Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2018/5696 E. 2019/224 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5696
KARAR NO : 2019/224
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

Adalet Bakanlığı’nın, 13/12/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, “Cumhuriyet Başsavcılığı Soruşturma Bürosunun 13/09/2017 tarihli 2017/5404 soruşturma, 2017/44 karar nolu kararının aynen infazına” dair Silifke 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2018 tarihli ve 2018/314 esas, 2018/631 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 20/12/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 28/06/2017 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı 13/09/2017 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, ayrıca “yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması” halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunun ihtar edilmesine karar verildiği,
2- Şüphelinin tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanması için gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesine uyarak 26/09/2017 tarihinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat ettiği ve kendisine burada yazılı olarak yükümlülüklerinin tebliğ edildiği ve yükümlülüklerini ihlal etmesi halinde hakkında kamu davası açılacağının ihtar edildiği,
3- Ancak tedbirin infazı esnasında şüphelinin 16/01/2018 tarihinde yükümlülüklerine aykırı davranması üzerine 27/01/2018 tarihinde meşruhatlı uyarı müzekkeresi tebliğ edildiği,
4- Yapılan bu uyarıya rağmen şüphelinin 15/02/2018 tarihinde tekrar yükümlülüklerine aykırı davranması üzerine TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca “…tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği…” gerekçesiyle kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kamu davası açıldığı,
5- Yapılan yargılama sonucunda, Silifke 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2018 tarihli ve 2018/314 esas, 2018/631 sayılı kararı ile “sanığa yeniden tebligat yapılması bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde, hakkında dava açılması gerekmesi nedeni ile yargılama şartı olan ısrar koşulunun oluşmadığı” gerekçesi ile “Cumhuriyet Başsavcılığı Soruşturma Bürosunun 13/09/2017 tarihli 2017/5404 soruşturma, 2017/44 karar nolu kararının aynen infazına” karar verildiği ve kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, “1- Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta “ısrar” ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa “önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı” uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar edeceği, somut olayda, 26/09/2017 tarihi itibari ile tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazında uyulması gereken kuralların hükümlüye tebliğ edilerek infazına başlanıldığı, hükümlünün 16/01/2018 tarihinde grup/seminer çalışması programına katılmadığının bildirilmesi üzerine, denetim planına uymadığından bahisle İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce düzenlenen 19/01/2018 tarihli ve 2017/557 DS sayılı uyarı müzekkeresinin 27/01/2018 tarihinde hükümlüye bizzat elden tebliğ edildiği, uyarı müzekkeresinde bir sonraki ihlalde tekrar uyarı yapılmayarak dosyanın kapatılacağının hükümlüye bildirilmesine rağmen hükümlünün belgelendirilebilir ve geçerli bir mazereti bulunmaksızın 15/02/2018 tarihindeki grup/seminer çalışmasına katılmaması üzerine dosyasının kapatılarak Silifke Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, böylece hükümlünün denetimli serbestlik kapsamında belirlenen yükümlülüğü ikinci kez ihlâl ettiği ve bu halin ısrar niteliğinde olduğu anlaşılmakla, kamu davasına devamla esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde
2- 5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/1. maddesinde, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” şeklinde hüküm çeşitlerinin tahdidi olarak sayıldığı, somut olayda mahkemesince açılan kamu davası hakkında hüküm kurulması gerekirken, anılan Kanun’da düzenlenmeyen erteleme kararının aynen infazına şeklinde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, Silifke 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2018 tarihli ve 2018/314 esas, 2018/631 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, “Kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi … hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve tedavi ile birlikte denetimli serbestlik tedbirine hükmedilen şüphelinin Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne 26/09/2017 tarihinde müracaat etmesi üzerine burada kendisine yükümlülüklerinin yazılı olarak tebliğ edildiği, ayrıca yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi veya tekrar uyuşturucu madde kullanması halinde hakkında kamu davası açılacağının ihtar edildiği, dolayısı ile birinci uyarının doğrudan ilgili müdürlükçe yapılmış olduğu,
Ancak bu ihtar ve uyarıya rağmen, şüphelinin 16/01/2018 tarihinde yükümlülüklerini birinci kez ihlal etmesi üzerine, yine yazılı olarak uyarılmasına karar verildiği ve “yeniden yükümlülük ihlali halinde hakkında dava açılacağı” uyarısını içeren bu davetiyenin 27/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği, bunun da ikinci uyarı olarak kabul edilmesi gerektiği, ancak şüphelinin 15/02/2018 tarihinde ikinci kez yükümlülüklerini ihlal ettiği,
Anlaşılmıştır.
Bu hali ile 2 kez uyarılmasına rağmen 2 defa yükümlülüklerini ihlal ettiği görüldüğünden, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK’nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sanığın cezalandırılması isteğiyle açılan davada “kovuşturma şartı” olan “ısrar koşulu”nun gerçekleştiği, anlaşıldığından, yargılamaya devam olunarak esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, CMK’nın 223. maddesinde karar ve hüküm türleri arasında sayılmayan “erteleme kararının aynen infazına” dair karar verilmesi yasaya aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
D) Karar:
Açıklanan nedenlere göre; Silifke 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2018 tarihli ve 2018/314 esas, 2018/631 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 14.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.