Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2017/507 E. 2018/2316 K. 08.03.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/507
KARAR NO : 2018/2316
KARAR TARİHİ : 08.03.2018

Mahkeme : … Ağır Ceza Mahkemesi
Suçlar : a) Uyuşturucu madde ticareti yapma (tüm sanıklar hakkında)
b) Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma (sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında ayrıca)
Hükümler : a) Beraat (sanık … hakkında)
b) Mahkûmiyet (diğer sanıklar hakkında)

Temyiz incelemesi yöntemine uygun davetiye tebliğine rağmen müdafileri gelmeyen sanık … ve diğer sanıklar hakkında duruşmasız olarak yapıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Sanık …’in adının hüküm fıkrasına …. olarak yazılmasının mahkemesince düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
A- Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … müdafileri ile sanıklar …, …, …, …, …, …, …, … ve …’nın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, oybirliğiyle,
B- Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan beraat hükmünün incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından; Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, oybirliğiyle,
C- Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Uyuşturucu madde satan sokak satıcılarının tespiti ve yakalanması amacıyla başlatılan operasyon kapsamında,
1- Sanık … yönünden; alıcı görevlinin 11/08/2011 tarihinde 30 TL verip sanıktan 0,04 gram eroin aldığı, alıcı görevlinin 17/08/2011 tarihinde tekrar giderek 20 TL verip sanıktan 0,08 gram eroin daha aldığı,
2- Sanık … yönünden; alıcı görevlinin 12/08/2011 tarihinde 10 TL verip sanık ve diğer sanık …’den 0,35 gram esrar aldığı, alıcı görevlinin 13/10/2011 tarihinde tekrar giderek 10 TL verip sanıktan 0,7 gram esrar daha aldığı,
3- Sanık … yönünden; alıcı görevlinin 01/09/2011 tarihinde 20 TL verip sanıktan MDMA içeren 1 adet tablet aldığı, birleştirilmesine karar verilen aynı mahkemenin 2012/316 esas ve 2012/432 karar sayılı dosyasına konu olayda alıcı görevlinin 04/11/2011 tarihinde tekrar giderek 20 TL verip sanık ve yanında bulunan kimliği tespit edilemeyen Y şahıstan MDMA içeren 1 adet tablet daha aldığı,
4- Sanık … yönünden; alıcı görevlinin 11/09/2011 tarihinde 10 TL verip sanıktan 0,35 gram esrar aldığı, alıcı görevlinin 14/09/2011 tarihinde tekrar giderek 10 TL verip sanıktan 0,56 gram esrar daha aldığı,
5- Sanık … yönünden; alıcı görevlinin 02/09/2011 tarihinde 10 TL verip sanıktan 0,7 gram esrar aldığı, alıcı görevlinin 08/09/2011 tarihinde tekrar giderek 10 TL verip sanıktan 0,7 gram esrar daha aldığı,
6- Sanık … yönünden; alıcı görevlinin 12/09/2011 tarihinde 40 TL verip sanıktan 0,1 gram eroin aldığı, alıcı görevlinin 17/10/2011 tarihinde tekrar giderek sanık … ile telefonda görüşülmesi üzerine sanık tarafından gönderilen ve yaşı küçük olduğundan hakkındaki soruşturma ayrılan Muhammet Yavuz’a 20 TL verip 0,08 gram eroin daha aldığı,
7- Sanık … yönünden; alıcı görevlinin 27/08/2011 tarihinde 10 TL verip sanık ile yanında bulunan diğer sanık …’tan 0,2 gram eroin aldığı, alıcı görevlinin 01/09/2011 tarihinde tekrar giderek 20 TL verip sanıktan 0,2 gram eroin daha aldığı,
8- Sanık … yönünden; alıcı görevlinin 21/08/2011 tarihinde 25 TL verip sanıktan ve yanında bulunan diğer sanık …’den MDMA içeren 1 adet tablet ile 0,7 gram esrar aldığı, alıcı görevlinin 22/08/2011 tarihinde tekrar giderek 10 TL verip sanıktan 0,7 gram esrar daha aldığı,
9- Sanık … yönünden; alıcı görevlinin 15/08/2011 tarihinde 50 TL verip sanıktan MDMA içeren 2 adet tablet ile 0,7 gram esrar aldığı, alıcı görevlinin 17/08/2011 tarihinde tekrar giderek 30 TL verip sanıktan MDMA içeren 1 adet tablet ile 0,7 gram esrar daha aldığı,
10- Sanık … yönünden; alıcı görevlinin 25/08/2011 tarihinde 20 TL verip sanıktan 0,04 gram eroin aldığı, alıcı görevlinin 01/09/2011 tarihinde tekrar giderek 20 TL verip sanıktan 0,1 gram eroin daha aldığı,
