Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2016/2921 E. 2017/191 K. 23.01.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/2921
KARAR NO : 2017/191
KARAR TARİHİ : 23.01.2017

Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Suç tarihi : 11/02/2015

İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
I) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık hakkında, Söke 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu 24.12.2015 tarihinde 2015/.. esas ve 2015/.. karar sayı ile sanığın mahkûmiyetine karar verilmiş, hüküm sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizce 20.06.2016 tarihinde 2016/.. esas ve 2016/.. karar sayı ile hükmün, adli aramayı gerektiren bu olayda önleme araması kararına dayanılarak yapılan aramanın hukuka aykırı olduğu, bu arama ile elde edilen delilin hükme esas alınamayacağı dikkate alınarak; olayla ilgili adli arama kararı olup olmadığının araştırılması, varsa aslı veya onaylı örneğinin getirtilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği ve sanık hakkında TCK’nın 188/3 maddesinin uygulanması sırasında hapis cezası ile birlikte gün adli para cezasına da hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle bozulmasına karar vermiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Dairemizin bu kararına itiraz edilmiştir.
II) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz yazısında; “Yargılama konusu olayda, sanığın evinin önündeki sokakta uyuşturucu madde ticareti yaptığının öğrenilmesi üzerine, ihbar doğrultusunda olay yerine gidildiğinde sanığın sokakta görüldüğü ve Kuşadası Sulh Ceza Hakimliği’nden alınan 2015-155 Değişik İş sayılı önleme kararına dayanılarak sanığın üzerinde yapılan aramada suç konusu uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği anlaşılmaktadır.
Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin yargılama konusu olayda adli arama kararı gerekirken önleme arama kararı ile yapılan aramada elde edilen delilin hükme esas alınmayacağı ve olayla ilgili adli arama kararı olup olmadığının araştırılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğine ilişkin bozma ilamı yerinde değildir.
Zira salt istihbarat bilgisi adli arama kararı vermek için yeterli değildir. Bu husus Adli ve Önleme Arama Yönetmeliğinin 6. maddesinde açıkça belirtilmiştir. Kaldı ki önleme araması suç ihbarı üzerine makul şüphe oluşturacak emare arama yetkisi de vermektedir. Makul şüphe elde etmek için yapılan çalışmalar esnasında suç delili ile karşılaşılması halinde delilin ele geçiriliş yönteminin usul ve yasalara aykırı olduğunu kabul etmek ilgili yönetmeliğin 4, 6, 27. ./..

maddelerine açıkça aykırıdır.
Bu nedenlerle 10. Ceza Dairesinin bozma ilamına itiraz etmek gerekmiştir.” denilerek Dairemizin bozma kararının kaldırılması ve yerel mahkeme hükmünün onanması istenilmiştir.
III) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ
Dosya kapsamında yapılan incelemede, sanığın ikametinin bulunduğu Tepe Sokak üzerinde uyuşturucu madde ticareti yaptığı ve o an sokak üzerinde olduğuna yönelik bilgi alınması üzerine olay yerine giden kolluk görevlilerinin sanığın hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan soruşturma evrakı tefrik edilen T.. G.. ile birlikte belirtilen sokakta yürüdüklerini görmeleri üzerine şahısların durdurulduğu ve Kuşadası Sulh Ceza Hakimliği’nin 2015/.. değişik iş sayılı önleme araması kararı uyarınca sanık A..l’in yapılan üst aramasında montunun sol cebinde 7 fişek halinde 3,945 gram esrar ile kağıda sarılı 0,00275 gram metamfetamin ele geçirildiği, diğer sanık T.. G..’in aşamalardaki beyanlarında sanıktan esrar almak için yanına geldiği sırada kolluk görevlilerince yakalandığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 18.10.2016 tarihli 2016/.. esas 2016/.. karar sayılı ilamında sanığın şüphe üzerine durdurulması nedeniyle suçüstü halinin sözkonusu olması ve CMK’nın 90/4, 2559 sayılı PVSK’nın Ek 6 ile Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 8. maddesinin (f) bendindeki “suçüstü” halinde karar alınmadan arama yapılabileceğine dair düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; kolluk görevlilerinin işlenmekte olan bir suçla karşılaşması nedeniyle yetki ve sorumlulukları kapsamında derhal gerekli tedbirleri alarak basit bir kontrol ile sanığın üzerindeki uyuşturucu maddeleri ele geçirip el koymalarının hukuka uygun olduğu, bu durumda ayrıca arama kararı alınmasına gerek bulunmadığından hukuka aykırı bir delilden söz edilemeyeceğinin belirtildiği, bununla birlikte sanığın üzerinin aranmasına ilişkin önleme araması kararınında bulunması karşısında somut olayda uyuşturucu madde sattığı sırada yakalanan sanığın üzerinin aranmasına ilişkin kolluk tarafından yapılan işlemlerin yasaya uygun olduğu açıktır.
Bu nedenle itirazın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
IV) KARAR: Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının kabulüne,
2- Dairemizin 20.06.2016 tarihli, 2016/… esas ve 2016/… karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Sanık hakkındaki hükmün incelenmesi:
Sanık hakkında; TCK’nın 188/3 maddesinin uygulanması sırasında, hapis cezası ile birlikte gün adli para cezasına da hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile eleştiri dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 23.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.