Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2018/159 E. 2018/8352 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/159
KARAR NO : 2018/8352
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

Adalet Bakanlığı’nın, 29/01/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık …’ın mahkûmiyetine dair Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13/02/2015 tarihli ve 2014/724 esas, 2015/121 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 07/02/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık hakkında, 04/02/2013 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Düzce 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 30/01/2014 tarihli ve 2013/463 esas, 2014/76 sayılı kararı ile, 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği,
2- Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin kararın kesinleşmesini müteakip, Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce tedbirin infazına başlaması için sanığa gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin tebliğ edildiği ve sanığın da 21/04/2014 tarihinde kuruma müracaat ettiği, burada tedbire ilişkin yükümlülükleri hakkında bildirim yapılarak tedavisi için hastaneye sevk edildiği,
3- Ancak tedbirin infazı aşamasında Düzce Devlet Hastanesinin 30/06/2014 tarihli ve 11291 sayılı yazısı ile sanığın 10/06/2014 tarihli görüşmesine gelmediğinin ve tahlil sonuçlarında esrar kullandığının tespit edildiğinin Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne bildirildiği,
4- Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 02/07/2014 tarihli ve 2014/186 sayılı yazısı ile “sanığa telefonla bildirim yapıldığı ve 08/07/2014 tarihinde hastaneye başvuracağı”nın Düzce Devlet Hastanesine bildirildiği, ancak sanığın bu tarihte de hastaneye başvurmadığı,
5- Bu durum üzerine Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce sanığa gönderilen uyarılı başvuru davetiyesinin 26/08/2014 tarihinde sanığın MERNİS adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edilmesine rağmen kuruma müracaat etmemesi üzerine, sanık hakkında yargılamaya devam edilmesi için Mahkemesine bildirimde bulunulduğu,
6- Sanık hakkında yargılamaya devam eden Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13/02/2015 tarihli ve 2014/724 esas, 2015/121 sayılı kararı ile TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve anılan Kanun’un 51/1. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, “Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmındada belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta “ısrar” ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa “önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı” uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar edeceği nazara alındığında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar şartının gerçekleşmediği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13/02/2015 tarihli ve 2014/724 esas, 2015/121 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Her ne kadar suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/4. maddesinin (a) bendinde yargılama şartı olarak düzenlenen “ısrar” şartının gerçekleşmediği gerekçesi ile kanun yararına bozma yoluna başvurulmuş ise de,
Sanık hakkında verilmiş olan tedbir kararının 6545 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 28/06/2014 tarihinden önce 30/01/2014 tarihli karar ile 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş olduğu ve Düzce Devlet Hastanesinin 30/06/2014 tarihli ve 11291 sayılı yazısı ile sanığın tedbirin infazı aşamasında esrar kullandığının bildirildiği,
30/01/2014 tarihli tedbir kararı tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/5. maddesinde “Tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan kişi hakkında açılmış olan davanın düşmesine karar verilir. Aksi takdirde, davaya devam olunarak hüküm verilir.” şeklinde düzenleme yer aldığı,
Tedbirin infazının yapıldığı aşamada 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/4. maddesinde “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklinde düzenleme yer aldığı anlaşılmıştır.
6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrasında kamu davasının açılması için aranan “ısrar şartı” TCK’nın 191/4-(a) maddesine giren durumlarda söz konusu olup Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz edilen denetimli serbestlik ve tedavi tedbirlerinin gerektirdiği yükümlülüklere, yapılan çağrılara, plan ve programlara uyup uymamakla ilgilidir. Aynı maddenin 4. fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde yazılı doğrudan soruşturmayı gerektiren suç teşkil eden fiiller ısrarın kapsamı dışındadır. Bu suçlar haber alındığında, kamu davası açılması ertelenen suçla birlikte soruşturularak, yeterli delil elde edildiğinde, bu suç ihlal nedeni sayılıp, açılması ertelenmiş olan kamu davasının açılması gerekir.
Somut olayda sanığın tedbirin infazı aşamasında tekrar uyuşturucu madde kullandığı, bu durumda hem 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/5. maddesi ve hem de 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (b) ve (c) bendleri uyarınca yargılama şartının gerçekleştiği, bununla birlikte 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/5. uyarınca tedbirin infazı aşamasında işlenen ikinci suçun ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağı anlaşıldığından, Mahkemece yargılamaya devam olunarak yapılan delil değerlendirmesi sonucunda sanığın tedbirin infazı aşamasında yeniden esrar kullanmak suretiyle tedbire aykırı davrandığı kanaatine ulaşılarak, sabit görülen ilk eyleme ilişkin mahkûmiyet kararı verilmesi yasaya uygun olup, “ısrar şartı gerçekleşmediğinden durma kararı verilmesi gerektiği” düşüncesine dayanan kanun yararına bozma talebi yerinde görülmemiştir.
D) Karar : Açıklanan nedenlere göre; sanığın mahkûmiyetine dair Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13/02/2015 tarihli ve 2014/724 esas, 2015/121 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebi yerinde görülmediğinden REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 26.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.