11- Sanık … yönünden; alıcı görevlinin 07/09/2011 tarihinde 20 TL verip sanıktan 0,7 gram esrar aldığı, alıcı görevlinin 13/09/2011 tarihinde tekrar giderek 20 TL verip sanıktan amfetamin içeren 1 adet tablet daha aldığı,
12- Sanık … yönünden; alıcı görevlinin 27/09/2011 tarihinde 30 TL verip sanık ve yanında bulunan diğer sanık …’den MDMA içeren 1 adet tablet ile 0,56 gram esrar aldığı, alıcı görevlinin 03/10/2011 tarihinde tekrar giderek 20 TL verip sanıktan 1 adet tablet daha aldığı,
13- Sanık … yönünden; alıcı görevlinin 18/08/2011 tarihinde 10 TL verip sanıktan 0,7 gram esrar aldığı, alıcı görevlinin 21/08/2011 tarihinde tekrar giderek 25 TL verip sanık ve yanında bulunan diğer sanık …’ndan MDMA içeren 1 adet tablet ve 0,7 gr esrar, 22.08.2011′ de 10 TL verip sanığın birlikte hareket ettiği diğer sanık …’ndan 0,7 gr esrar ve 06.09.2011′ de 10 TL verip sanıktan 0,63 gr esrar daha aldığı,
14- Sanık … yönünden; alıcı görevlinin 11/09/2011 tarihinde 10 TL verip sanıktan 0,12 gram eroin aldığı, alıcı görevlinin 12/09/2011 tarihinde tekrar giderek 10 TL verip sanıktan 0,1 gram eroin daha aldığı,
15- Sanık … yönünden; alıcı görevlinin 20/09/2011 tarihinde 20 TL verip sanıktan 0,1 gram eroin aldığı, alıcı görevlinin 21/09/2011 tarihinde tekrar giderek 10 TL verip sanıktan 0,07 gram eroin daha aldığı,
16- Sanık … yönünden; alıcı görevlinin 07/09/2011 tarihinde 20 TL verip sanıktan 0,2 gram eroin aldığı, alıcı görevlinin 21/11/2011 tarihinde tekrar giderek 40 TL verip sanıktan 0,06 gram eroin daha aldığı,
17- Sanık … yönünden; alıcı görevlinin 23/08/2011 tarihinde sanıkla birlikte hareket eden sanık …’a 20 TL verip 0,08 gram eroin aldığı, alıcı görevlinin 24/08/2011 tarihinde tekrar giderek sanıkla birlikte hareket eden sanık …’ya 20 TL verip 0,06 gram eroin, 02.09.2011′ de yine sanıkla birlikte hareket eden sanık …’ya 20 TL verip 0,1 gram eroin aldığı, 25.11.2011′ de ise sanık ile birlikte hareket eden sanık …‘e 20 TL verip 0,08 gr eroin daha aldığı,
18- Sanık … yönünden; alıcı görevlinin 27/09/2011 tarihinde 10 TL verip sanıktan 0,7 gram esrar aldığı, alıcı görevlinin 12/10/2011 tarihinde tekrar giderek 10 TL verip sanıktan 0,7 gram esrar daha aldığı,
19- Sanık … yönünden; alıcı görevlinin 14/09/2011 tarihinde 20 TL verip sanıktan 0,1 gram eroin aldığı, alıcı görevlinin 15/09/2011 tarihinde tekrar giderek 20 TL verip sanıktan 0,1 gram eroin daha aldığı,
Kolluk görevlisinin gerçek iradesinin uyuşturucu madde satın alma değil, suç delilini elde etme olduğundan, somut olaylarda “uyuşturucu madde satma”nın gerçekleşmediği; böylece sanıkların hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu maddeyi satışa arzetme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, birden fazla uyuşturucu madde sattıkları kabul edilerek sanıklar hakkında zincirleme suçla ilgili TCK’nın 43. maddesinin uygulanması,
Yasaya aykırı, sanıklar …, …, …, …, …, …, … ve …’in müdafileri ile sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …’un temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA, sanıklar … ve …’e TCK’nın 58. maddesinin uygulanması yönünden Üye …’ün ek gerekçesi ve tüm sanıklar yönünden oybirliğiyle,
D- Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükmün incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, iddianamede 10. güvenalımı olarak anlatılan 16.08.2011 tarihli eylem ile 13. güvenalımı olarak anlatılan 18.08.2011 tarihli eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Uyuşturucu madde satan sokak satıcılarının tespiti ve yakalanması amacıyla başlatılan operasyon kapsamında, alıcı görevlinin 16/08/2011 tarihinde 20 TL verip sanık ile diğer sanık …’tan 0,08 gram eroin aldığı, alıcı görevlinin 18/08/2011 tarihinde tekrar giderek 20 TL verip sanıktan 0,2 gram eroin daha aldığı, kolluk görevlisinin gerçek iradesinin uyuşturucu madde satın alma değil, suç delilini elde etme olduğundan, somut olayda “uyuşturucu madde satma”nın gerçekleşmediği; böylece sanığın hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu maddeyi satışa arzetme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, birden fazla uyuşturucu madde sattığı kabul edilerek sanık hakkında zincirleme suçla ilgili TCK’nın 43. maddesinin uygulanması,
