Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2017/7223 E. 2021/4446 K. 06.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/7223
KARAR NO : 2021/4446
KARAR TARİHİ : 06.04.2021

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Gizli soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan CMK’nın 139. maddesine göre gizli soruşturmacı görevlendirilebilmesi için işlenen suçun kanunda sayılan ve gizli soruşturmacı kullanılabilecek suçlardan olması, suçun işlendiği konusunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması, başka yolla delil elde etme imkanının bulunmaması, suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmiş bir suç olması ve yetkili ve görevli mahkemece bir karar verilmesi gerekir.
Somut olayda dava konusu suç uyuşturucu madde ticareti yapma suçu olduğu halde, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suç olmadığı; zira CMK’nın 139. maddesinin 4. fıkrasına göre örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmeyen suçlarda gizli soruşturmacı görevlendirilemeyeceği; yine CMK’nın “Teknik Araçlarla İzleme” başlıklı 140. maddesindeki düzenlemeye göre, sanığın teknik araçlarla izlenmesine ilişkin bir karara dayalı olarak teknik araçlarla izleme, görüntüleme ve ses alma işlemi yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmış ve mahkemece suçun sübutu gizli soruçturmacı faaliyetleri sonucu tanzim edilen rapora dayandırılmıştır.
CMK’nın 217. maddesine göre sanığa atılı suç hukuka uygun şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.
Yapılan soruşturma işlemleri. kovuşturma kapsamı ve tüm dosya içeriğine göre sonuç olarak;
1- Suçun sübutunun tespiti için sanıktan uyuşturucu madde alma – temin etme eylemini gerçekleştiren gizli soruşturmacı kolluk görevlisi ise “suçu ve faili belirleme, suçla ilgili delilleri toplama” konusunda faaliyette bulunabileceklerinden, öncelikle gizli soruşturmacıların adli kolluk görevlisi olup olmadığının araştırılması, adli kolluk görevlisi ise CMK’nın 139/3. maddesi hükmü de gözetilerek tanık olarak dinlenilip tutanak içeriği okunup diyecekleri sorulduktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2- Gizli soruşturmacının adli kolluk görevlisi olmadığının tespiti halinde “suçu ve faili belirleme, suçla ilgili delilleri toplama” konusunda faaliyette bulunamayacaklarından bu yöntemle elde edilen bilgilerin delil olarak değerlendirilemeyeceğinin gözetilmemesi,
B-) Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 28/04/2015 tarih, 2014/462 esas, 2015/135 karar ve 2014/848 esas, 2015/136 karar sayılı kararlarında da bahsedildiği üzere; gizli soruşturmacı tarafından sanıktan birden fazla kez esrar satın alınmasının, ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir “alım-satım” söz konusu olmadığı gözetilmeden atılı suçun zincirleme olarak işlendiği kabul edilerek, sanığın cezasının TCK’nın 43. maddesi ile artırılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
C-) Gizli soruşturmacıların 05/05/2014 ve 23/05/2014 tarihli olaylarda sanık …’dan uyuşturucu satın aldıkları esnada sanığın yanında haklarında ayrı soruşturma yürütülen … ve … isimli şahısların da bulunduğu, dosya kapsamındaki bilgilere göre … ve … hakkındaki Manisa Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/10414, 10208, 10209 sırasında kayıtlı soruşturma dosyalarını da halen derdest olduğu anlaşılmakla; söz konusu dosyaların akıbetinin araştırılarak dava açılıp açılmadığının tespit edilmesi, dava açılmış ve derdest ise aralarındaki bağlantı nedeniyle birleştirme kararı verilmesi, hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise dosyasının getirtilerek bu dosya içine konması; tüm deliller birlikte değerlendirilip, sanığın hukukî durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması,
D-) Sanığın 05/05/2014 tarihli ilk eylemini gerçekleştirdiği tarihte suç oluştuğundan ve diğer tarihlerde gizli soruşturmacının uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma eylemleri ayrıca suç oluşturmayacağından, 12/05/1996 doğumlu sanığın suç tarihi olan 05/05/2014’te 18 yaşından küçük olduğu anlaşılmakla; sanığın cezasında TCK’nın 31/3. maddesi gereğince indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
E-) Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan sanık hakkında, TCK’nın 53. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün CMUK’nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 06/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.