Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2015/5131 E. 2015/33370 K. 18.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5131
KARAR NO : 2015/33370
KARAR TARİHİ : 18.12.2015

Tebliğname No : 10 – 2015/315772
Mahkeme : VAN 3. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi- Numarası : 18.06.2015 – 2015/36 esas ve 2015/178 karar
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
A) .. plakalı aracın iadesine ilişkin hükümle ilgili inceleme:
Aracın kayıt maliki olan üçüncü kişiye iadesine ilişkin hükme yönelik temyiz bulunmadığından, iade hükmünün İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA, üye ..’nun karşı oyu ve oyçokluğuyla,
B) Sanık hakkındaki mahkûmiyet hükmünün incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilen dışındaki yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, resen de temyize tabi olan hükmün BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK’nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması suretiyle,
hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, tutuklama koşullarında bir değişiklik olmaması ve tutuklama tarihine göre sanığın salıverilmesi isteğinin reddine oybirliğiyle,
18.12.2015 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY GEREKÇESİ:
(A- Sanığın tasarrufunda olup iade edilen .. plakalı araçla ilgili)

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05.07.2011 tarih ve 2011/(10) 119-162 sayılı kararında da belirttiği üzere, müsadere 5237 sayılı TCK’nın birinci kitabının, üçüncü kısmının, ikinci bölümünde bir “güvenlik tedbiri” olarak düzenlenmiş olduğundan, gerek CMUK’nın 326. maddesinin son fıkrasında, gerekse 5271 sayılı CMK’nın 307/4. maddesinde öngörülen “hükmün sanık lehine temyizi üzerine bozulmasından sonra yeniden verilen hükmün, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz” şeklindeki kuralın kapsamı dışındadır. Güvenlik tedbirlerinin uygulanması gerekirken uygulanmaması veya yanlış uygulanması kazanılmış hak olarak değerlendirilemeyeceğinden, temyizin sanık lehine olup olmadığına bakılmaksızın hükmün bozulması gerekir.
Aleyhe değiştirme yasağı münhasıran “cezalar” ile ilgili olup, cezalar da 5237 sayılı TCK’nın 45. maddesinde, hapis ve adli para cezaları olarak sayıldığından, cezalar arasında sayılmayan güvenlik tedbirlerinin bu kapsamda değerlendirelemeyeceği açıktır.
Hüküm sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmiş olduğundan tüm yönleriyle incelenmelidir. Ayrıca hüküm ceza süresi itibarıyla resen temyize tabidir. Resen temyiz halinde de karar bütün yönleriyle incelenir, varsa hukuka aykırılıklar düzeltilir. Müsadere veya iade hükmünün incelenmesi de temyizin kapsamı içindedir.
Sanık suçta kullanılan .. plaka sayılı aracın kendisine ait olduğunu, ancak trafikte amcasının oğlu H.. D.. adına kayıtlı olduğunu, aracı ondan satın aldığını, üzerine kaydını yaptırmadığını,belirtmiştir.
Aracın kayıt maliki H.. D.., İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından talimatla alınan 04.05.2015 tarihli ifadesinde; sanığın amcasının oğlu olduğunu, 65 EY 507 plakalı aracı yaklaşık 1 yıl kadar önce harici olarak sanık K.. D..’a sattığını, aracın parasını da aldığını, sanığın, “aracın devrini sonra alırım” dediğini, ancak İzmir’e geldiği için aracın devrini kendisine veremediğini, aracın kaydının üzerinde kaldığını, sanığın böyle bir şey yapacağını aklına getirmediğini, dava konusu olay hakkında bilgisi olmadığını, aracı sanığa sattığı için müsadere talebi konusunda da bir diyeceği olmadığını beyan ederek satış işlemini doğrulamıştır.
Sözkonusu aracın zula tabir edilen özel yapılmış gizli bölmesinde 130 paket halinde, brütü 68 kg. 868 gram, neti de 40 kg. 505 gram eroin ele geçirilmiştir.
Sanık aracı harici satışla teslim alarak malik sıfatıyla tasarruf etmiş, araca zula tabir edilen özel bölmeler dahi yaptırarak, aracı uyuşturucu maddenin taşınmasına tahsis etmiştir. Kayıt maliki aracı satıp devrettiği için olayda iyi niyet araştırmasına gerek yoktur. Gerek sanık, gerekse kayıt maliki mahkeme önünde satışı doğrulamışlardır. Sadece trafik kaydı alınmadı diye aracın kayıt sahibine iadesi dolaylı yoldan sanığa iadesi anlamına gelir. Zira, kayıt maliki araç bedelini de aldığı için, kendisine iade edilen aracı tekrar sanığa
teslim edecektir. Bu takdirde uyuşturucu madde ticareti yapan kişiler,nakilde kullandıkları özel bölme yapılmış araçları dahi ”haricen satın aldık” demek suretiyle aracı müsadere edilmekten, aracın kayıt malikini de suça karışmış olmaktan kolayca kurtarabileceklerdir. Böyle bir durumun hukuken korunması mümkün değildir. Araç mevcut haliyle bile suçta kullanılmak üzere özel bir şekilde hazırlanmış gizli bölmeli bir araçtır.
Dolayısıyla, bu araçla ilgili İADE kararı da temyizin kapsamı içinde olup, güvenlik tedbirinin yanlış uygulanması kazanılmış hak olarak değerlendirilemeyeceğinden, uyuşturucu maddenin taşınmasına tahsis edildiği ve suçta kullanıldığı anlaşılan, sanığın malik sıfatıyla tasarruf ettiği ,, plakalı orjinalinde olmayan sonradan yapılmış özel gizli bölmeleri bulunan aracın, 5237 sayılı TCK’nın 54/1 inci maddesi uyarınca müsaderesi yerine, uygun olmayan gerekçe ile iadesi yönünde hüküm kurulması nedeniyle, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 321 inci maddeleri gereğince BOZULMASI, ancak; bu aykırılık yeniden duruşma yapılmaksızın CMUK’nın 322 inci maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün 12 inci parağrafındaki ”Suçta kullanılan ,, Plaka sayılı aracın” ibaresi dışında kalan bölümlerin metinden çıkarılması ve yerine ”5237 sayılı TCK’nın 54/1 inci maddesi uyarınca müsaderesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASI gerektiği kanısını taşıdığımdan, çoğunluğun iade hükmünün İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA ilişkin kararına katılmıyorum. 18.12.2015