2- Birleştirilmesine karar verilen … 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2011/1094 esas ve 2013/125 karar sayılı dosyasına konu 06.09.2011 tarihli eylemine ilişkin olarak;
a) Suç konusu uyuşturucu madde ile ilgili ekspertiz raporunun dosyada bulunmadığı anlaşıldığından; varsa aslı veya onaylı örneği getirtilerek dosyaya konulması, yoksa buna ilişkin ekspertiz raporu alınması ve duruşmada okunması,
b) 06.09.2011 tarihli eyleme ilişkin olarak mahkemece sanığın usulüne uygun şekilde sorgusunun yapılmadığı anlaşıldığından, sanığın sorgusu yapılarak,
Sonucuna göre sanık hakkında zincirleme suçla ilgili TCK’nın 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle,
E- Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükmün incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
İddianamede 37. güvenalımı olarak anlatılan 07.09.2011 tarihli eylemde, sanığın diğer sanık …’ın eylemine doğrudan katılmadığı, eyleminin, diğer sanık …’ın alıcı görevliye uyuşturucu madde satmasına yardımda bulunarak suçun icrasını kolaylaştırmaktan ibaret olması karşısında, hakkında TCK’nın 39. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle,
F- Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükmün incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Uyuşturucu madde satan sokak satıcılarının tespiti ve yakalanması amacıyla başlatılan operasyon kapsamında, alıcı görevlinin 27/09/2011 tarihinde 30 TL verip sanık ve yanında bulunan diğer sanık …’den MDMA içeren 1 adet tablet ile 0,56 gram esrar aldığı, alıcı görevlinin 06/10/2011 tarihinde tekrar giderek 20 TL verip sanıktan MDMA içeren 1 adet tablet daha aldığı, kolluk görevlisinin gerçek iradesinin uyuşturucu madde satın alma değil, suç delilini elde etme olduğundan, somut olayda “uyuşturucu madde satma”nın gerçekleşmediği; böylece sanığın hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu maddeyi satışa arzetme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, birden fazla uyuşturucu madde sattığı kabul edilerek sanık hakkında zincirleme suçla ilgili TCK’nın 43. maddesinin uygulanması,
2- Sanığın tekerrür oluşturan mahkûmiyetlerinden daha ağır cezayı içeren … 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/164 esas ve 2009/1579 karar sayılı ilamı ile verilen 6000 TL adli para cezası yerine, aynı ilamda yer alan 500 TL adli para cezasının tekerrüre esas alınması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun’un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddeleri uyarınca tekerrür yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, oybirliğiyle,
G- Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükmün incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Uyuşturucu madde satan sokak satıcılarının tespiti ve yakalanması amacıyla başlatılan operasyon kapsamında, alıcı görevlinin 15/08/2011 tarihinde 10 TL verip sanıktan 0,03 gram eroin aldığı, alıcı görevlinin 27/08/2011 tarihinde tekrar giderek 20 TL verip sanıktan 0,1 gram eroin daha aldığı, kolluk görevlisinin gerçek iradesinin uyuşturucu madde satın alma değil, suç delilini elde etme olduğundan, somut olayda “uyuşturucu madde satma”nın gerçekleşmediği; böylece sanığın hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu maddeyi satışa arzetme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, birden fazla uyuşturucu madde sattığı kabul edilerek sanık hakkında zincirleme suçla ilgili TCK’nın 43. maddesinin uygulanması,
