Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2018/2256 E. 2019/5142 K. 11.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/2256
KARAR NO : 2019/5142
KARAR TARİHİ : 11.07.2019

Mahkeme : Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
22.09.2014 tarihli kararın sanığa tebliğine ilişkin evrakın incelenmesinde, sanığın Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne bildirdiği ve aynı zamanda adrese dayalı kayıt sisteminde kayıtlı olan adresine tebligat çıkarıldığı, ancak bila tebliğ iade edildiği halde, Tebligat Kanununun 21. maddesinde belirtilen şartlara uygun olarak bu MERNİS adresine tebligat yapılmadığı için gerekçeli karar tebliğinin usulüne uygun olmaması nedeniyle Tebligat Kanununun 32/2. maddesine göre, sanığın kararı öğrenme üzerine süresinde temyiz ettiğinin kabul edilmesi gerektiğinden, tebliğnamedeki ret düşüncesine istirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi sanık lehine hükümler içermekte olup, öncelikle; 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı bu suç tarihinden önce açılmış başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki
suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”, karar verilmesi,
b) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan beraat kararı verilmiş ise, bu suç nedeniyle doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanığın, yükümlülüklerini ihlal ettiğinin sabit görülmesi halinde hakkında, 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibarıyla, 5560 sayılı Yasa ile değişik TCK’nın 191. maddesi çerçevesinde bir karar verilmesi,
Gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2) Kabule göre; suç ve hüküm tarihinde yürürlükte olan TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymayan sanık hakkında davaya devam edilerek hüküm verileceği öngörüldüğünden;
Duruşma günü için sanığa gönderilen meşruhatlı davetiyenin 18.07.2014 tarihinde sanığa tebliğine ilişkin evrakın incelenmesinde, sanığın Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne bildirdiği ve aynı zamanda adrese dayalı kayıt sisteminde kayıtlı olan adresine tebligat çıkarıldığı, ancak bila tebliğ iade edildiği halde, Tebligat Kanununun 21. maddesinde belirtilen şartlara uygun olarak bu MERNİS adresine tebligat yapılmadığı anlaşıldığından, usulüne uygun şekilde davetiye tebliğ edilmeden ya da sanık dinlenmeden mahkûmiyet hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 11.07.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.