Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2018/5557 E. 2018/9807 K. 24.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5557
KARAR NO : 2018/9807
KARAR TARİHİ : 24.12.2018

Adalet Bakanlığı’nın, 03/12/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık …’ın TCK’nın 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 51. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine dair İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/10/2015 tarihli ve 2015/452 esas, 2015/744 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 10/12/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 19/06/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin olarak yapılan soruşturma sonucunda, 06/11/2014 tarihinde TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği,
2- Şüphelinin erteleme süresi zarfında tekrar uyuşturucu madde kullandığı gerekçesi ile TCK’nın 191/4. maddesi uyarınca kamu davası açıldığı ve yapılan yargılama sonucunda İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/10/2015 tarihli ve 2015/452 esas, 2015/744 sayılı kararı ile TCK’nın 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 51. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine, 3 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, hükmün yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
3- Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suçtan mahkûmiyet kararının kesinleştiğinin ihbar edilmesi üzerine Mahkemece 21/06/2018 tarihli ek kararla erteli cezanın aynen infazına karar verildiği,
4- Hükümlü müdafiinin aynen infaz kararına itiraz etmesi üzerine, İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/07/2018 tarihli ve 2018/712 değişik iş sayılı kararı ile “suç tarihinde yürürlükte olmayan kanun uygulanmak suretiyle fazla ceza tayin edilmiş olmasından dolayı kanun yararına bozma yoluna başvurulması gerektiği” gerekçesi ile itirazın kabulüne ve aynen infaz kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, “Dosya kapsamına göre, suç tarihinden sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile ceza miktarının “iki yıldan beş yıla kadar hapis” olarak değiştirildiği cihetle, suç tarihinin 19/06/2014 olması karşısında aleyhe kanun değişikliğinin sanık hakkında uygulanamayacağı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesi ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme karşısında, önceki ve sonraki temel ceza kanunlarının ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması gerekirken, yazılı şekilde lehe kanun değerlendirilmesi yapılmadan fazla cezaya hükmedilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/10/2015 tarihli ve 2015/452 esas, 2015/744 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Suç tarihi olan 19/06/2014 tarihi itibari ile yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/1. maddesinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olduğu, daha sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle ceza miktarının artırılarak “iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası” olarak düzenlendiği, TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca suç tarihi itibari ile sonuç ceza yönünden sanığın lehine olan kanun maddesinin uygulanmasının yasal bir zorunluluk olduğu, bu nedenle ceza miktarının suç tarihinde yürürlükte olan ve sanık lehine olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/1. maddesi uyarınca belirlenmesi gerektiği, ancak Mahkemece hüküm kısmında temel cezanın “takdiren alt sınırdan” belirlendiği şeklindeki ibareye yer verildiği halde, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve ceza miktarı itibari ile sanık aleyhine olan 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/1. maddesinde yer alan ceza miktarına göre temel cezanın “2 yıl hapis” olarak belirlenmesi suretiyle fazla cezaya hükmedilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerindedir.
D) Karar:
Açıklanan nedenlere göre; sanığın TCK’nın 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/10/2015 tarihli ve 2015/452 esas, 2015/744 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendinin verdiği yetkiye dayanılarak;
Mahkemenin takdiri alt sınırdan cezalandırma yönünde olduğundan bu takdire bağlı kalınarak, TCK’nın 191. maddesinde 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki ceza miktarının alt sınırı “1 yıl hapis cezası” olması nedeni ile;
1- Hüküm fıkrasında birinci paragrafta yer alan “2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına” şeklindeki ibarenin, “1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına” olarak; ikinci paragrafta yer alan “1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” şeklindeki ibarenin “10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” olarak DEĞİŞTİRİLMESİNE,
2- Suçun işleniş biçimi, sanığın şahsi, sosyal ve ekonomik durumu gözönüne alınarak sanığa verilen kısa süreli hapis cezasının takdiren TCK’nın 50/1-a ve 52/2 maddeleri gereğince günlüğü 20 TL’den paraya çevrilerek 6.000 TL adli para cezası ile CEZALANDIRILMASINA,
Sanığa verilen adli para cezasının TCK’nın 52/4. maddesi gereğince dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak takdiren aylık 20 eşit taksitte tahsiline, taksitlerden birinin ödenmemesi halinde kalan cezanın tamamının tahsil edileceğine ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına,
3- Hükümlünün erteli hapis cezasının denetim süresi içinde işlediği iddia edilen kasıtlı suçtan mahkûmiyetinin kesinleşmesi nedeniyle aynen infaz kararı verilme koşulları oluştuğu ve erteleme kararının sanık bakımından lehe bir durum oluşturmadığı, kanun yararına bozma sonucu oluşan yeni duruma göre de sonuç ceza para cezası olup TCK’nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesi mümkün olmadığından, TCK’nın 51. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımların gerekçe ve hüküm fıkrasından ÇIKARILMASINA,
4- Hükmün bu şekilde infazına, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine,
24.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.