Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2017/6832 E. 2017/5596 K. 09.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/6832
KARAR NO : 2017/5596
KARAR TARİHİ : 09.11.2017

Adalet Bakanlığı’nın, 29/11/2016 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan sanık …’in, mahkûmiyetine ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair Sungurlu Sulh Ceza Mahkemesi’nin 16/10/2012 tarihli ve 2011/26 esas, 2012/441 sayılı kararının kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 19/12/2016 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
Sanığın 31/10/2010 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı Sungurlu Sulh Ceza Mahkemesi’nin 16/10/2012 tarihli ve 2011/26 esas, 2012/441 sayılı kararı ile TCK’nın 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 58. maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği ve kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, “Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 21/01/2008 tarihli ve 2007/9502 esas, 2008/69 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, mahkemenin temyize tabi olup yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşen kararı ortadan kaldırarak yeniden karar vermesi mümkün olmadığından, sonradan verilen 5237 sayılı Kanun’un 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın hükümden çıkarılmasına dair aynı Mahkemenin 12/12/2012 tarihli ve 2011/26-1 esas, 2012/441 sayılı ek kararının yok hükmünde olduğu düşünülerek yapılan incelemede,
1- Sanığın üzerine atılı suçtan dolayı hakkında verilen 10 ay hapis cezasının, Sungurlu Asliye Ceza Mahkemesinin 11/09/2007 esas, 2003/128 sayılı ilâmı ile verilen 3 ay 10 gün hapis cezasının tekerrüre esas olduğundan bahisle 5237 sayılı Kanun’un 58/6. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiş ise de, 5237 sayılı Kanun’un 58/2-b maddesindeki “Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, tekerrüre esas alınan hapis cezasının infaz tarihi ile sonraki suçun işlendiği 31/10/2010 tarihleri arasında 3 yıllık sürenin geçtiği gözetilmeksizin, sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına yönelik karar verilmesinde,
2- Hüküm tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı Kanun’un 5560 sayılı Kanun ile değişik 191. maddesi uyarınca, uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında, mahkemece, aynı maddenin (2) veya (6). fıkralarındaki olasılıklardan hangisi tercih edilirse edilsin, sanık uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmamış ise sadece denetimli serbestlik tedbirine, bu maddeleri kullanmış ise tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine hükmedilmesinde zorunluluk bulunduğu, anılan tedbirlerin uygulanması yönünden mahkemeye takdir hakkı tanınmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, Sungurlu Sulh Ceza Mahkemesi’nin 16/10/2012 tarihli ve 2011/26 esas, 2012/441 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Hükümden sonra 6545 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen TCK’nın 191. maddesi ile aynı Kanunla 5320 sayılı Kanun’a eklenen ek 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca uyarlama yapılması mümkün görülerek, kanun yararına bozma talebine konu karar tarihi itibari ile inceleme yapılmıştır.
(1) numaralı kanun yararına bozma talebinin incelenmesi:
Mahkemece tekerrüre esas alınan Sungurlu Asliye Ceza Mahkemesi’nin 03/07/2007 tarihli ve 2003/128 esas, 2007/147 sayılı ilâmı ile üç ayrı hırsızlık suçundan verilen üç kez 3 ay 10 gün hapis cezasının infazının, yapılan mahsup sonucu 11/09/2007 tarihi itibari ile tamamlanmış olduğu, yargılama konusu suç tarihinin ise 31/10/2010 olduğu cihetle, 5237 sayılı Kanun’un 58/2-b maddesinde yer alan “Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı; … Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme gereğince, infazı 11/09/2007 tarihinde tamamlanmış hapis cezasına ilişkin mahkûmiyet hükmünün yargılama konusu olan 31/10/2010 tarihli suç bakımından tekerrüre esas olamayacağı, sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas başka ilam da bulunmadığı anlaşıldığından, sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması yasaya aykırı olup, (1) numaralı kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
(2) numaralı kanun yararına bozma talebinin incelenmesi:
5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesi uyarınca kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin yapılan yargılama sonucunda, birinci fıkraya göre doğrudan hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, birinci fıkraya göre cezaya hükmedilmeden ikinci fıkra gereğince sadece tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği ya da altıncı fıkranın yollaması uyarınca birinci fıkradaki ceza ile birlikte ikinci fıkradaki tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilebileceği, bununla birlikte belirtilen üç seçenekten biri uygulanırken, yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi, gerekçenin somut olgulara ve sanığın davranışlarına dayanması gerekmektedir. Bu nedenle, somut olayda olduğu gibi Mahkemece bu üç seçenekten biri tercih edilip birinci fıkraya göre doğrudan hapis cezasına hükmolunurken gerekçe gösterilmemesi yasaya aykırı olduğundan, (2) numaralı kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre, Sungurlu Sulh Ceza Mahkemesi’nin 16/10/2012 tarihli ve 2011/26 esas, 2012/441 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA; bozma nedenlerine göre, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 09.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.