Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2017/1483 E. 2021/8393 K. 01.07.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/1483
KARAR NO : 2021/8393
KARAR TARİHİ : 01.07.2021

Mahkeme : … 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
A)Sanık … hakkında verilen hükmün incelenmesinde:
Hükümden sonra UYAP sistemi üzerinden MERNİS’ten alınarak dosyasına konulan nüfus kayıt örneğinde; sanığın 26.08.2015 tarihinde öldüğünün belirtilmesi karşısında, bu hususun mahkemece araştırılarak, ölmüş olduğunun tespiti halinde hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA,
B)Sanıklar …, … ve … hakkında verilen hükümlerin incelenmesinde:
Suç tarihlerinin gerekçeli karar başlığında, “Sanık … yönünden;24/09/2018, 28/09/2012,01/10/2012,09/10/2012, 15/11/2012, sanık … yönünden;25/09/2018, 11/10/2012, 14/11/2012, 30/10/2012, 04/12/2012, 13/12/2012, sanık … yönünden; 24/09/2012, 09/12/2012” olarak yazılması gerekirken sanık ayrımı yapılmaksızın “20/09/2012 – 16/01/2013” olarak yazılması mahkemesince düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
1) Anayasa’nın 141. maddesinin 3. fıkrası ile 5271 sayılı CMK’nın 34 ve 230. maddeleri gereğince, hükmün gerekçe bölümünde sanıkların lehindeki ve aleyhindeki delillerin belirtilmesi, gerçekleşen somut olgularla bağlantısının gösterilmesi, bu kapsamda hangi sanıkların hangi tarihte kimle ne şekilde telefon konuşması yaptığının ve bu konuşmaların nasıl yorumlandığının açıklanması, tüm delillerin ayrı ayrı tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilenlerin belirlenmesi, ulaşılan kanıya göre sanıkların sabit kabul edilen fiilleri açıklanarak bunun nitelendirilmesi, cezada artırım ve indirim gerektiren nedenlerin yasal bağlamda tartışılması gerektiği gözetilmeden, yetersiz gerekçeyle CMK’nın 289. maddesine aykırı olarak hüküm kurulması,
2) Sanık …’in 24/09/2012, 28/09/2012, 01/10/2012, 09/10/2012 ve 15/11/2012 tarihli eylemlerine ilişkin olay tutanaklarının, sanık …’in 25/09/2012, 11/10/2012, 14/11/2012, 30/10/2012, 04/12/2012 ve 13/12/2012 tarihli eylemlerine ilişkin olay tutanaklarının ve sanık …’in 24/09/2012 tarihli eylemine ilişkin olay tutanağının dosyada bulunmadığı anlaşıldığından; sözü edilen belgelerin aslı veya onaylı suretlerinin denetime imkan verecek şekilde dosya içerisine konulmaması,
3) 04/12/2012 tarihinde, sanık …’in uyuşturucu madde sattığı iddia olunan …’den ele geçirilen maddenin analizine ilişkin Adli Tıp Kurumu veya Kriminal Polis Laboratuvarından alınmış ekspertiz raporunun dosyada bulunmadığı anlaşıldığından, bu maddenin “uyuşturucu madde niteliğinde olup olmadığına” ilişkin ekspertiz raporları var ise aslı ya da onaylı örneklerinin denetime imkan verecek şekilde dosya içerisine konulması, yok ise maddelerin “uyuşturucu madde niteliğini taşıyıp taşımadığına” ilişkin ekspertiz raporları alınmasından sonra, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek sanık …’in hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulması,
4) Sanık …’in iddianamede belirtilen 28/09/2012 tarihli 4. olaya ilişkin atılı suçlamayı kabul etmediğinin anlaşılması karşısında, hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan soruşturma yürütülen…’in tanık olarak dinlenilerek sonucuna göre sanık …’in hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5) Sanık …’in yargılamanın yapıldığı tarihte onsekiz yaşını doldurmamış olması nedeniyle duruşmaların kapalı yapılması gerektiği gözetilmeden, duruşmaların açık yapılması ve hükmün de kapalı yerine açık celsede açıklanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 185. maddesine aykırı davranılması,
6) Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan sanık … hakkında 5395 sayılı Kanun’un 35. maddesi uyarınca bireysel özelliklerini ve sosyal çevresini gösteren sosyal inceleme raporu alınmaması ya da alınmama gerekçesinin hükümde gösterilmemesi,
7) Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanık … hakkında, TCK’nın 52/4. maddesinin uygulanması sırasında, 5275 sayılı Kanun’un 106/4. maddesine aykırı olacak şekilde, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği ihtarında bulunulması,
8) Hükmedilen gün para cezasının, adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesi sırasında 5237 sayılı TCK’nın 52/2. maddesi ve tayin edilen adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında 52/4. maddesinin uygulanan kanun maddeleri olarak gösterilmesi gerekirken, sadece 52. maddesinin yazılması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
9) Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar
sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıklar Mehmet ve Taner’in durumlarının yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA, 01/07/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.