Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2018/5377 E. 2018/8571 K. 03.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5377
KARAR NO : 2018/8571
KARAR TARİHİ : 03.12.2018

Adalet Bakanlığının, 19/10/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkındaki hükmün açıklanmasına dair Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/04/2017 tarihli ve 2016/629 esas, 2017/273 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 30/10/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık hakkında 11/03/2014 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı 20/05/2014 tarihli iddianame ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Bilecik Asliye Ceza Mahkemesinin 16/03/2015 tarihli ve 2014/816, 2015/306 sayılı kararı ile TCK’nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanunla değişik 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/2. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin 03/04/2015 tarihinde kesinleştiği
2- Daha sonra sanığın denetim süresi içinde 28/02/2016 tarihinde işlediği iddia edilen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkûmiyetinin kesinleşmesini müteakip, hükmün açıklanması için mahkemesine ihbarda bulunulması üzerine, Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/04/2017 tarihli ve 2016/629 esas, 2017/273 sayılı kararı ile hüküm açıklanarak sanığın TCK’nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, “Dosya kapsamına göre, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak eyleminden dolayı 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde, verilen hükmün açıklanması koşullarının da 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesine tabi olmadığı, ancak 5237 sayılı Kanun’un 191/4. maddesinde yer alan, ” a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması…” hallerin gerçekleşmesi halinde hükmün açıklanmasına karar verilebileceği gözetilmeksizin, yazılı şekilde hükmün açıklanmasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/04/2017 tarihli ve 2016/629 esas, 2017/273 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla değişik 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddenin 2. fıkrasında “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklinde hüküm yer aldığı, bu düzenlemenin amacının 6545 sayılı Kanun öncesi dönemde soruşturma aşamasında hakkında TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmeyen ve dolayısı ile denetimli serbestlik ve/veya tedavi tedbiri uygulanmadan dava açılmış olan sanık hakkında soruşturma aşamasında uygulanmamış olan tedbirin kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılması yolu ile uygulanması olduğu, bu nedenle 6545 sayılı Kanun’la değişik TCK’nın 191. maddesi kapsamında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde, CMK’nın 231. maddesindeki genel kurallar değil, TCK’nın 191. maddesindeki özel hükümlerin uygulanması gerektiği, buna göre de hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde TCK’nın 191/4. maddesindeki kuralların geçerli olacağı anlaşıldığından, sanığın ancak “kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi veya tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması” hallerinde hüküm açıklanabilecektir.
Somut olayda ise, sanığın denetim süresi içinde işlediği iddia edilen suç “trafik güvenliğini tehlikeye sokma” suçu olduğundan, kanundaki özel düzenlemede yer alan emredici hüküm nedeniyle, “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçu haricinde başka bir suçtan mahkûmiyet nedeniyle hükmün açıklanması yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerindedir.
D) Karar:
Açıklanan nedenlere göre; hükmün açıklanmasına dair Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/04/2017 tarihli ve 2016/629 esas, 2017/273 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 03.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.