YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/1344
KARAR NO : 2018/8564
KARAR TARİHİ : 03.12.2018
Adalet Bakanlığının, 04/04/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık …’nın mahkûmiyetine dair İzmir 14. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/02/2014 tarihli ve 2014/54 esas, 2014/125 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 10/04/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanığın, 30/05/2012 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, İzmir 14. Sulh Ceza Mahkemesinin 18/02/2013 tarihli ve 2013/7 esas, 2013/144 sayılı kararı ile 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği,
2- Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin kararın kesinleşmesini müteakip Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce tedbirin infazına başlaması için sanığa gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin 01/06/2013 tarihinde tebliğ edildiği,
3- Ancak sanığın Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat etmemesi üzerine tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığı gerekçesi ile yargılamaya devam edilerek İzmir 14. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/02/2014 tarihli ve 2014/54 esas, 2014/125 sayılı kararı ile TCK’nın 191/1, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 6.000 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, “Dosya kapsamına göre, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta “ısrar” ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa “önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı” uyarısı ile yeniden tebligat yapılması bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanık hakkında davaya devam olunacağı nazara alındığında, somut olayda sanığın denetimli serbestlik tedbirine başlanabilmesi için usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen başvuruda bulunmadığından bahisle denetimli serbestlik dosyasının kapatılarak gönderildiği, sanığa yeniden tebligat yapılmadığı anlaşılmakla, denetime uymamakta ısrar şartının gerçekleşmediği hususu gözetilmeden, durma kararı verilmesi yerine yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, İzmir 14. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/02/2014 tarihli ve 2014/54 esas, 2014/125 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Her ne kadar kanun yararına bozma talebinde, hükümden sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/4-(a) bendinde yargılama şartı olarak düzenlemiş olan “ısrar” şartının gerçekleşmediği halde yargılamaya devam edilerek mahkûmiyet kararı verilmesinin yasaya aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de,
Kanun yararına bozma olağanüstü kanun yolunda ancak hüküm tarihinde yürürlükte olan yasaya aykırılıkların incelenmesi mümkün olup, Mahkemece hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren bir yasa maddesine aykırı olarak karar verildiği iddiasının ilk kez kanun yararına bozma yolu ile incelenmesi mümkün olmadığından, sanığın hukukî durumunun uyarlama yargılaması yapılarak Mahkemesince değerlendirilebileceği,
Ayrıca, sanığın adli sicil kaydında yer alan daha önceki 06/10/2008 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin olarak yapılan yargılama sonucunda İzmir 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 31/03/2009 tarihli ve 2008/2020 esas, 2009/515 sayılı kararı ile 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verilmiş olduğu ve bu tedbirin infazı sırasında sanığın 23/07/2012 tarihinde yükümlülüklerini ihlal etmesine kadar tedbirin uygulanmasına devam edildiğinin anlaşılması karşısında, kanun yararına bozma talebine konu olan 30/05/2012 tarihli suçun, önceki tedbir kararının denetim süresi içinde işlenip işlenmediği ve bu kapsamda 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/5. maddesinde yer alan “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki düzenleme uyarınca kovuşturma şartı bulunup bulunmadığının da uyarlama yolu ile Mahkemece belirlenmesi gerektiği, anlaşıldığından, bu aşamada kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; İzmir 14. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/02/2014 tarihli ve 2014/54 esas, 2014/125 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 03.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.