Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2017/3370 E. 2018/9513 K. 18.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/3370
KARAR NO : 2018/9513
KARAR TARİHİ : 18.12.2018

Mahkeme : Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
1- Sanık hakkında 28/02/2010 tarihinde işlediği ileri sürülen suçtan dolayı 31/03/2010 tarihli iddianameyle temyiz konusu bu davanın açıldığı; dosyadaki bilgi ve belgeler ile UYAP’tan yapılan incelemede; sanık hakkında 09/01/2010 tarihinde işlediği ileri sürülen “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçu nedeniyle ise 10/03/2010 tarihli iddianame ile açılan davada Ümraniye 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 24/02/2011 tarihli 2010/1209 esas ve 2011/179 karar sayılı ilamı ile mahkûmiyet hükmü kurulduğu ve sanık müdafiinin temyizi üzerine Dairemizin 14/10/2014 tarihli 2012/8076 esas ve 2014/10749 karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine yapılan yargılamada İstanbul Anadolu 53. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/02/2015 tarihli 2014/984 esas ve 2015/179 karar sayılı ilamı ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşıldığından, sanık hakkındaki 2014/984 esas sayılı dosyanın bu dosya içine konulması, daha sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek; bu fiillerin ayrı suçlar olup olmadığının ya da sanık hakkında TCK’nın 43. maddesinde yer alan zincirleme suç hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmasında zorunluluk bulunması,
2- Kabule göre de;
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi sanık lehine hükümler içermekte olup, öncelikle; 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinin olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı bu suç tarihinden önce açılmış başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” ,
b) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan beraat kararı verilmiş ise, bu suç nedeniyle doğrudan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,
Karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 18/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.