2- Sanığın, tekerrüre esas alınan … 6. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2010/489 esas ve 2011/28 karar sayılı ilamı ile sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmolunduğu, sanığın tedbire uymadığından bahisle aynı mahkemenin 2011/1003 esas ve 2011/1406 karar sayılı ilamı ile TCK’nın 191/1 ve 62. maddesi gereğince verilen erteli 10 ay hapis cezasının 20.12.2011 tarihinde, sanığın işlediği suçlardan sonra kesinleştiği, bu nedenle tekerrüre esas olamayacağı gözetilmeksizin sanık hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, sanık hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanması yönünden Üye …’ün ek gerekçesi ve oybirliğiyle,
H- Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükmün incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Uyuşturucu madde satan sokak satıcılarının tespiti ve yakalanması amacıyla başlatılan operasyon kapsamında, alıcı görevlinin 14/08/2011 tarihinde 10 TL verip sanıktan 0,04 gram eroin aldığı, alıcı görevlinin 07/09/2011 tarihinde tekrar giderek 10 TL verip sanıktan 0,05 gram eroin daha aldığı, kolluk görevlisinin gerçek iradesinin uyuşturucu madde satın alma değil, suç delilini elde etme olduğundan, somut olayda “uyuşturucu madde satma”nın gerçekleşmediği; böylece sanığın hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu maddeyi satışa arzetme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, birden fazla uyuşturucu madde sattığı kabul edilerek sanık hakkında zincirleme suçla ilgili TCK’nın 43. maddesinin uygulanması,
2- Sanığın tekerrür oluşturan mahkûmiyetlerinden daha ağır cezayı içeren … 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/251 esas 2010/1248 karar sayılı ilamı ile verilen 2 yıl 1 ay hapis cezası yerine, aynı ilamda yer alan 6 ay 7 gün hapis cezasının tekerrüre esas alınması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun’un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddeleri uyarınca tekerrür yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, oybirliğiyle,
I- Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükmün incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Aleyhinde yeterli delil bulunmadığı aşamada, babası sanık … ile birlikte ikamet ettikleri evde ve bu evin karşısında, bahçesinde hurda bulunan harabe evde ele geçen esrarların kendisine ait olduğunu müdafii huzurundaki kolluk ifadesinde ikrar ederek kendi suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardımda bulunduğundan, sanık hakkında TCK’nın 192/3. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, sanık hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanması yönünden Üye …’ün ek gerekçesi ve oybirliğiyle,
İ- Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükmün incelenmesi:
Sanığın tutuklu olarak bulunduğu ceza infaz kurumundan gönderdiği 22.01.2013 tarihli dilekçesi ise kendisine barodan müdafii atanmasını talep ettiği gözetilmeden, müdafii atanmadan yargılamaya devam olunarak hüküm verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle,
J- Sanıklar …, … ve … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükümlerinin incelenmesi:
1- Sanıkların savunmaları ve CMK’nın 140. maddesi gereğince teknik araçlarla izleme kararı alınmamış olması karşısında iddianamede 55. güvenalımı olarak anlatılan 25.09.2011 tarihli eylem ve 73. güvenalımı olarak anlatılan 17.10.2011 tarihli eyleme ilişkin alıcı görevlilerin kimlikleri gizlenmeden ve sanıklar ile müdafilerine soru sorma olanağı da tanınarak tanık olarak dinlenmeleri, sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2- Sanık …’in savunmasında belirttiği …’in baba adının ve telefon numarasının sanık müdafiince 11.02.2013 tarihli dilekçe ile bildirilmesi karşısında adı geçenin CMK’nın 48. maddesi gereğince kendisini veya aynı Kanun’un 45. maddesinin birinci fıkrasında gösterilen kişileri ceza kovuşturmasına uğratabilecek nitelikte olan sorulara cevap vermekten çekinme hakkı hatırlatılarak tanık olarak dinlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Sanık …’nın suçunun sübut bulduğunun kabul edilmesi halinde; sanık hakkında 17.10.2011 tarihli suçtan dolayı 17.05.2012 tarihli iddianameyle temyiz konusu bu davanın açıldığı; UYAP üzerinden yapılan sorgulamada 