Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2018/5556 E. 2018/9800 K. 24.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5556
KARAR NO : 2018/9800
KARAR TARİHİ : 24.12.2018

Adalet Bakanlığı’nın, 03/12/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkında açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonucunda, kamu davasının düşürülmesine dair Elazığ 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/05/2018 tarihli ve 2017/917 esas, 2018/873 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 10/12/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 15/07/2014 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, ayrıca erteleme süresi zarfında tedavi ve denetimin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar uyuşturucu madde kullanması veya kullanmak için bulundurması halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunda uyarılmasına karar verildiği, bu kararın 17/11/2014 tarihinde tebliğ edildiği, şüphelinin bu karara itiraz etmediği,
2- Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce şüpheliye tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin tebliğ edilmesini müteakip şüphelinin bu çağrıya uyarak Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne 17/12/2014 tarihinde müracaat ettiği, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başladığı, ancak daha sonra şüphelinin erteleme süresi zarfında 28/11/2016 tarihinde tekrar kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediğinden bahisle erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı,
3- Elazığ 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/05/2018 tarihli ve 2017/917 esas, 2018/873 sayılı kararı ile “…kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığın annesine tebliğ edildiği, dolayısıyla dava şartı gerçekleşmediği…” gerekçesiyle, “kamu davasının düşürülmesine” ve “dava açılmasının ertelenmesi kararı sanığa tebliğ edildikten sonra infaz işlemlerinin yapılmasına” karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, “5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/1. maddesinde, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” şeklinde hüküm çeşitlerinin tahdidi olarak sayıldığı, dosya kapsamına göre, kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11/11/2014 tarihli ve 2014/11262 soruşturma, 2014/135 sayılı kararının şüpheliye 17/11/2014 tarihinde tebliğini müteakip, şüphelinin erteleme süresi içinde 28/11/2016 tarihinde tekrar uyuşturucu madde ile yakalanması karşısında, Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/4-b maddesi gereğince erteleme süresi zarfında tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulunduran sanık hakkında, mahkemesince yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ” denilerek, Elazığ 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/05/2018 tarihli ve 2017/917 esas, 2018/873 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (b) ve (c) bendlerinde, “Kişinin, erteleme süresi zarfında;…Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,… hâlinde, hakkında kamu davası açılır. ” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda şüpheli hakkındaki kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının 17/11/2014 tarihinde şüphelinin bilinen son adresi ile aynı olan MERNİS adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine uygun olarak tebliğ edildiği, şüphelinin hiçbir aşamada bu karara itiraz etmediği, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin de tebliğ edilmesini müteakip Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne 17/12/2014 tarihinde kuruma müracaat edip tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başladığı,
Ancak daha sonra, şüphelinin erteleme süresi zarfında 28/11/2016 tarihinde tekrar uyuşturucu madde kullandığına ilişkin olarak soruşturma başlatılması üzerine, erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı, bu hali ile şüphelinin kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kendisine tebliğ edilip hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandığını öğrendikten sonra itiraz yoluna başvurmadan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başladığı, ancak erteleme süresi zarfında tekrar uyuşturucu madde kullandığı iddiası ile soruşturma başlatıldığı anlaşılmakla, TCK’nın 191/4. maddesi uyarınca kamu davası açılma koşulları oluştuğundan, “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığın annesine tebliğ edildiği, dolayısıyla dava şartı gerçekleşmediği” şeklindeki dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Ayrıca, somut olayda, mahkemece “kamu davasının düşmesine” karar verilerek, CMK’nın 223. maddesinde sayılıp davanın esasını çözen karar türlerinden “düşme” kararı ile yargılama sonlandırıldığı ve “düşme” kararının sonucu olarak sanığın bütün yükümlülüklerinin ortadan kalkması gerektiği halde, “düşme” kararı verildikten sonra ayrıca “dava açılmasının ertelenmesi kararı sanığa tebliğ edildikten sonra infaz işlemlerinin yapılmasına” karar verilerek hüküm karıştırıldığından, kararın infaz kabiliyeti bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, somut olayda erteleme süresi zarfında tekrar uyuşturucu madde kullandığı iddia edilerek kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kaldırılan ve hakkında dava açılan şüpheli hakkında her iki suça ilişkin deliller birlikte değerlendirilerek erteleme süresi zarfında işlendiği iddia edilen ikinci suça ilişkin olarak mahkûmiyete yeterli delil bulunup bulunmadığı tespit edilip; ikinci suça ilişkin olarak mahkûmiyete yeterli delil bulunmadığına kanaat getirilmesi halinde, TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (b) ve (c) bendlerinde yer alan, erteleme süresi zarfında “tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma veya uyuşturucu madde kullanma” koşulları gerçekleşmemiş olacağından, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilen ilk suça ilişkin olarak yargılama şartı bulunmaması nedeniyle, yargılama şartının gerçekleşmesi beklenmek üzere CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca durma kararı verilmesi; ikinci suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olduğuna kanaat getirilmesi halinde ise, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilen ilk suça ilişkin olarak yargılama şartı gerçekleşmiş olduğundan yargılamaya devamla ilk suça ilişkin davanın esası hakkında bir hüküm verilmesi gerekirken;
Kamu davasının düşmesine karar verilerek davanın esasını çözen bir kararla yargılama sonlandırıldıktan sonra, sanki durma kararı verilmişcesine “dava açılmasının ertelenmesi kararı sanığa tebliğ edildikten sonra infaz işlemlerinin yapılmasına” karar verilerek hükümde çelişkiye neden olunması ve hükmün karıştırılması yasaya aykırı olduğundan, hükmün karıştırılması halinde mahkemenin iradesi açık şekilde ortaya çıkmadığı için kazanılmış haktan da söz edilemeyeceğinden, kanun yararına bozma talebi bu yönü ile ve değişik gerekçe ile yerindedir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; Elazığ 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/05/2018 tarihli ve 2017/917 esas, 2018/873 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 24.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.