Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2017/1863 E. 2017/3521 K. 14.07.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/1863
KARAR NO : 2017/3521
KARAR TARİHİ : 14.07.2017

İtirazla İlgili Mahkeme Kararı : Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma

İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
I) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER:
1- Sanık hakkında 13.10.2013 tarihinde işlediği iddia edilen uyuşturucu madde ticareti suçundan yapılan yargılama sonucunda, Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 05/05/2015 tarihli ve 2014/87 esas, 2015/138 sayılı kararı ile eylemin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu kabul edilerek, sanığın 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine, ayrıca 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/3. maddesi gereğince 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği ve kararın itiraz edilmeden kesinleştiği,
2- Kanun yararına bozma yoluna başvurulması üzerine mahkemece 14.07.2015 tarihli ek karar ile denetimli serbestlik tedbirinin infazının durdurulmasına karar verildiği,
3- Adalet Bakanlığı’nın 07/01/2016 tarihli yazısı ile “sanık hakkında 6545 sayılı Kanunla 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildikten sonra ayrıca 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/3. maddesi gereğince 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu” gerekçesi ile Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 05/05/2015 tarihli ve 2014/87 esas, 2015/138 sayılı kararına karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulması üzerine,
Dairemizce 27/04/2017 tarihli ve 2016/966 esas, 2017/1622 karar sayı ile “Mahkemece sanık hakkında uygulanmasına karar verilen 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/3. maddesinde yer alan denetimli serbestlik tedbiri uygulaması, aynı Kanun’un 191/2. maddesinde yer alan kamu davasının açılmasının ertelenmesi düzenlemesine ilişkin olup, somut olayda sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda 6545 sayılı Kanun’la 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası ve yine 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesi uyarınca sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip 5 yıl denetim süresi belirlendikten sonra, olayda uygulama yeri bulunmayan 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/3. maddesinde yer alan 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan, Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 05/05/2015 tarihli ve 2014/87 esas, 2015/138 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendinin verdiği yetkiye dayanılarak; “sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/3. maddesi gereğince 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kısmın hüküm fıkrasından ÇIKARILMASINA, dosyanın Adalet Bakanlığı’na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine” karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Dairemizin bu kararına itiraz edilmiştir.
II) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz yazısında; “İtirazın konusunu oluşturan uyuşmazlık;
Kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak suçundan TCK’nun 191. maddesi uyarınca sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip, 5 yıl denetim süresi belirlendikten sonra, 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nun 191/3. maddesinde yer alan 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine karar verilip verilemeyeceğinin belirlenmesine ilişkindir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. ve 310.maddelerinde düzenlenen kanun yararına bozma kurumu; hakim veya mahkemelerce verilip istinaf ya da temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların giderilmesini sağlayan olağanüstü bir yasa yoludur.
5271 sayılı Kanunu’nun 309. maddesinin 4. fıkrasında, kanun yararına bozma sonrası yapılacak işlemler, bu işlemleri gerçekleştirecek merciler ve bozma kararının etkileri, bozulan hüküm veya kararın türü ve bozma nedenlerine göre ayrım yapılarak ayrıntılı olarak gösterilmiştir.
Düzenlemede; kanun yararına bozmanın sonuçları ve bozma sonrasındaki uygulama saptanırken, öncelikle ‘karar’ ve ‘hüküm’ ayrımı gözetilmiş ayrıca mahkumiyet hükmü ile davanın esasını çözen veya çözmeyen diğer hükümler bakımından farklı uygulama ve sonuçlar öngörülmüştür.
