YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/3263
KARAR NO : 2020/9110
KARAR TARİHİ : 16.12.2020
Mahkeme : SALİHLİ Ağır Ceza Mahkemesi
Suçlar : 1- Uyuşturucu madde ticareti yapma
2- Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hükümler : 1-) Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan;
a- Mahkûmiyet (sanıklar …, … ve … hakkında)
b- Beraat (sanık … hakkında)
2- Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan; tedavi ve denetimli serbestlik (sanıklar …, …, …., …., ….. hakkında)
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Tebliğnamede …, …, …, …, …, … sanık olarak gösterilmiş iseler de; …, …, …, … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraat kararı verildiği ve aleyhe temyizin olmadığı diğer sanık … hakkında ise kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hakkında tedavi ve denetimli serbestlik kararı verildiği ve aleyhe temyiz edilmediği anlaşılarak inceleme yapılmıştır
1-) Sanıklar …, …, …, …, … hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararına karşı kanun yolu talebinin incelenmesinde:
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20/03/2012 tarihli ve 2011/785 esas ve 2012/101 sayılı kararında açıklandığı üzere; “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma” suçundan dolayı, TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tebdiri uygulanmasına” ilişkin kararların, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı Kanunla eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14/04/2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na İADESİNE,
2-) Sanıklar; …, … ve … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin temyiz incelenmesinde:
Sanık … hakkında birleşen Alaşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/11 esas ve 2012/345 karar sayılı dosyasında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan da açılmış dava olduğu, yine tefrik edilmeden ana dosya ile birleştirildiği ancak bu dosyada sanık hakkında hüküm kurulurken birleşen dosyadaki kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hüküm kurulmadığı anlaşılmış ise de, bu konuda zamanaşımı süresi içinde hüküm kurulabilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-) Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2-) Polis Kriminal Laboratuvar Amirliğince suça konu uyuşturucu maddeden alınan şahit numunelerin müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafii ile sanıklar … ve …’un temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA; ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca giderilmesi mümkün bulunduğundan;
1-) TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümlerin hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Sanıklar hakkında, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK’ nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler gözetilerek, oluşan duruma göre, TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına”, ibaresinin yazılması,
2-) Hüküm fıkrasının müsadereye ilişkin bölümüne “266 gram kubar esrar,86 adet hap” ibarelerinden sonra gelmek üzere “ve Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliğince suça konu uyuşturucu maddeden alınan şahit numunelerin” ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3-) Sanık … hakkında kurulan beraat kararının avukatlık ücreti yönünden incelenmesinde:
Temyizin kapsamının, beraat eden her bir sanık lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmemesine yönelik olduğu anlaşılmakla yapılan incelemede;
1136 sayılı Kanunun 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren her bir sanık lehine ayrı ayrı maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği halde, adı geçen sanıklar yönünden tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak; bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükmün vekalet ücretine ilişkin bendinde yer alan sanık … isminin silinerek “sanıklara ödenmesine ” ibaresinden sonra gelmek üzere ve “kendisini vekil ile temsil ettiren Alırza Özgün’e karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre 3000 TL. vekalet ücretinin hazineden alınarak verilmesine,” ibaresinin yazılması suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA
16.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.