018 tarihli ve 2018/601 esas, 2018/1251 sayılı kararıyla “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararında sanığa itiraz hakkı gösterilmediği ve bu nedenle dava şartının gerçekleşmediği” gerekçesiyle, “kamu davasının düşürülmesine” ve “erteleme kararının kesinleştirilmesinden sonra infazının devamına” karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, “Her ne kadar Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının 24/06/2016 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının Başsavcılıkça usulüne uygun tebliğ edildiğine dair bir kayda rastlanamamış ise de, Ağrı Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 25/07/2016 tarihli yazısında Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının mezkûr kararın muhtevası açıklanarak …’a bizzat tebliğ yapıldığının anlaşıldığı, bu tebliğ üzerine adı geçenin tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirmeye başladığı, karara herhangi bir itirazının da vaki olmadığı cihetle işbu tebliğin geçerli olduğu düşünülerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, Ağrı Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce 25/07/2016 tarihinde tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlandığı, şüphelinin 25/07/2016 tarihinde 1. kez yükümlülük ihlali üzerine ihtar edildiği, 23/01/2017 tarihinde 2. kez yükümlülük ihlali yaptığı gerekçesiyle dosyasının bila infaz kapatıldığı, ayrıca 22/09/2017 günü Ağrı Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan uygulamada şüphelinin üzerinde uyuşturucu madde ele geçirilmesi sebebiyle Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma açıldığı ve Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/7753 soruşturma sayılı dosyası kapsamında 5271 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/4. maddesi gereğince Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının yetkili olduğuna dair karar verildiği, böylece şüphelinin denetim süresi içinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinin 4. fıkrasının a ve b bentlerini ayrı ayrı ihlal ettiği olayda Elazığ 2. Asliye Ceza Mahkemesinin yargılamaya devamla işin esasına ilişkin bir karar vermesi gerektiği halde yasal olmayan gerekçeyle dava şartının gerçekleşmediğinden bahisle yazılı şekilde düşme kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, Elazığ 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/10/2018 tarihli ve 2018/601 esas, 2018/1251 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (b) ve (c) bendlerinde, “Kişinin, erteleme süresi zarfında;…Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,… hâlinde, hakkında kamu davası açılır. ” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa tebliğ edildiği, sanığın hiçbir aşamada bu karara itiraz etmediği ve Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat edip tedbirin infazına başladığı, ancak daha sonra, erteleme süresi zarfında tekrar uyuşturucu madde kullandığının tespit edilmesi üzerine, erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı, bu haliyle sanığın kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararını ve hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandığını öğrendikten sonra itiraz yoluna başvurmadan tedbirin infazına başladığı, ancak erteleme süresi zarfında tekrar uyuşturucu madde kullandığının tespit edildiği anlaşılmakla, TCK’nın 191/4. maddesi uyarınca kamu davası açılma koşulları oluştuğundan, “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararında sanığa itiraz hakkı gösterilmediği ve bu nedenle dava şartının gerçekleşmediği” şeklindeki dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Ayrıca, somut olayda, Mahkemece “kamu davasının düşmesine” karar verilerek, CMK’nın 223. maddesinde sayılıp davanın esasını çözen karar türlerinden “düşme” kararıyla yargılama sonlandırıldığı ve “düşme” kararının sonucu olarak sanığın bütün yükümlülüklerinin ortadan kalkması gerektiği halde, “düşme” kararı verildikten sonra ayrıca “dava açılmasının ertelenmesi kararı sanığa tebliğ edildikten sonra infaz işlemlerinin yapılmasına” karar verilerek hüküm karıştırıldığından, kararın infaz kabiliyeti bulunmamaktadır.
Mahkemenin “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararında sanığa itiraz hakkı gösterilmediği ve bu nedenle dava şartının gerçekleşmediği” şeklindeki gerekçesinin de yasal dayanağı bulunmadığı, “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı”nın sanığa tebliğ edilmeden tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağına ilişkin herhangi bir yasa veya yönetmelik hükmü bulunmadığı gibi tam tersine CMK’nın 269/1. maddesinde “İtiraz, kararın yerine getirilmesinin geri bırakılması sonucunu doğurmaz.” şeklinde hüküm yer aldığı, kaldı ki sanığın kuruma müracaat ederek tedbirin infazına başladıktan sonra da hiçbir aşamada itiraz etmediği ve tedbirin infazına devam ettiği, bu nedenle kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmesi beklenmeden denetimli serbestlik ve tedavi tedbirinin infazına başlanmış olmasının dava şartının gerçekleşmesine bir etkisi olmayacağı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, somut olayda erteleme süresi zarfında tekrar uyuşturucu madde kullandığı iddia edilerek kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kaldırılan ve hakkında dava açılan sanık hakkında her iki suça ilişkin deliller birlikte değerlendirilerek davanın esası hakkında bir hüküm verilmesi gerekirken;
Kamu davasının düşmesine karar verilerek davanın esasını çözen bir kararla yargılama sonlandırıldıktan sonra, sanki durma kararı verilmişcesine “dava açılmasının ertelenmesi kararı sanığa tebliğ edildikten sonra infaz işlemlerinin yapılmasına” karar verilerek hükümde çelişkiye neden olunması ve hükmün karıştırılması yasaya aykırı olduğundan, hükmün karıştırılması halinde Mahkemenin iradesi açık şekilde ortaya çıkmadığı için kazanılmış haktan da söz edilemeyeceğinden, kanun yararına bozma talebi bu yönüyle ve değişik gerekçeyle yerindedir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; kamu davasının düşürülmesine ilişkin Elazığ 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/10/2018 tarihli ve 2018/601 esas, 2018/1251 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 20.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.