23.11.2011 tarihli suç nedeniyle ise … Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık ve Narkotik Suçlar Bürosu’nun 09.01.2012 tarihli iddianamesiyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan açılan dava üzerine önce … 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/20 esas ve 2012/104 karar sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 191/1 ve 62. maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, bu kararın Cumhuriyet savcısının temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 2015/15349 esas ve 2016/3237 karar sayılı ilamı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan cezalandırılması gerektiğinden bahisle bozulması üzerine, aynı mahkemenin 2016/173 esas ve 2017/367 karar sayılı ilamı ile TCK’nın 188/3 ve 62. maddesi gereğince 4 yıl 2 ay hapis ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırıldığı, hükmün temyiz aşamasında olduğu anlaşıldığından, bu davanın sonucu araştırılarak derdest ise birleştirilmesi, kesinleşmiş ise dosya içerisine getirtilerek, 17.10.2011 tarihli eylem ile 23.11.2011 tarihli eylemin “bir suç işleme kararının icrası kapsamında” işlenip işlenmediğinin ve buna bağlı olarak belirtilen suçların zincirleme suç oluşturup oluşturmadığının tartışılarak belirlenmesinde, zincirleme suç oluşturduğunun saptanması durumunda, bunlardan en ağır sonuç doğuran suç esas alınarak tayin edilecek cezanın, zincirleme suç nedeniyle TCK’nın 43. maddesi gereğince artırılmasında; eğer 23.11.2011 tarihli eyleme ilişkin hüküm kesinleşmiş ise; böylece bulunacak sonuç cezanın, kesinleşen hükümdeki sonuç cezadan “fazla olması halinde” aradaki fark kadar “ek cezaya hükmolunmasında” zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … ve …’in müdafileri ile sanık …’nın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA, oybirliğiyle,
K- Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükmün incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Uyuşturucu madde satan sokak satıcılarının tespiti ve yakalanması amacıyla başlatılan operasyon kapsamında, alıcı görevlinin 24/08/2011 tarihinde 20 TL verip diğer sanık …’in yönlendirmesi ile sanıktan 0,06 gram eroin aldığı, alıcı görevlinin 02/09/2011 tarihinde tekrar giderek 20 TL verip diğer sanık …’in yönlendirmesi ile sanıktan 0,1 gram eroin daha aldığı, kolluk görevlisinin gerçek iradesinin uyuşturucu madde satın alma değil, suç delilini elde etme olduğundan, somut olayda “uyuşturucu madde satma”nın gerçekleşmediği; böylece sanığın hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu maddeyi satışa arzetme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, birden fazla uyuşturucu madde sattığı kabul edilerek sanık hakkında zincirleme suçla ilgili TCK’nın 43. maddesinin uygulanması,
2- Sanığın tekerrüre esas alınan … 6. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2011/722 esas ve 2011/1191 karar sayılı ilamı ile sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığından bahisle TCK’nın 191/1 ve 62. maddesi gereğince verilen erteli 10 ay hapis cezasının 04.11.2011 tarihinde, sanığın işlediği suçlardan sonra kesinleştiği, bu nedenle tekerrüre esas olamayacağı gözetilmeksizin, TCK’nın 58. maddesinin uygulanması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle,
L- Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükmün incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, 20. güvenalımı olarak anlatılan 24.08.2011, 22. güvenalımı olarak anlatılan 25.08.2011 tarihli eylem ve 54. güvenalımı olarak anlatılan 25.09.2011 tarihli eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- 16. güvenalımı olarak anlatılan 22.08.2011 tarihli eylemde alıcı görevlilerce sadece diğer sanık …’ın eyleminin tespit edilmiş olması ve sanığın bu eyleme katıldığına ilişkin kuşkuyu aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığından, bu eylemin hükme esas alınamayacağının gözetilmemesi,
