Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2017/386 E. 2017/5600 K. 09.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/386
KARAR NO : 2017/5600
KARAR TARİHİ : 09.11.2017

Adalet Bakanlığı’nın, 24/02/2017 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanıklar …, … ve … hakkında açılan kamu davasının düşürülmesine dair, Tunceli Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13/08/2015 tarihli ve 2008/234-258 sayılı ek kararı ile sanık … hakkındaki kamu davasının düşürülmesine ilişkin aynı Mahkemenin 11/01/2016 tarihli ve 2008/234-258 sayılı ek kararının kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 09/03/2017 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Hükümlülerin 03/10/2007 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 191/6. maddesi uyarınca bir yıl süreyle tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair, Tunceli Sulh Ceza (Kapatılan) Mahkemesi’nin 06/05/2008 tarihli ve 2008/78 esas, 2008/107 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlandığı,
2- Hükümlülerin tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirdiği gerekçesiyle, …, … ve … yönünden Tunceli Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13/08/2015 tarihli ve 2008/234-258 sayılı ek kararı ile, … yönünden ise aynı Mahkemenin 11/01/2016 tarihli ve 2008/234-258 sayılı ek kararı ile TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca «kamu davasının düşmesine» karar verildiği ve kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/7. maddesi uyarınca, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması hâlinde mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve Cumhuriyet savcılığınca sadece yerine getirme fişi tanzim edilmesi gerektiği gözetilmeden, sanıkların tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyduğundan bahisle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, Tunceli Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13/08/2015 tarihli ve 2008/234-258 sayılı ek kararı ile aynı Mahkemenin 11/01/2016 tarihli ve 2008/234-258 sayılı ek kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan hükümlülerin, hüküm tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı TCK’nın 191. maddesinin 7. fıkrası gereğince, mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılması yerine davanın düşmesine karar verilmesi yasaya aykırı ise de, mahkûmiyet hükmünden sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve 5320 sayılı Kanun’a eklenen ek 7. maddenin 2. fıkrası hükümlüler lehine hükümler içermekte olup, mahkemece 13/08/2015 ve 11/01/2016 tarihli kararlar ile yapılan değerlendirme esnasında, öncelikle hükümlüler lehine uyarlama yapılması gerektiğinden, hükümlülerin kanun yararına bozma talebine konu olan suçlarını, aynı nitelikte başka bir suç nedeniyle daha önce verilmiş bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemedikleri belirlendikten sonra;
a) Hükümlüler bu suçu daha önce işledikleri suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değiller ise, bu suç nedeniyle daha önce tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan hükümlüler hakkında, karardan önce 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,
b) Hükümlüler bu suçu, daha önce işledikleri suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemişler ise, 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”
Karar verilmesi gerektiğinden, kanun yararına bozma talebi bu nedenle yerindedir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlerle, kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden; kamu davasının düşmesine ilişkin Tunceli Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13/08/2015 tarihli ve 2008/234-258 sayılı ek kararı ile aynı Mahkemenin 11/01/2016 tarihli ve 2008/234-258 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 09.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.