Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2018/88 E. 2018/9037 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/88
KARAR NO : 2018/9037
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

Adalet Bakanlığı’nın, 19/12/2017 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık …’nin, TCK’nın 191/1 ve 62. maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 51. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine ilişkin İstanbul Anadolu 48. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 29/01/2015 tarihli ve 2014/522 esas, 2015/93 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 22/12/2017 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık hakkında 19/08/2012 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan yargılama sonucunda, İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 14/03/2013 tarihli ve 2012/1117 esas, 2013/189 sayılı kararı ile 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği ve kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
2- Bu kararın infazı sırasında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin 17/06/2013 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen sanığın çağrıya uymadığının bildirilmesi üzerine, Mahkemece yargılamaya devam edildiği ancak “sanığın denetime uymamak kastı ile hareket etmediği” gerekçesine dayanılarak 25/12/2013 tarihli ve 2012/1117 esas, 2013/189 sayılı ek karar ile tedbirin devamına karar verildiği,
3- Bunun üzerine Denetim Serbestlik Müdürlüğünce gönderilen ikinci uyarılı çağrı kağıdının sanığa 11/03/2014 tarihinde tebliğ edildiği, ancak sanığın kuruma müracaat etmemesi üzerine mahkemece yargılamaya devam edildiği ve İstanbul Anadolu 48. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 29/01/2015 tarihli ve 2014/522 esas, 2015/93 sayılı kararı ile TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 51. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine karar verildiği, hükmün yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, “Dosya kapsamına göre, suç tarihinden sonra 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesi yeniden düzenlenmiş olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesi ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme karşısında, önceki ve sonraki temel ceza kanunlarının ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.” denilerek, İstanbul Anadolu 48. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 29/01/2015 tarihli ve 2014/522 esas, 2015/93 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik sonucunda, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin ceza miktarı artırılmış, ancak bu suç nedeniyle yürütülen soruşturmalarda, öncelikle TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmesi ve erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri, ayrıca gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedavi uygulanması öngörülmüştür.
Bununla birlikte, 6545 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte yürütülmekte olan kovuşturmalarda izlenecek yolu göstermek üzere 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklinde düzenlemeye verildiği, somut olayda ise sanık hakkında daha önce 14/03/2013 tarihli karar ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, ancak sanığın tedbire aykırı davrandığının tespit edilmesi üzerine aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca yargılamaya devam edilerek hüküm kurulduğunun anlaşılması karşısında, sanık lehine uygulama yapılarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yasal olarak imkan bulunmadığı,
Ayrıca 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucunda sanık lehine uygulanma ihtimali bulunan TCK’nın 191/5. maddesindeki “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” hükmünün de somut olayda uygulama imkanı bulunmadığı, zira sanığın yargılama konusu olan suçu hakkında daha önce başka bir suçtan dolayı verilmiş olan tedavi veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş olmadığı, anlaşılmış olup, 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrasında sanık lehine uygulanacak hüküm bulunmadığından 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasında yer alan “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi kararı verilmiş olup da bu yükümlülükleri ihlal eden kişilerin yargılanmasına devam olunur.” şeklindeki düzenleme uyarınca, hakkında daha önce verilmiş olan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirini ihlal ettiği bildirilen sanık hakkında yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması yasaya uygun olduğundan, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmemiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; İstanbul Anadolu 48. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 29/01/2015 tarihli ve 2014/522 esas, 2015/93 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebi yerinde görülmediğinden REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 10.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.