5237 sayılı TCK’nun 191. maddesinin gerekçesinin son bölümünde; “Ayrıca, maddede suçun vasfının yargılama aşamasında değişmesi durumunda uygulamada çıkabilecek tereddütlerin önlenmesi amacıyla da değişiklik yapılmaktadır. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ve uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma suçlarından yapılan kovuşturma evresinde, suçun 191 inci madde kapsamına girdiğinin anlaşılması halinde, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilecektir. Böylelikle, soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısı tarafından verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararlarının, kovuşturma aşamasında suçun vasfının değişmesi durumunda mahkeme tarafından verilmesi sağlanmaktadır.” şeklinde yazılmış olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda, sanık hakkında 13.10.2013 tarihinde işlediği iddia edilen uyuşturucu madde ticareti suçundan yapılan yargılama sonucunda, Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 05/05/2015 tarihli ve 2014/87 esas, 2015/138 karar sayılı kararı ile eylemin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu kabul edilerek, sanığın 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 28/062014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’la 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası ve TCK’nun 191. maddesi hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine, ayrıca aynı Kanunun değişik TCK’nun 191/3. maddesi gereğince denetim süresi içinde 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen TCK’nun 191. maddesinin gerekçesinin son bölümünden de anlaşılacağı üzere, yazıda belirtildiği üzere, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ve uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma suçlarından yapılan kovuşturma evresinde, suçun 191 inci madde kapsamına girdiğinin anlaşılması halinde, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verileceği, soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısı tarafından verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararlarının, kovuşturma aşamasında suçun vasfının değişmesi durumunda mahkeme tarafından verilmesi gerektiğinin anlaşılması karşısında, Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 05/05/2015 tarihli ve 2014/87 esas, 2015/138 karar sayılı kararının içerik olarak 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nun 191. maddesine uygun olması nedeniyle, kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmesi gerektiği halde, kabulüne karar verilerek hükmün bozulmasına karar verilmesinin isabetli olmadığı kanaatine varılmıştır.” denilerek Dairemizin bozma kararının kaldırılması ve kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmesi istenilmiştir.
III) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ
28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik sonucunda, “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” suçu nedeniyle yürütülen soruşturmalarda, öncelikle TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilecek, 3. fıkrası uyarınca da erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanacak, ayrıca gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilecektir. Bununla birlikte, 6545 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 28/06/2014 tarihinden öncesine ilişkin olarak izlenecek yolu göstermek üzere 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca, 28.06.2014 itibarıyla “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” suçu nedeniyle hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan sanık hakkında 6545 sayılı Kanun’la değişik TCK’nın 191. maddesi çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilecek ve soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı tarafından verilen denetimli serbestlik ve gerekli görülmesi halinde tedavi kararlarının, kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından verilmesi sağlanacaktır. 6545 sayılı Kanun’un madde gerekçelerinde yer alan “Böylelikle, soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı tarafından verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararlarının, kovuşturma aşamasında suçun vasfının değişmesi durumunda mahkeme tarafından verilmesi sağlanmaktadır.” ifadesine nazaran kanun değişikliğinin amacı da bu yöndedir. Bu şekilde, 6545 sayılı Kanun öncesi dönemde soruşturma ve kovuşturma aşamasında hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan kişilere bu hak tanınmış olacaktır. Kişilerin uyuşturucu madde kullanmaktan uzak tutulmaları ve gerekli görülmesi halinde tedavilerinin yapılarak topluma kazandırılmalarına imkan sağlamak amacıyla, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin denetim süresi içinde yasada belirlenen süreler dahilinde denetimli serbestlik ve tedavi gibi yükümlülüklere hükmedilmesi kovuşturmayı yapan mahkemenin yetkisindedir.
Açıklanan nedenlerle, somut olayda mahkemece 6545 sayılı Kanun ile “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” suçuna ilişkin yapılan değişiklikler uyarınca hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan sanık hakkında TCK’nın 191. maddesi çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, aynı maddenin 3. fıkrasında düzenlenen denetimli serbestlik tedbirinin de uygulanmasına karar verilmesi yasaya uygun olup, kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
IV) KARAR: Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının kabulüne,
2- Dairemizin 27/04/2017 tarihli ve 2016/966 esas, 2017/1622 karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Sanık hakkındaki hükmün incelenmesi:
Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/3. maddesi gereğince 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 05/05/2015 tarihli ve 2014/87 esas, 2015/138 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı’na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 14.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.