Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2017/5246 E. 2018/9661 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/5246
KARAR NO : 2018/9661
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

Mahkeme : Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestli tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Yapılan yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilen dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10. maddesine göre, tebligatın bilinen en son adrese yapılması gerekir. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır. Ancak sanık hakkında Niğde Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/6339 soruşturma numarasına kayıtlı 2015/3 ve 2015/7 karar sayılarıyla hakkında iki adet davanın açılmasının ertelenmesine karar verildiği ve nedeninin tespit edilemediği, tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazına ilişkin çağrı yazısının… Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü tarafından sanığın soruşturma aşamasında 11.09.2014 tarihli savunmasında belirttiği adresine tebliğe çıkarılması yerine sanığın adres kayıt sisteminde bulunan ve Niğde Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 2015/7 sayılı kararında belirtilen adrese 23.01.2015 tarihinde tebliğe çıkarıldığı ve adresten taşınması nedeniyle Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebliğ edildikten sonra bu kez 13.02.2015 tarihinde nasıl tespit edildiği belirlenemeyen adrese tebliğe çıkarıldığı ve adresin yetersiz olup muhatabın ismen tanınmadığından bahisle iade edildiği anlaşıldığından ; yapılan tebligatların usulsüz olması karşısında ve hükümden önce 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla TCK’nın 191. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle, TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan “kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır.”hükmü gereğince; sanığın 21.05.2015 tarihindeki ihtarata uymamasının, kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi,
2- Sanık hakkında Niğde Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2014/4552 sayılı soruşturmanın tefrik edilerek 2015/113 sayılı esasa kaydedildikten sonra temyize konu 2014/6339 sayılı soruşturmayla birleştirildiğinin ve sanığın 13.04.2015 tarihli oturumda 11.09.2014 tarihli eyleme ilişkin savunmasının alınmadığının anlaşılması karşısında sanığın sorumlu tutulduğu eylemlere ilişkin savunmasının alınması, tüm delillerin birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi yerine eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 20/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.