Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2017/2263 E. 2021/713 K. 20.01.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/2263
KARAR NO : 2021/713
KARAR TARİHİ : 20.01.2021

Mahkeme: İSTANBUL 7. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç: Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm: Mahkûmiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanıklar müdafiinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteminin, süresinden sonra yapılmış olması ve hükmedilen cezanın süresine göre, 5320 sayılı Kanun’un 8/1, 1412 sayılı CMUK’nun 318 ve 5271 sayılı CMK’nın 299. maddeleri uyarınca reddine karar verilerek, duruşmasız olarak inceleme yapılmıştır.
1-) Gizli soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan CMK’nın 139. maddesine göre gizli soruşturmacı görevlendirilebilmesi için işlenen suçun kanunda sayılan ve gizli soruşturmacı kullanılabilecek suçlardan olması, suçun işlendiği konusunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması, başka yolla delil elde etme imkanının bulunmaması, suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmiş bir suç olması ve yetkili ve görevli mahkemece bir karar verilmesi gerekir.
Somut olayda dava konusu suç uyuşturucu madde ticareti yapma suçu olduğu halde, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suç olmadığı; zira CMK’nın 139. maddesinin 4. fıkrasına göre örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmeyen suçlarda gizli soruşturmacı görevlendirilemeyeceği; yine CMK’nın “Teknik Araçlarla İzleme” başlıklı 140. maddesindeki düzenlemeye göre, sanıkların teknik araçlarla izlenmesine ilişkin bir karar bulunmadan teknik araçlarla izleme, görüntüleme ve ses alma işlemi yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmış ve mahkemece suçun sübutu gizli soruçturmacı faaliyetleri sonucu tanzim edilen raporlara dayandırılmıştır.
CMK’nın 217. maddesine göre sanıklara atılı suç hukuka uygun şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.
Yapılan soruşturma işlemleri kovuşturma kapsamı ve tüm dosya içeriğine göre sonuç olarak;
a) Suçun sübutunun tespiti için sanıklardan uyuşturucu madde alma – temin etme eylemlerini gerçekleştiren gizli soruşturmacılar kolluk görevlisi ise “suçu ve faili belirleme, suçla ilgili delilleri toplama” konusunda faaliyette bulunabileceklerinden, öncelikle gizli soruşturmacıların adli kolluk görevlisi olup olmadığının araştırılması, adli kolluk görevlisi ise CMK’nın 139/3. maddesi hükmü de gözetilerek tanık olarak dinlenilip tutanak içeriği okunup diyecekleri sorulduktan sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
b) Gizli soruşturmacının adli kolluk görevlisi olmadığının tespiti halinde “suçu ve faili belirleme, suçla ilgili delilleri toplama” konusunda faaliyette bulunamayacaklarından bu yöntemle elde edilen bilgilerin delil olarak değerlendirilemeyeceği hususu gözetilerek sanıkların beyanı da dikkate alınarak haklarında TCK’nın 192/3. maddesinde öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan hüküm kurulması,
2-) Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 28/04/2015 tarihli 2014/462 esas, 2015/135 ve 2014/848 esas, 2015/136 sayılı kararlarında da bahsedildiği üzere; gizli soruşturmacılar tarafından sanıklardan birden fazla kez uyuşturucu madde alınmasının, ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir “alım-satım” söz konusu olmadığı gözetilmeden atılı suçların zincirleme olarak işlendiği kabul edilerek, sanıkların, cezalarının TCK’nın 43. maddesi ile artırılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
3-) Gerekçeli karar başlığına suç tarihinin ”14/12/2012-26/12/2012-17/01/2013 (Sanık … için), 22/12/2012-26/12/2012 (Sanık … için)” şeklinde yazılması yerine sanık ayrımı gözetilmeksizin “24/04/2013” olarak yazılması,
4-) Hapis cezasına mahkûm edilen sanıklar hakkında TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafii ile sanık …’un temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan hükümlerin BOZULMASINA, 20.01.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.