Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2016/1429 E. 2020/8798 K. 09.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/1429
KARAR NO : 2020/8798
KARAR TARİHİ : 09.12.2020

Mahkeme : ÇORLU 2. Ağır Ceza Mahkemesi
Hüküm : Mahkûmiyet
…,…

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

1-)Sanık … hakkında verilen hükmün incelenmesinde:
Sanığa 16/01/2014 tarihinde tebliğ edilen hükmün, sanık tarafından CMUK’nın 310/1. maddesinde belirtilen bir haftalık kanunî temyiz süresinden sonra 24/01/2014 tarihinde temyiz ./..
edildiği anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddeleri uyarınca temyiz isteğinin REDDİNE,
2-)Sanıklar …, …, … ve … hakkında verilen hükümlerin incelenmesinde:
Sanık … müdafiinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğinin, hükmolunan hapis cezasının süresine göre 5320 sayılı Kanun’un 8/1, 1412 sayılı CMUK’nun 318 ve CMK’nın 299. maddeleri uyarınca reddine karar verilerek duruşmasız inceleme yapılmıştır.
TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararı ve 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişikliklerin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık … ve müdafii, sanık … müdafii ile sanıklar … ve …’un yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
3-)Sanıklar …, …, … ve … hakkında verilen hükümlerin incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilen dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 28.04.2015 tarih, 2014/462 esas, 2015/135 karar ve 2014/848 esas, 2015/136 sayılı kararlarında da bahsedildiği üzere; kolluk görevlilerinin gerçek iradesinin uyuşturucu madde satın alma değil, suçu ve failini belirleyecek suç delilini elde etme olduğu, ilk alımdan sonraki alımların ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir “alım – satım” söz konusu olmadığı, sanığın hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu maddeyi satışa arzetme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanıkların birden fazla uyuşturucu madde sattığı kabul edilerek sanıklar hakkında zincirleme suçla ilgili TCK’nın 43. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafileri ile sanık …’in temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA,
4-)Sanık … hakkında verilen hükmün incelenmesinde:
Ceza mahkûmiyetinin yargılama sürecinde ulaşılan ihtimali kanaate göre değil, kesin ve açık ispata dayalı olması gerektiğinden, dosya içerisinde mevcut deliller ile sanığın atılı suçlamayı kabul etmediği anlaşılması karşısında; olayla ilgili görevli soruşturmacının CMK’nın 139/3. maddesi ve 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu’nun hükümleri gözetilerek tanık olarak dinlenilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
5-)Sanıklar … ve … hakkında verilen hükümlerin incelenmesinde:
28/11/2013 tarihli son celsede sanıklar müdafiinin lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep ettiği anlaşılmakla; suç tarihinde on sekiz yaşından küçük olan ve ertelemeye engel mahkumiyeti bulunmayan sanıklar hakkında, hükmedilen hapis cezasının üç yılın altında kaldığı ve
./..
5237 sayılı TCK’nın 51. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesine göre hükmedilen hapis cezasının süresine göre erteleme şartları oluşmasına rağmen, sanıklar hakkında şartları oluşmadığı gerekçesiyle TCK’nın 51. maddesinin uygulanmaması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA,
09.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.