Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2018/3029 E. 2023/1043 K. 15.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3029
KARAR NO : 2023/1043
KARAR TARİHİ : 15.02.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık … ve … müdafiinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğinin, hükmolunan hapis cezasının süresine göre 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası, 1412 sayılı Kanun’un 318 inci ve 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddeleri uyarınca reddine karar verilip, sanıklar … ve … yönünden de duruşma istekleri bulunmadığından, temyiz incelemesi duruşmasız olarak yapılmakla, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.07.2014 tarihli ve 2014/164 Esas, 2014/227 Karar sayılı kararı ile Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/263 Esas sayılı dosyası ile aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunması sebebiyle her iki dosyanın birleştirilmesine, yargılamaya Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/263 Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmasına karar verilmiştir.
B. Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesinin 25.02.2016 tarihli ve 2012/263 Esas ve 2016/68 Karar sayılı kararı ile sanıklar … ve…’nün uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 6 yıl 8 ay hapis ve 2.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, sanıklar … ve …’in uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 192 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 3 yıl 4 ay hapis ve 1.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve sanık … hakkında 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
C. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca sanıklar … ve … hakkındaki hükümlerin onanması, sanıklar… ve … hakkındaki hükümlerin sanıklar arasında meanfaat çatışması bulunmasına rağmen aynı müdafii ile temsil edilmeleri nedeniyle bozulması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … ve müdafiinin temyiz sebepleri;
Sanığın üzerine iftira atıldığına ilişkindir.

B. Sanık … ve müdafiinin temyiz sebepleri;
1. Sanık hakkında temel cezanın belirlenmesinde alt sınırın hukuka aykırı olarak aşıldığına ve gerekçenin bulunmadığına,
2. Mahkûmiyete yeterli delil bulunmadığına ilişkindir.
C. Sanık … ve müdafiinin temyiz sebepleri;
Kararın hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanık … ve hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan yapılan kovuşturma esnasında vefat eden sanık Mehmet’in Diyarbakır’dan İstanbul’a para karşılığı uyuşturucu madde naklederken yakalandıkları, sanık …’ın uyuşturucuyu teslim alacak kişiler ile olan buluşma yerini bildirmesi üzerine buluşma yerine gelen iki aracın ve içerilerinde üç kişinin görüldüğü, sanık …’in bu esnada yakalandığı, diğer iki kişinin ise kaçtığı, sanık …’in kaçan iki kişinin sanıklar … ve… olduğunu beyan etmesi karşısında, sanıkların uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işledikleri, sanık …’ın buluşma yerini göstermesi ve sanık …’in de kaçan kişilerin isimleri bildirmeleri suretiyle sanıklar … ve …’in 5237 sayılı Kanun’un 192 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca etkin pişmanlık gösterdikleri, suç konusunun önem ve değeri gözetilerek alt sınır aşılarak temel cezanın belirlendiği gerekçeleriyle sanıklar …, …, Hüsnü ve …’in uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetlerine karar verildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
A. Sanık … hakkında kurulan hüküm yönünden;
1. Sanık hakkında kurulan hükme yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde, ele geçen uyuşturucunun miktarına göre belirlenen temel cezanın hukuka ve hakkaniyete uygun olduğu, sanığın uyuşturucu naklederken yakalanması ve tevil yollu ikrarı karşısında mahkûmiyetine yeterli delil bulunması nedeniyle hukuka aykırılık görülmemiştir.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle
uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
B. Sanık … hakkında kurulan hüküm yönünden;
Maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılabilmesi bakımından; sanığın atılı suçlamayı kabul etmemesi karşısında, sanık … ve sanık … ile birlikte uyuşturucu maddelerin yakalandığı araç ile İstanbul iline giden kolluk görevlilerinin mahkemeye usulüne uygun olarak çağrılarak sanık ile yüzleştirilmesi ya da mümkün olmaması halinde fotoğraf teşhisi yaptırıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması hukuka aykırı görülmüştür.
C. Sanıklar …. ve ….. hakkında kurulan hükümler yönünden;
Ceza Genel Kurulu’nun 20.10.2009 tarihli ve 2009/1-85/242 sayılı kararında açıklandığı üzere; sanıklardan birisi adına savunma yapılırken diğer sanık yönünden savunmada zaafiyete düşüldüğü takdirde aralarında menfaat çatışması bulunan sanıkların ayrı müdafiler tarafından temsil edilmeleri gerekirken, sanıkların aynı müdafi tarafından temsil edilmeleri suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38 inci ve 5271 sayılı Kanun’un 152 inci maddelerine muhalefet edilmesi hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
A. Sanık … hakkında kurulan hükmün;
Gerekçe bölümünün (A) bendinde açıklanan nedenlerle Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesinin 25.02.2016 tarihli ve 2012/263 Esas ve 2016/68 Karar sayılı kararında sanık ve müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık ve müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle, hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Sanık … hakkında kurulan hükmün;
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenlerle Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesinin 25.02.2016 tarihli ve 2012/263 Esas ve 2016/68 Karar sayılı kararına yönelik sanık ve müdafiinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

C. Sanıklar… ve … hakkında kurulan hükümlerin;
Başkaca yönleri incelenmeyen, Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesinin 25.02.2016 tarihli ve 2012/263 Esas ve 2016/68 Karar sayılı kararının, gerekçe bölümünün (C) bendinde açıklanan nedenle, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
15.02.2023 tarihinde karar verildi.