2- Uyuşturucu madde satan sokak satıcılarının tespiti ve yakalanması amacıyla başlatılan operasyon kapsamında, alıcı görevlinin 24/08/2011 tarihinde 20 TL verip sanıktan 0,2 gram eroin aldığı, alıcı görevlinin 25/08/2011 tarihinde tekrar giderek 20 TL verip sanıktan 0,06 gram eroin aldığı, alıcı görevlinin 25/09/2011 tarihinde tekrar giderek 20 TL verip sanıktan 0,08 gram daha eroin aldığı kolluk görevlisinin gerçek iradesinin uyuşturucu madde satın alma değil, suç delilini elde etme olduğundan, somut olayda “uyuşturucu madde satma”nın gerçekleşmediği; böylece sanığın hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu maddeyi satışa arzetme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, birden fazla uyuşturucu madde sattığı kabul edilerek sanık hakkında zincirleme suçla ilgili TCK’nın 43. maddesinin uygulanması, Yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle
M- Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükmün incelenmesi:
13.06.2014 tarihinde sanığın yokluğundan tefhim olunan hükmün, Tebligat Kanunu’nun 10/1. maddesi gereğince, sanığın dosyada bilinen son adresi olan ….. 5725 Sk. No:26 İç Kapı No:4 … yerine, doğrudan, mernis adresi olan ….. 5725 Sk. No:26 İç Kapı No:3 … adresine 07.08.2014 tarihinde tebliğ edilerek temyiz edilmediğinden bahisle kesinleştirilerek infaza verildiği, sanığın 05.11.2014 ve 11.11.2014 tarihli dilekçeleri ile hükmü temyiz etmesi üzerine, mahkemenin 17.11.2014 tarihli 2012/464 esas ve 2014/226 karar sayılı ek kararı ile temyiz talebinin süresinden sonra yapıldığından bahisle reddedildiği, bu ek kararın sanığın hükümlü olarak bulunduğu … E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda 24.11.2014 tarihinde, CMK’nın 35/3. maddesine aykırı olarak okumak, almak suretiyle tebliğ edildiği, bu nedenle sanığın öğrenme üzerine verdiği 05.11.2014 ve 11.11.2014 tarihli temyiz dilekçelerinin ve 12.01.2015 ve daha sonraki tarihli dilekçelerinin ek kararın temyizine yönelik ve süresinde olduğu kabul edilmekle temyiz talebinin reddine dair verilen karar kaldırılarak yapılan incelemede;
Sanığın, diğer sanık … ile birlikte kaldığı evde ele geçirilen 3 parça halindeki 4 gram, 8,75 gram ve 5,75 gram esrardan, sadece 4 gram esrarın kendisine ait olduğunu, diğer iki parça esrarın ise kardeşi olan sanık …’e ait olduğunu beyan etmesi, bu savunmanın diğer sanık … tarafından da doğrulanması karşısında; kullanma miktarı sınırı içindeki 4 gram esrar maddesini kullanmak için bulundurduğunu beyan eden sanığın savunmasının aksine, suça konu esrar maddesini satacağına veya başkalarına vereceğine dair delil bulunmadığı, eyleminin bütün olarak kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, hükmün kesinleştirilerek infaza verildiği anlaşıldığından bozma nedenine göre sanık hakkındaki hükmün İNFAZININ DURDURULMASINA, sanık bu suç nedeniyle infaz kurumuna alınmış ise SALIVERİLMESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde sanığın serbest bırakılmasının sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılıkları’na yazı yazılmasına, sanık hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanması yönünden Üye …’ün ek gerekçesi ve oybirliğiyle,
N- Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükmün incelenmesi:
05.10.2011 tarihli 63. güvenalım tutanağı, sanık savunması ile dosyadaki diğer bilgi ve belgelere göre, atılı suçu işlediğine ilişkin kuşkuyu aşan yeterli ve kesin delil bulunmayan sanık hakkında beraat yerine mahkûmiyet hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle,
O- Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükmün incelenmesi:
13.06.2014 tarihinde sanığın yokluğundan tefhim olunan hükmün, Tebligat Kanunu’nun 10/1. maddesi gereğince, sanığın dosyada bilinen son adresi olan “…. Mah. 4814 Sk. No:7 …” yerine, doğrudan, mernis adresi olan …. Mah. …. Sokak no 3 iç kapı no 1 … adresine 07.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, bu nedenle sanığın öğrenme üzerine verdiği 05.11.2014 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilmiştir.
