Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2018/5254 E. 2018/8353 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5254
KARAR NO : 2018/8353
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

Adalet Bakanlığı’nın, 19/10/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkında yapılan yargılama sonucunda, sanığın beraatine dair Erciş 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 05/12/2017 tarihli ve 2017/456 esas, 2017/521 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 24/10/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 25/01/2015 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı 12/01/2016 tarihinde TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, ayrıca “yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması” halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunun ihtar edilmesine karar verildiği,
2- Şüphelinin tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanması için gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin 18/01/2016 tarihinde tebliğ edilmesini müteakip 20/01/2016 tarihinde kuruma müracaat ederek tedbirin infazına başladığı ve burada yükümlülüklerinin kendisine yazılı olarak tebliğ edildiği, yükümlülüklerine aykırı davranmasının sonuçları hakkında uyarıldığı,
3- Tedbirin infazı aşamasında şüphelinin 08/06/2016 tarihindeki görüşmesine katılmayarak yükümlülüklerine aykırı davranması üzerine 16/06/2016 tarihinde uyarı müzekkeresi tebliğ edildiği, ancak sonraki görüşmelerine de katılmayarak yükümlülüklerini bir yıl içinde iki kez ihlal etmesi üzerine TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca “…tedbirin gereklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği…” gerekçesiyle kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kamu davası açıldığı,
4- Yapılan yargılama sonucunda, Erciş 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/02/2017 tarihli ve 2016/312 esas ve 2017/50 sayılı kararı ile sanığın mahkûmiyetine karar verildiği, ancak sanığın istinaf yoluna başvurması üzerine Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 24/09/2017 tarihli ve 2017/1262 esas, 2017/1304 sayılı kararı ile “kamu davasının ertelenmesi kararının sanığa tebliğ edilip edilmediğine ilişkin tebliğ evrakının dosya arasına konulmadan eksik araştırma ile karar verildiği” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildiği,
5- Bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda Erciş 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/12/2017 tarihli ve 2017/456 esas, 2017/521 sayılı kararı ile “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa tebliğ edilmeden denetime başlanılması ve denetime uymadığı gerekçesi ile sanık hakkında kamu davası açılmasının hukuka aykırı olduğu … söz konusu suçun oluşabilmesi için sanık hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi ve sanığın buna rağmen denetime uymaması gerektiği … bu nedenle suçun unsurlarının oluşmadığı” gerekçesi ile “sanığın beraatine” ve bununla birlikte “sanığa dava açılmasının ertelenmesi kararının tebliğ edilerek sanık hakkında tekrar denetime başlanılması için Erciş Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına” karar verildiği, hükmün yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, “5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesinde yer alan “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” şeklinde düzenleme karşısında, somut olayda Mahkemesince sanığın mahkumiyetine ilişkin Erciş 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/02/2017 tarihli kararın, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 24/09/2017 tarihli ilamı ile bozulmasını müteakip, sanığa kamu davasının ertelenmesi kararının tebliğ edilmediğinin anlaşıldığı, ancak sanığa erteleme kararı tebliğ edilip kesinleşmesi beklenilmeden, sadece tebliğ işlemi yapılmadığından bahisle sanığın beraatine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, ilk olarak dosyanın ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi gerektiği ve kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın sanığa tebliğ edilebilmesini sağlamak amacıyla gerekli işlemlerin tamamlanmasına yönelik olarak durma karar verilmesi gerekirken, sanığın beraatine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, Erciş 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 05/12/2017 tarihli ve 2017/456 esas, 2017/521 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, “Kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi … hâlinde, hakkında kamu davası açılır. ” hükmüne yer verilmiştir.
CMK’nın 223. maddesinin; 2. fıkrasında,“Beraat kararı; a) Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması, b) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması, c) Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması, d) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması, e) Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması, hallerinde verilir.”,
8. fıkrasında ise, “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” hükmü öngörülmüştür.
