Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2018/5517 E. 2018/9412 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5517
KARAR NO : 2018/9412
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

Adalet Bakanlığının, 26/11/2018 tarihli yazısı ile uyuşturucu madde ticareti suçundan hükümlü … hakkındaki yasaklanmış hakların geri verilmesinin talep edilmesi üzerine, yasaklanmış haklarının bulunmadığının tespitine ilişkin Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/08/2017 tarihli ve 2008/187 esas, 2010/169 sayılı ek kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 30/11/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanığın 09/10/2007 tarihinde işlediği iddia olunan uyuşturucu madde ticareti suçundan dolayı TCK’nın 188/3. maddesi uyarınca 5 yıl hapis ve 3.000 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/04/2010 tarihli ve 2008/187 esas, 2010/169 sayılı kararının temyizden vazgeçme nedeniyle yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
2- Hükmün infazının 23/03/2015 tarihinde tamamlanmasını müteakip hükümlünün 11/08/2017 tarihli dilekçe ile yasaklanmış haklarının iade edilmesini talep etmesi üzerine, Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/08/2017 tarihli ve 2008/187 esas, 2010/169 sayılı ek kararı ile “cezanın infazı tamamlanmış olduğu, ayrıca yasak hakların geri verilmesi kurumunun 5237 sayılı TCK dışındaki bir yasadan dolayı mahkum olunması haline münhasır olduğu” gerekçesi ile “yasaklanmış haklarının bulunmadığının tespitine” karar verildiği ve kararın yasa yolu incelemesinden geçmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, “Yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin karara dayanak teşkil eden 5352 sayılı adlî Sicil Kanunu 13/A maddesinde yer alan, ”5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla, a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması, b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, memnu hakların iadesi kararı verilebilmesi için infazın tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık sürenin geçmiş olmasının gerekmesi karşısında, hükümlünün mahkûm olduğu 5 yıl hapis cezasının 23/03/2015 tarihinde infaz edildiği cihetle, yasaklanmış hakların bulunmadığına ilişkin kararın verildiği 16/08/2017 tarihinde 3 yıllık sürenin dolmadığı anlaşılmış ise de, sanık hakkındaki mahkûmiyet kararında herhangi bir hak yoksunluğu yer almasa da, sanığın mahkûmiyetin doğal neticesi olarak yasaklanan hakların geri verilmesi talebinde bulunulabileceği ve hakkındaki adlî sicil arşiv kaydının bulunmasının yasaklanmış hak kavramına dahil olduğu, mahkemesince yapılacak değerlendirmede sanığın daha sonra yeni bir suç işleyip işlemediği incelenerek, hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda kanaate ulaşılması durumunda yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/08/2017 tarihli ve 2008/187 esas, 2010/169 sayılı ek kararının bozulması istenmiştir.
C) Konuyla İlgili Hukuksal Düzenlemeler:
a) 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun “Yasaklanmış Hakların Geri Verilmesi” başlıklı 13/A maddesinin 1. fıkrası:
(1) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,
 a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,
 b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması,  gerekir.
b) 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun “Adlî Sicil Bilgilerinin Silinmesi” başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi:
(1) Adlî sicildeki bilgiler; a) Cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması,…Halinde Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce silinerek, arşiv kaydına alınır.
c) 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun “Adlî Sicil ve Arşiv Bilgilerinin Silinmesi” başlıklı 12. maddesinin 1. fıkrası:
Arşiv bilgileri;
a) İlgilinin ölümü üzerine,
b) Anayasanın 76 ncı maddesi ile Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunlarda bir hak yoksunluğuna neden olan mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren;
1. Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşuluyla onbeş yıl geçmesiyle,
2. Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşulu aranmaksızın otuz yıl geçmesiyle,
c) Diğer mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren beş yıl geçmesiyle, tamamen silinir.
Ç) Konunun Değerlendirilmesi:
Somut olayda, uyuşturucu madde ticareti suçundan hükmedilen cezanın infazının 23/03/2015 tarihinde tamamlanarak 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 9. maddesi gereğince arşiv kaydına alındığı anlaşılmıştır.
Daha sonra, hükümlünün yasaklanmış haklarının iade edilmesini talep etmesi üzerine, her ne kadar Mahkemece “hükümlünün yasaklanmış bir hakkının bulunmadığı, zira TCK’nın 53. maddesi uyarınca hapis cezasının kanunî sonucu olarak hükmedilen hak yoksunlukların cezanın infazı ile birlikte sona ereceği, hükümlünün de cezasını infaz ettiğinden dolayı TCK’nın 53. maddesi uyarınca hükmedilmiş olan hak yoksunluklarının kendiliğinden kalkacağı, ayrıca yasak hakların geri verilmesi kurumunun 5237 sayılı TCK dışındaki bir yasadan dolayı mahkum olunması haline münhasır olduğu” gerekçesi ile “yasaklanmış haklarının bulunmadığının tespitine” karar verilmiş ise de, Hükümlülük kararında açıkça hükmedilmese bile bir suçtan mahkûmiyetin doğal neticesi olarak Anayasa’nın 76. maddesi ve diğer özel kanunlarda yer alan “seçme ve seçilme hakkından yoksun kılınma”, “kamu hizmetlerinden yasaklanma”, “memuriyetten mahrumiyet” gibi, bir suçtan mahkûmiyetin sonucu olan hak yoksunluklarının yasak hakların geri verilmesi yoluyla giderilebileceği, somut olayda da hükümlü hakkındaki infaz edilmiş sayılarak arşiv kaydına alınmış olan mahkûmiyetin yukarıda bahsedilen hak yoksunluklarına yol açacağı cihetle,
Uyuşturucu madde ticareti suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün doğal sonucu olarak yasaklanan haklarının geri verilmesi talebinde bulunan hükümlünün hukuki durumunun 5352 sayılı Yasa’nın 13/A maddesinde belirtilen şartlar ışığında değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, hatalı gerekçeyle “yasaklanmış haklarının bulunmadığının tespitine” karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; yasaklanmış haklarının bulunmadığının tespitine ilişkin Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/08/2017 tarihli ve 2008/187 esas, 2010/169 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 17.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.