1- Sanığın tutuklu olarak bulunduğu ceza infaz kurumundan gönderdiği 18.02.2013 tarihli dilekçesi ile kendisine barodan müdafii atanmasını talep ettiği gözetilmeden, müdafii atanmadan yargılamaya devam olunarak hüküm verilmesi,
2- Kabule göre; sanığın … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/914 soruşturma sayılı dosyasında verdiği 09/01/2013 tarihli ifadesinde bahsettiği …’ın kimlik bilgileri tespit edilerek, adı geçen kişinin CMK’nın 48. maddesi gereğince kendisini veya aynı Kanun’un 45. maddesinin birinci fıkrasında gösterilen kişileri ceza kovuşturmasına uğratabilecek nitelikte olan sorulara cevap vermekten çekinme hakkı hatırlatılarak tanık olarak dinlenmesi,
Sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle,
P- Sanıklar … ve … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesi:
Sanıkların savunmaları ve CMK’nın 140. maddesi gereğince teknik araçlarla izleme kararı alınmamış olması karşısında iddianamede 49. güvenalımı olarak anlatılan 15.09.2011 tarihli eyleme ilişkin alıcı görevlilerin kimlikleri gizlenmeden ve sanıklar ile müdafilerine soru sorma olanağı da tanınarak tanık olarak dinlenmeleri, sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık … müdafiinin ve sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükümlerin BOZULMASINA, oybirliğiyle,
R- Sanık …. hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükmün incelenmesi:
1- Sanığın başka suçtan hükümlü olarak bulunduğu … E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan gönderdiği 09.06.2014 tarihli dilekçesi ile duruşmaya katılmak istediğini belirtmesine rağmen, aynı yargı çevresi içinde başka suçtan hükümlü olan sanığın 13.06.2014 tarihli son oturuma getirtilmeyerek savunma hakkının kısıtlanması,
2- Kabule göre de; sanığın sabit olan eyleminin 18.08.2011 tarihli 14. güvenalımında alıcı görevliyi diğer sanık …’e yönlendirmekten ibaret olması karşısında, eyleminin yardım niteliğinde olduğu dikkate alınarak, hakkında TCK’nın 39. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle,
S- Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükmün incelenmesi:
1- Sanığın başka suçtan hükümlü olarak bulunduğu … E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan gönderdiği 06.01.2014 tarihli dilekçesi ile duruşmaya katılmak istediğini belirtmesine rağmen, aynı yargı çevresi içinde başka suçtan hükümlü olan sanığın 13.06.2014 tarihli son oturuma getirtilmeyerek savunma hakkının kısıtlanması,
2- Kabule göre; sanık hakkında 19.09.2011 tarihli suçtan dolayı 17.05.2012 tarihli iddianameyle temyiz konusu bu davanın açıldığı; iddianamede 21. yakalama olarak anlatılan 19.10.2011 tarihli eylem nedeniyle … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 27.10.2011 tarihli 2011/38932 soruşturma, 2011/14517 esas ve 2011/901 iddianame sayılı iddianamesi ile sanık hakkında TCK ‘nın 188/3-4 maddesi gereğince dava açıldığı, bunun üzerine … 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/195 esas ve 2012/6 karar sayılı kararıyla dosyanın aynı mahkemenin 2011/160 esas sayılı dosyası ile birleştirildiği, 2011/160 esas ve 2012/72 karar sayılı ilamla verilen mahkûmiyet hükmünün Dairemizin 2012/10071 esas ve 2012/14625 karar sayılı ilamı ile bozulması sonucu, aynı mahkemenin 2012/364 esas ve 2012/470 karar sayılı ilamı ile verilen mahkûmiyet hükmünün Dairemizin 2013/6041 esas ve 2013/6804 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşıldığından; bahsi geçen dosya, dosya içerisine getirtilerek, eylemlerin “bir suç işleme kararının icrası kapsamında” işlenip işlenmediğinin ve buna bağlı olarak belirtilen suçların zincirleme suç veya ayrı suç oluşturup oluşturmadığının tartışılarak belirlenmesinde, zincirleme suç oluşturduğunun saptanması durumunda; bunlardan en ağır sonuç doğuran suç esas alınarak tayin edilecek cezanın, zincirleme suç nedeniyle TCK’nın 43. maddesi gereğince artırılmasında ve böylece bulunacak sonuç cezanın, kesinleşen hükümdeki sonuç cezadan “fazla olması halinde” aradaki fark kadar “ek cezaya hükmolunmasında” zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle,
T- Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesi:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanun’un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinin, olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından öncelikle, sanıklar hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanıkların bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemedikleri belirlendikten sonra;
a) Sanıklar bu suçu, daha önce işledikleri suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemişler ise, 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”,
b) Sanıklar hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanıklar bu suçu daha önce işledikleri suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değillerse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanıklar hakkında, 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değişik TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanun’un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,
Karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
2- Sanık … yönünden; Sanığın tekerrür oluşturan mahkûmiyetlerinden daha ağır cezayı içeren … 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/164 esas ve 2009/1579 karar sayılı ilamı ile verilen 6000 TL adli para cezası yerine, aynı ilamda yer alan 500 TL adli para cezasının tekerrüre esas alınması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, …, …, … müdafileri ile sanıklar …, …, …, …, …, … ve …’un temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun’un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddeleri uyarınca tekerrür yönünden sanık …’in kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, oybirliğiyle,
U- Sanık … hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan hükmün incelenmesi:
… Kriminal Polis Laboratuvarı’nın 26.01.2012 tarihli raporuna göre; sanığın kanında tespit edilen “benzodiazepin” maddesinin yeşil reçeteyle satılan ilaçlardan olduğu, “benzodiazepin” isimli maddenin 5237 sayılı TCK’nın 188. maddesinin birinci fıkrası ile altıncı fıkrasında öngörülen suçlar saklı kalmak üzere, bu maddenin “kullanılmasının” suç oluşturmayacağı gözetilmeden, sanığın unsurları oluşmayan atılı suçtan beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle, 08.03.2018 tarihinde karar verildi.
EK GEREKÇE
(Sanıklar …, …, …, … ve … hakkında) 5271 sayılı CMK’nın 226. maddesine göre; suçun hukukî niteliği değiştiğinde ya da cezanın artırılması veya cezaya ek olarak güvenlik tedbiri uygulanması gerektiğinde, durum sanığa veya varsa müdafiine bildirilerek ek savunma hakkı tanınmadan, sanık hakkında iddianamede gösterilen dışında bir kanun hükmü uygulanamaz.
Sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasını gerektirecek durumunun, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıkmadığı, dava açıldığında da mevcut olduğu ileri sürülerek, bu konuda ek savunma hakkına gerek bulunmadığına ilişkin görüş kabul edilemez. CMK’nın 226. maddenin 2. fıkrasında yer alan “cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır” ifadesi, “iddianamede gösterilmeyen bir kanun hükmü gereğince, sanığın cezasının artırılması veya sanık hakkında güvenlik tedbiri uygulanması gerektiğinde de birinci fıkrada olduğu gibi durum sanığa veya varsa müdafiine bildirilerek ek savunma hakkı tanınması gerekir” anlamındadır.
Adli sicil kayıtlarında birden fazla hüküm bulunduğunda, bu hükümlerden hangisinin tekerrüre esas olduğu konusunda mahkemelerin bile zaman zaman yanıldığı, tekerrüre esas olmayan hükmün tekerrüre esas alındığı dikkate alındığında, hakim ve Cumhuriyet savcılarının bile uygulamada yanıldıkları bir konuda sanıklardan adli sicil kayıtlarındaki hükümlerden hangisinin tekerrüre esas olduğunu bilmesini beklemenin doğru olmayacağı kanaatindeyiz.
Adlî sicil kaydı, CMK’nın 209. maddesi gereğince duruşmada okunması zorunlu belgelerdendir. Tekerrür oluşturan mahkûmiyet hükmünün yer aldığı adlî sicil kaydının duruşmada okunması üzerine sanığın okunan kaydın kendisine ait olduğunu veya bu belgeye karşı bir diyeceğinin bulunmadığını söylemesinin ek savunma yerine geçmesi mümkün değildir.
Emredici nitelikte olan CMK’nın 226. maddesi gözardı edilerek, sanığa ek savunma hakkı verilmeden, TCK’nın 58. maddesinin uygulanması yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle, sanıklar …, …, …, … ve … hakkındaki hükümlerin bozulması nedenlerine bu aykırılığın da eklenmesi gerektiği düşüncesiydeyim. 08.03.2018