Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2016/3415 E. 2017/4456 K. 06.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/3415
KARAR NO : 2017/4456
KARAR TARİHİ : 06.10.2017

Adalet Bakanlığı’nın, 01.11.2016 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan şüpheli … hakkında açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonucunda, karar verilmesine yer olmadığına dair Bursa 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/04/2016 tarihli ve 2016/122 esas, 2016/396 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 21.11.2016 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 09.02.2015 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği; ayrıca tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunun ihtar edildiği,
2- Şüphelinin tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanması için yapılan ilk tebligata uyarak Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne müracaat ettiği ve kendisine burada yazılı olarak yükümlülüklerinin tebliğ edildiği ve yükümlülüklerini ihlal etmesi halinde hakkında kamu davası açılacağının ihtar edildiği, ancak daha sonra tedaviye aykırı davranması üzerine yine yazılı olarak uyarıldığı, yapılan bu uyarıya rağmen de yeniden yükümlülüklerini ihlal etmesi üzerine TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca “…tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği…” gerekçesiyle kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK’nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca cezalandırılması isteğiyle sanık hakkında kamu davası açıldığı,
3- Bursa 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/04/2016 tarihli ve 2016/122 esas, 2016/396 sayılı kararı ile “Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce yapılan tek bir uyarıya uymamanın ısrar olarak değerlendirilemeyeceği” gerekçesiyle, “herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına” karar verildiği ve kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, “Dosya kapsamına göre, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 20/03/2015 tarihli ve 2015/18174 soruşturma, 2015/296 sayılı kamu davası açılmasının ertelenmesi kararının 17/04/2015 tarihinde tebliğini müteakip, sanığın Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce takibi ve denetimi yapılmakta olan yükümlülükleri çerçevesinde 14/10/2015 tarihinde laboratuvara numune vermeyerek birinci ihlalini gerçekleştirdiği, 03/12/2015 tarihinde tebliğ edilen uyarı yazısına rağmen 10 günlük süre içerisinde müracaat etmeyip ikinci ihlalini de gerçekleştirerek yükümlülüklere uymamakta ısrar ettiğinden, yargılamaya devamla hakkında hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, Bursa 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/04/2016 tarihli ve 2016/122 esas, 2016/396 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, “Kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi … hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve tedavi ile birlikte denetimli serbestlik tedbirine hükmedilen şüpheliye tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için uyarılı tebligat yapıldığı, şüphelinin de bu ilk tebligata uyarak Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne müracaat ettiği,
Bu şekilde Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne müracaat eden şüpheliye, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği’nin “Denetim planı” başlıklı 35. maddesinin 7. fıkrasında yer alan “Haklarında; a) Tedavi ve denetimli serbestlik, … kararı verilenler için denetim planı hazırlanmaz. Bu yükümlülere yükümlülükleri ile uyması gereken kuralları ve dikkat etmesi gereken hususları içeren bilgilendirme formu tebliğ edilir. Bu form denetim planı yerine geçer.” şeklindeki düzenleme gereğince Yönetmeliğin 42. maddesinde düzenlenen “Yükümlülerin uyması gereken kurallar”ın yazılı olarak imzası karşılığında tebliğ edildiği ve bu kapsamda öncelikle hakkında tedavi tedbirinin uygulanacağının ve sevk edildiği hastanenin tedavi programına uyması gerektiğinin bildirildiği, ayrıca yükümlülüklerini ihlal etmesi halinde hakkında kamu davası açılacağının da ihtar edildiği, dolayısı ile birinci uyarının doğrudan ilgili müdürlükçe yapılmış olduğu,
Ancak bu ihtar ve uyarıya rağmen şüphelinin 14/10/2015 tarihinde laboratuvara numune vermeyerek yükümlülüklerini birinci kez ihlal etmesi üzerine, yine yazılı olarak uyarıldığı, buna ilişkin davetnamenin 03.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği, bunun da ikinci uyarı olarak kabul edilmesi gerektiği, yapılan bu uyarıya rağmen 10 gün içinde kuruma başvurmamak suretiyle tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirmeyerek, ikinci kez yükümlülüklerini ihlal ettiği,
Anlaşılmıştır.
Bu hali ile 2 kez uyarılmasına rağmen 2 defa yükümlülüklerini ihlal ettiği görüldüğünden, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK’nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sanığın cezalandırılması isteğiyle açılan davada “kovuşturma şartı” olan “ısrar koşulu” gerçekleşmiştir. Bu nedenle mahkemece yargılamaya devam edilerek esas hakkında bir hüküm verilmesi gerekirken, “karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; Bursa 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/04/2016 tarihli ve 2016/122 esas, 2016/396 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 06.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.