Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2018/3707 E. 2019/58 K. 07.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3707
KARAR NO : 2019/58
KARAR TARİHİ : 07.01.2019

Mahkeme : Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Bozma nedenlerini tartışmak, ilk kararda yer almayan yeni ve değişik gerekçelere dayanmak, niteliği itibarıyla direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir karardır.
Mahkemenin, Dairemizin 16/09/2014 tarihli ve 2011/2954 esas, 2014/7992 karar sayılı bozma ilamından sonra, direnme kararında 6545 sayılı Kanunla TCK’nın 191. maddesinde yapılan değişiklikleri ve bozma nedenlerini tartışarak, gerekçesini genişletmiş olması karşısında, bozma sonrası verilen hüküm şeklen direnme gibi görünse de özde ilk karar niteliğinde olduğundan, direnme kararının bozmaya eylemli uyma olarak kabulü ile yapılan incelemede;
Bozmaya eylemli olarak uyularak yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümden önce 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” hükmü öngörülmüş, yine aynı Kanunla değişik TCK’nın 191. maddesinin 8. fıkrasında, 188 veya 190. maddelerde tanımlanan suçlardan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun 191. madde kapsamına girdiğinin anlaşılması halinde, sanık hakkında “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” karar verilmesi hükme bağlanmış, 191. maddenin 9. fıkrasında ise “Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır.” denmiştir.
Dolayısıyla 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin 2. fıkrasındaki âmir hükme göre, TCK’nın 191. maddesinde tanımlanan “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” suçu nedeniyle 28.06.2014 tarihinden önce açılmış ve derdest olan davalarda kovuşturma aşamasında, hakkında daha önce müstakil şekilde doğrudan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, suçu sabit görüldüğü takdirde, CMK’nın 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin sanık lehine uygulanmasının zorunlu olduğu, sanığın önceki hükümlülüklerinin bu geçici maddenin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği, bu hususta Mahkemenin takdir hakkı bulunmadığı, Mahkemece suç tarihinde yürürlükte olan yasa ile sonradan yürürlüğe giren yasanın hangisinin sanık lehine olduğu yönündeki karşılaştırmanın ceza miktarı yönünden yapılması gerektiği ve ceza miktarı suç tarihinde yürürlükte olup lehe olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/1. maddesi uyarınca belirlendikten sonra, bu suç nedeniyle mahkûmiyete bağlı olmaksızın doğrudan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”, karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 07/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.