Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2018/5560 E. 2019/55 K. 07.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5560
KARAR NO : 2019/55
KARAR TARİHİ : 07.01.2019

Adalet Bakanlığı’nın, 28/11/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık …’nin, TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/02/2018 tarihli ve 2017/403 esas, 2018/99 sayılı kararının kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 05/12/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- 10/04/2010 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle sanık hakkında Beyoğlu 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 11/05/2011 tarihli ve 2010/2475 esas, 2011/1009 sayılı kararı ile TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik kararı verildiği ve kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
2- Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce, tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazına başlaması için sanığa gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin 18/07/2011 tarihinde sanığın kendisine tebliğ edildiği, ancak sanığın kuruma müracaat etmemesi üzerine tedbirin ihlal edildiğinden bahisle 21/09/2011 tarihinde bildirimde bulunulduğu ve Mahkemece yargılamaya devam edildiği, bununla birlikte sanığın savunmasında ileri sürdüğü hususlar kabul edilerek İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 30/04/2013 tarihli ve 2012/73 esas, 2013/854 sayılı kararı ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin devamına karar verildiği,
3- Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce, sanığa yeniden uyarılı ilk başvuru davetiyesi gönderildiği, bu davetnamenin 15/04/2015 tarihinde Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, ancak sanığın kuruma müracaat etmemesi üzerine tedbirin ihlal edildiğinden bahisle 28/05/2015 tarihinde bildirimde bulunulduğu ve Mahkemece yargılamaya devam edilerek İstanbul (kapatılan) 66. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/10/2015 tarihli ve 2015/290 esas, 2015/973 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve CMK’nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin 23/11/2015 tarihinde kesinleştiği,
4- Ancak sanığın denetim süresi içinde 09/02/2017 tarihinde işlediği iddia edilen “bina içinde muhafaza altına alınmış eşya hakkında hırsızlık” suçundan mahkûmiyet hükmünün kesinleştiğinden bahisle ihbarda bulunulması üzerine, İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/02/2018 tarihli ve 2017/403 esas, 2018/99 sayılı kararı ile hüküm açıklanarak, sanığın TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 51. maddesi uyarınca cezasının ertelenmesine karar verildiği ve hükmün yasa yolu incelenmesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, “Dosya kapsamına göre, sanığın cezalandırılmasına konu eylemin suç tarihinin 10/04/2010 olduğu, fiilin işlendiği tarihte yürürlükte olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesinde bu eylem için öngörülen cezanın alt sınırının 1 yıl hapis cezası olması karşısında, suç tarihinden sonra 6545 sayılı Kanun ile değiştirilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi uyarınca 2 yıl temel ceza belirlenerek, sanık hakkında fazla cezaya hükmolunmasında isabet görülmemiştir.” denilerek, İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/02/2018 tarihli ve 2017/403 esas, 2018/99 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infaz işlemleri, infazın yapıldığı tarihteki kurallara göre yapılacağından, 6545 sayılı Kanunla TCK’nın 191. maddesinde yapılan ve ısrar teriminin de içinde yer aldığı değişikliklerin yürürlüğe girdiği, 28/06/2014 tarihinden sonra yapılan infaz işlemlerinde, sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta “ısrar” ettiğinin kabul edilebilmesi için; sanığa tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için tebligat yapılması, uymaması halinde “önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı” uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanık hakkında dava açılması gerekir.
Somut olayda ise, Mahkemece tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin devamına karar verildikten sonra Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin 15/04/2015 tarihinde sanığın MERNİS adresine Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, ancak sanığın kuruma müracaat etmemesi üzerine, yargılamaya devam edilerek mahkûmiyetine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, öncelikle bu hususta kanun yararına bozma isteğinde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/02/2018 tarihli ve 2017/403 esas, 2018/99 sayılı kararına karşı ısrar şartının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda kanun yararına bozma isteğinde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 07.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.