Somut olayda, Mahkemece “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa tebliğ edilmeden denetime başlanılması nedeniyle suçun unsurlarının oluşmadığı” gerekçesi ile, “sanığın beraatine” karar verilmiş ise de, yargılama sonucunda “beraat” kararı verilebilecek haller CMK’nın 223. maddesinin 2. fıkrasında ayrıntılı olarak düzenlenmiş olup, mahkemenin beraat kararı verme gerekçesi dosya kapsamına ve yasaya uygun değildir. Ayrıca, “beraat” kararı ile yargılama sonlandırılınca, sanığın bütün yükümlülükleri ortadan kalkacağından, yargılama konusu eyleme ilişkin beraat kararı verildikten sonra ayrıca “sanığa dava açılmasının ertelenmesi kararının tebliğ edilerek sanık hakkında tekrar denetime başlanılması için Erciş Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına” karar verilerek hüküm karıştırıldığından, kararın infaz kabiliyeti bulunmamaktadır.
Ayrıca, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve tedavi ile birlikte denetimli serbestlik tedbirine karar verilmesini müteakip tedbirin infazı için şüpheliye gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin 18/01/2016 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine 20/01/2016 tarihinde kuruma müracaat ederek tedbirin infazına başladığı ve burada yükümlülüklerinin kendisine yazılı olarak tebliğ edildiği, yükümlülüklerine aykırı davranmasının sonuçları hakkında uyarıldığı, bu şekilde birinci uyarının doğrudan Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce yapılmış olduğu, şüphelinin en geç bu aşamada kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından ve hakkında uygulanmasına karar verilen tedbirden haberdar olduğu, ancak hiçbir aşamada erteleme kararına ve tedbire itiraz etmeyerek tedbirin infazına devam ettiği, bununla birlikte 08/06/2016 tarihindeki görüşmesine katılmayarak yükümlülüklerini birinci kez ihlal etmesi üzerine 16/06/2016 tarihinde ikinci uyarı müzekkeresi tebliğ edildiği, ancak sonraki görüşmelerine de katılmayarak, yapılan iki uyarıya rağmen yükümlülüklerini bir yıl içinde iki kez ihlal etmesi üzerine TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca “…tedbirin gereklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği…” gerekçesiyle kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında,
Mahkemenin “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa tebliğ edilmeden denetime başlanılması nedeniyle suçun unsurlarının oluşmadığı” şeklindeki gerekçesinin yasal dayanağı bulunmadığı, “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı”nın sanığa tebliğ edilmeden tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağına ilişkin herhangi bir yasa veya yönetmelik hükmü bulunmadığı gibi tam tersine CMK’nın 269/1. maddesinde “İtiraz, kararın yerine getirilmesinin geri bırakılması sonucunu doğurmaz.” şeklinde hüküm yer aldığı, kaldı ki şüphelinin kuruma müracaat ederek erteleme kararını öğrenmesinden sonra hiçbir aşamada itiraz etmediği ve tedbirin infazına devam ettiği, bu nedenle kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının şüpheliye tebliğ edilmesi beklenmeden denetimli serbestlik ve tedavi tedbirinin infazına başlanmış olmasının “ısrar” koşulunun gerçekleşmesine bir etkisi olmayacağı ve yapılan uyarılara rağmen 1 yıl içinde yükümlülüklerini iki kez ihlal eden şüpheli hakkında TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca kamu davası açılmasının yasal bir zorunluluk olduğu gözetilerek mahkemece yargılamaya devam edilip esas hakkında bir hüküm verilmesi gerekirken,
Mahkemece yukarıda belirtildiği üzere CMK’nın 223. maddesinin 2. fıkrasında yer almayan bir nedenle yasaya ve hükmün gerekçesine aykırı şekilde “sanığın beraatine” karar verilmesi ve sonrada sanki durma kararı verilmişcesine “sanığa dava açılmasının ertelenmesi kararının tebliğ edilerek sanık hakkında tekrar denetime başlanılması için Erciş Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına” karar verilerek çelişkili hüküm kurulması ve hükmün karıştırılması yasaya aykırı olduğundan, hükmün karıştırılması halinde mahkemenin iradesi açık şekilde ortaya çıkmadığı için kazanılmış haktan da söz edilemeyeceğinden kanun yararına bozma talebi bu değişik gerekçe ile kabul edilmiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; sanığın beraatine dair Erciş 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 05/12/2017 tarihli ve 2017/456 esas, 2017/521 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 26.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.