Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2018/1983 E. 2018/9041 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/1983
KARAR NO : 2018/9041
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

Adalet Bakanlığı’nın, 17/04/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İzmir 14. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 16/09/2013 tarihli ve 2012/1007 esas, 2013/733 sayılı kararı ile; hükmün açıklanmasına dair İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 18/09/2017 tarihli ve 2017/257 esas, 2017/710 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 24/04/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanığın, 09/01/2010 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, İzmir 14. Sulh Ceza Mahkemesinin 31/12/2010 tarihli ve 2010/525 esas, 2010/2391 sayılı kararı ile 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği,
2-Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin kararın kesinleşmesini müteakip Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce tedbirin infazına başlaması için sanığa gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin 24/10/2011 tarihinde tebliğ edildiği,
3- Ancak sanığın Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat etmemesi üzerine tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığı gerekçesi ile yargılamaya devam edilerek İzmir 14. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 16/09/2013 tarihli ve 2012/1007 esas, 2013/733 sayılı kararı ile TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, CMK’nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin 21/10/2013 tarih kesinleştiği,
4- Daha sonra sanığın denetim süresi içinde 22/05/2015 tarihinde işlediği iddia edilen hükümlü veya tutuklunun kaçması suçuna ilişkin mahkûmiyet kararının kesinleştiğinden bahisle hükmün açıklanması için ihbarda bulunulması üzerine, İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/09/2017 tarihli ve 2017/257 esas, 2017/710 sayılı kararı ile hüküm açıklanarak, sanığın TCK’nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve hükmün yasa yolu incelenmesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, “1- İzmir (kapatılan) 14. Sulh Ceza Mahkemesinin 16/09/2013 tarihli ve 2012/1007 esas, 2013/733 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararı yönünden yapılan incelemede,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta “ısrar” ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa “önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı” uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı nazara alındığında, tedavi ve denetime uymamakta ısrar şartının gerçekleşmediği gözetilerek kovuşturma şartı bulunmadığından durma kararı verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesinin18/09/2017 tarihli ve 2017/257 esas, 2017/710 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede,
Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde satın alma eyleminden dolayı 5271 sayılı Kanun’un 231. Maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği cihetle, sanık hakkında verilen hükmün açıklanması koşullarının da 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesine tâbi olmadığı,
5237 sayılı Kanun’un 191/4. maddesinde yer alan, “a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması…” hallerinde hükmün açıklanmasına karar verileceği gözetilmeksizin, yazılı şekilde hükmün açıklanmasına karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.” denilerek, İzmir 14. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 16/09/2013 tarihli ve 2012/1007 esas, 2013/733 sayılı kararı ile; İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 18/09/2017 tarihli ve 2017/257 esas, 2017/710 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
1- Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İzmir 14. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 16/09/2013 tarihli ve 2012/1007 esas, 2013/733 sayılı kararına yönelik talebin incelenmesi:
Sanık hakkındaki tedbir kararının infazı sırasında uyarılı ilk başvuru davetiyesinin 24/10/2011 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen kuruma müracaat etmemesi üzerine tedbirin gereklerine uygun davranmadığı gerekçesi ile yargılamaya devam edilerek sanığın mahkûmiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de, denetimli serbestlik dosyası içinde bulunan…Askerlik Şubesi Başkanlığının 02/03/2012 tarihli yazısına göre sanığın 13/01/2010-12/11/2011 tarihleri arasında askerlik görevini yerine getirdiğinin anlaşılması karşısında, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 2/2. maddesinde yer alan “denetimli serbestliğe ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmesinin askerlik hizmetlerinin sonuna bırakılacağına” ilişkin hüküm gereğince, şüphelinin askerlik hizmetinde bulunduğu süre içinde yapılmış olan tebligata rağmen kuruma başvurmadığı gerekçesi ile yargılamaya devam edilmesi yasaya aykırı olduğundan, kanun yararına bozma talebi öncelikle bu yönü ile ve değişik gerekçe ile yerindedir.
2- Hükmün açıklanmasına dair İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 18/09/2017 tarihli ve 2017/257 esas, 2017/710 sayılı kararına yönelik talebin incelenmesi:
Her ne kadar hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde işlendiği iddia edilen “hükümlü veya tutuklunun kaçması” suçu nedeniyle “hükmün açıklanmasına” karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile kanun yararına bozma yoluna başvurulmuş ise de,
Sanık hakkındaki 31/12/2010 tarihli ilk karar ile 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiş olduğu, ancak sanığın tedbire aykırı davranması üzerine, aynı maddenin 5. fıkrası uyarınca yargılamaya devam edilerek 16/09/2013 tarihli karar ile mahkûmiyetine ve CMK’nın 231. maddesi uyarınca genel hükümlere göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesi kapsamında verilmiş bir hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunmadığından, bu durumda CMK’nın 231. maddesinde yer alan genel hükümlerin geçerli olacağı, bu nedenle sanığın 5 yıllık denetim süresi içinde işlediği iddia olunan “hükümlü veya tutuklunun kaçması” suçundan dolayı mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesi üzerine CMK’nın 231. maddesinin 11. fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasına karar verilmesi yasaya uygun olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmemiş ise de,
(1) numaralı bozma nedeninde açıklandığı üzere, şüphelinin askerlik hizmetinde bulunduğu süre içinde yapılmış olan tebligata rağmen denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurmadığı gerekçesi ile yargılamaya devam edilmesi ve neticeten sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan, kanun yararına bozma talebi bu yönü ile ve değişik gerekçe ile yerindedir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İzmir 14. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 16/09/2013 tarihli ve 2012/1007 esas, 2013/733 sayılı kararı ile; hükmün açıklanmasına ve sanığın mahkûmiyetine ilişkin İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 18/09/2017 tarihli ve 2017/257 esas, 2017/710 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA; aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 10.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.