Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2017/6789 E. 2019/5071 K. 10.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/6789
KARAR NO : 2019/5071
KARAR TARİHİ : 10.07.2019

Mahkeme : Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti
Hüküm : Mahkûmiyet (Tüm sanıklar hakkında)

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Sanık …’in temyiz talebinin incelenmesinde;
01.11.2010 tarihinde sanığın yokluğunda verilen ve 10.01.2011 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmün sanık tarafından bir haftalık yasal temyiz süresinden sonra 28.01.2011 tarihinde temyiz edildiği anlaşıldığından, sanığın temyiz isteğinin CMUK’nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
2- Sanıklar …, …, …, …, …, … ve … hakkında verilen mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
Karar tarihinden, temyiz incelemesinin yapıldığı tarihe kadar 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde öngörülen 8 yıllık dava zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından; diğer yönleri incelenmeksizin hükümlerin BOZULMASINA; bozma sebebine göre 5320 sayılı Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrası ve 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası gereğince sanıklar hakkındaki kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
3- Sanık … hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Her ne kadar sanık hakkında TCK’nın 186/1. maddesi gereğince dava açılmış ve sanığın bu madde uyarınca mahkûmiyetine karar verilmiş ise de; kasap olan sanığın faaliyetlerinin TCK’nın 186/2. maddesinde belirtilen resmi izne dayalı meslek ve sanat kapsamında bulunduğu anlaşılmış olup, bu fıkra ile verilen cezanın üçte bir oranında artırılması düzenlendiğinden, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 66/1-d maddesinde öngörülen 15 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu dikkate alınarak yapılan incelemede;
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda tartışıldığı, 25/03/2009 tarihli eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içerisindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilen dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- 5237 sayılı TCK’nın 186. maddesinin 2. fıkrası gereğince, bu suçun, resmi izne dayalı olarak yürütülen bir meslek ve sanatın icrası kapsamında işlenmesi halinde, kişinin cezasının üçte bir oranında artırılması gerekirken, sanık hakkındaki cezanın artırılmaması,
2- 25/03/2009 tarihinde diğer sanıklardan …’ın çiftliğinde ele geçirilen at etinden yapılan sucukların sanığın ve …’ın beyanları doğrultusunda sanık tarafından yapılarak çiftliğe getirildiği sabit ise de; 21.01.2009, 20.02.2009, 05.03.2009, 25.03.2009 tarihlerinde ele geçirilen etlerin sanığa ait olduğuna ilişkin savunmasının aksine kuşku sınırlarını aşan kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, tek eylemi sabit olan sanık hakkında TCK’nın 43. maddesinde öngörülen “zincirleme suç” hükümlerinin uygulanması suretiyle, fazla ceza tayin edilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddeleri uyarınca sonuç ceza yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına,
10/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.