Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2017/6864 E. 2017/4919 K. 19.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/6864
KARAR NO : 2017/4919
KARAR TARİHİ : 19.10.2017

Adalet Bakanlığı’nın, 25/07/2017 tarihli yazısı ile uyuşturucu madde ticareti suçundan hükümlü … hakkında ikinci kez mükerirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına dair Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22/04/2016 tarihli ve 2015/47 esas, 2015/433 sayılı ek kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 08/08/2017 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanığın 16.08.2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde ticareti suçundan dolayı TCK’nın 188/3, 62/1 ve 52/1. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis ve 80 Türk Lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına ve hapis cezasının TCK 58. maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejimi çektirilmesine dair Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesi’nin 06/10/2015 tarihli ve 2015/47 esas, 2015/211 sayılı kararının Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 03/03/2016 tarihli ve 2015/17469 esas, 2016/2235 sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği,
2- Hükmün infazı sırasında, infazı gerçekleştiren Vezirköprü Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, hükümlü hakkında ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda infazda tereddüt oluştuğundan bahisle bu hususta bir karar verilmesinin talep edildiği,
3- Bunun üzerine, hüküm mahkemesi olan Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22/04/2016 tarihli ve 2015/47 esas, 2015/433 sayılı ek kararı ile yapılan değerlendirme sonucunda, “06/10/2015 tarihli mahkumiyet hükmünde tekerrüre esas alınan Çarşamba 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/01/2011 tarihli ve 2010/28 esas, 2011/28 sayılı ilamında da sanığın mükerrir olduğu, bu durumda sanık hakkında ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiği” gerekçesi ile 06/10/2015 tarihli kararda hükümlünün ikinci kez mükerrir sayılmasına ve 8 yıl 4 ay hapis cezasının ikinci kez mükerirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, ” Dosya kapsamına göre, sanık hakkında, Çarşamba 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/01/2011 tarihli ve 2010/28 esas, 2011/28 sayılı ilamında ikinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması koşulları gerçekleşmesine rağmen mahkemesince bu konuda herhangi bir karar verilmediği, bu durumun ise Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 12/03/2013 tarihli ve 2012/18507 esas, 2013/4438 sayılı ve Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 11/02/2013 tarihli ve 2011/26646 esas, 2013/2467 sayılı ilamlarda belirtildiği üzere, hükümlü lehine kazanılmış hak teşkil ettiği, bu nedenle hükümlü hakkında 2. kez tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22/04/2016 tarihli ve 2015/47 esas, 2015/433 sayılı ek kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Kesinleşen bir hüküm, ancak yargılamanın yenilenmesi veya sonradan yürürlüğe giren ve sanık lehine olan kanun gereğince uyarlama yapılması veya Yargıtay tarafından kanun yararına bozulması ya da kanunun açık bir hükmü gereğince değiştirilebilir. Böyle bir durum olmadan, mahkemenin daha önce verdiği hükmü değiştirmesi ya da ortadan kaldırıp yeni bir hüküm kurması halinde, hukukî geçerliliği olmayan bu hüküm yok hükmündedir.
İncelenen hükümde 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 98. maddesinde belirtilen nitelikte bir karar olmayıp, 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi kapsamına giren ve kesinleşmiş olan önceki hükmün, hükümlü aleyhine değiştirilmesine yönelik yeni bir hüküm niteliğinde olduğundan hukukî geçerliliği bulunmamaktadır.
Diğer yandan, hukuk sistemimizde hukuken geçersiz nitelikteki kararların kendiliğinden yok sayılmasını düzenleyen bir hüküm bulunmamaktadır. Bu tip kararlar, olağan veya olağanüstü kanun yolları vasıtasıyla, hukuken geçersiz olduklarına ilişkin bir tespit yapılmadıkça şeklen varlıklarını koruyacaktır. Aksi durum, mahkeme kararlarının bağlayıcı olduğuna dair Anayasa’nın 138. maddesine uygun düşmeyeceği gibi, subjektif ve keyfi yaklaşımlarla kararların uygulanmaması gibi hukuka uygun olmayan sonuçların doğmasına da yol açabilecektir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 28.02.2012 gün ve 452/57 sayılı kararında da açıklandığı üzere, 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinde düzenlenmiş bulunan ve güvenlik tedbirlerine ilişkin bölümde yer alan tekerrürün, hükümlülüğün yasal sonucu olmaması nedeniyle, tekerrür koşullarının bulunup bulunmadığının ve kaçıncı kez tekerrür hükümlerinin uygulanacağının kararda gösterilmesi zorunlu olup, hükmün esası ile ilgili olduğundan bu konuda 5275 sayılı Yasa’nın 98 ve devamı maddeleri uyarınca infaz aşamasında karar alınmasına yasal olanak bulunmadığından, Mahkemece ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanması talebinin yukarıda zikredilen gerekçelerle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan, kanun yararına bozma talebi içeriği itibariyle yerinde olsa da hukuken varlık kazanmayan bir hükme yönelik olarak kanun yararına bozma talebinde bulunulması mümkün değildir.
D) Karar:
Açıklanan nedenlerle, hükümlü hakkında ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanmasına dair Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22/04/2016 tarihli ve 2015/47 esas, 2015/433 sayılı ek kararının hukukî geçerliliğinin bulunmaması ve yok hükmünde olması karşısında, geçerli olmayan bir hükme yönelik olarak kanun yararına bozma talebinde bulunulması mümkün olmadığından, kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 19/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.