Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2015/4829 E. 2015/33161 K. 04.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4829
KARAR NO : 2015/33161
KARAR TARİHİ : 04.12.2015

Tebliğname No : 10 – 2015/287484
Mahkeme : KÜTAHYA 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi- Numarası : 10.07.2015 – 2015/168 esas ve 2015/222 karar
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Suç konusu maddenin, ADB-FUBINACA ismiyle bilinen sentetik kannabinoid olması nedeniyle, TCK’nın 188. maddesinin 4. fıkrasının uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen temyiz itirazların reddine, ancak;
1- 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 9. maddesine göre “önleme araması”, suç işlenmesinin veya bir tehlikenin önlenmesi için yapılan aramadır. Önleme aramasının muhatapları suç şüphesi altında olmayan kişilerdir.
CMK’nın 116 ve 117. maddelerine göre “adlî arama” ise, şüphelinin veya sanığın yakalanması ya da suç delillerinin elde edilmesi için yapılan aramadır. Somut bir suçun işlendiği şüphesi varsa önleme araması değil ancak adlî arama yapılabilir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2013/610-2014/512, 2013/841-2014/513 ve 2014/166-514 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; adlî arama kararı gerektiren bir olayda önleme araması kararına dayanılarak ya da koşullarına uygun olmayan arama kararı üzerine yapılan arama hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan deliller ya da suçun maddi konusu “hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş” olacağından, Anayasa’nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK’nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ve 289. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendi uyarınca hükme esas alınamaz.
Somut olayda, sanığın uyuşturucu madde sattığı ileri sürülen G..’ın aracında CMK’nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde “adlî arama kararı” alınmadan, “önleme araması kararına” dayanılarak araçta arama yapılması hukuka aykırıdır. Bu arama sonucu bulunan uyuşturucu madde ise hem “suçun maddî konusu” hem de “suçun delili” olup hukuka aykırı yöntemle elde edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; G..’ın aracında bulunan uyuşturucu maddenin hukuka aykırı yöntemle elde edilmesi nedeniyle ; sanık hakkında bu suçtan dolayı beraat hükmü kurulması gerekirken, zincirleme suç kapsamında değerlendirilmesi,
2- Sanığın, H.. isimli kişiye uyuşturucu madde sattığının, sanığın ikrarı dışındaki delillerle sabit olduğu gözetilmeden, ikrarına dayanılarak etkin pişmanlıkla ilgili TCK’nın 192. maddesinin 3. fıkrası gereğince cezasından indirim yapılması,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, CMUK’nın 326. maddesinin son fıkrası uyarınca sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 04.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.