YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/1664
KARAR NO : 2021/1810
KARAR TARİHİ : 09.02.2021
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : 1- Mahkûmiyet 2- Beraat (Sanık … yönünden)
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık …’ın temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğinin, hükmolunan hapis cezasının süresine göre, 5320 sayılı Kanun’un 8/1, 1412 sayılı CMUK’nun 318 ve 5271 sayılı CMK’nın 299. maddeleri uyarınca reddine karar verilerek, temyiz incelemesi duruşmasız olarak yapılmıştır.
Suç tarihlerinin gerekçeli karar başlığında sanık … yönünden “24/05/2012, 29/05/2012, 03/07/2012, 10/10/2012”; sanık … yönünden “24/05/2012, 09/07/2012”; sanık … yönünden “29/05/2012,09/07/2012”; sanık … yönünden “18/05/2012,31/05/2012”; sanık … yönünden “26/05/2012, 27/06/2012,02/07/2012,
12-13/09/2012”; sanık … yönünden “12-13/09/2012”; sanık … yönünden “01/10/2012”; sanık … yönünden “03/07/2012” olarak yazılması gerekirken sanık ayrımı da yapılmaksızın “10/10/2012” olarak yazılması mahkemesince düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
1) Sanıklar …, …, …, …, … ve … hakkında verilen mahkumiyet kararlarının incelenmesinde;
TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararı ile 7242 sayılı kanunla yapılan değişikliklerin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıklar …. ..ve müdafileri ile sanıklar …’ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2) Sanık … hakkında verilen mahkumiyet kararlarının incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Sanığın 29/05/2012 tarihli eylemi sabit ise de; 09/07/2012 tarihinde …’den ele geçirilen suç konusu net 0,63 gram esrarı sanığın verdiğine ilişkin kuşku sınırlarını aşan kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, tek eylemi sabit olan sanık hakkında TCK’nın 43. maddesinde öngörülen “zincirleme suç” hükümlerinin uygulanması,
2) Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
3) Sanık … hakkında verilen beraat kararının incelenmesinde;
Olay tutanağı, fiziki takip ve teknik araçla izleme tutanakları, ekspertiz raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın 5 nolu olayda hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan soruşturma yürütülen tanık …’de ele geçirilen uyuşturucu madde ile ilgisi olduğuna veya diğer sanık …’nın eylemine iştirak ettiğine ilişkin kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı anlaşılmakla;
Sanığın 7 nolu olayda haklarında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Alanya Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/13248 ve 2012/132/49 soruşturma sayısı ile soruşturma yürütülen … ve …’ın soruşturma evraklarının akıbetlerinin araştırılarak, soruşturma dosyasının, suç konusu uyuşturucu maddeye ilişkin ekspertiz raporunun ile Başar Tunç ve Alperen hakkında açılmış dava bulunmakta ise bu davaya ilişkin dosyaların aslı veya onaylı örneğinin getirtilerek dosyaya konulması; sanığın atılı suçlamayı ve olay tutanağının içeriğini kabul etmemesi karşısında … ve … ile tutanak tanıklarının duruşmaya usulüne uygun olarak çağrılıp, yöntemince bilgi ve görgülerine başvurulması ve sonucuna göre sanığın hukukî durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 09/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.