Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2015/4508 E. 2015/33240 K. 10.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4508
KARAR NO : 2015/33240
KARAR TARİHİ : 10.12.2015

Tebliğname No : 10 – 2014/219842
Mahkeme : İSTANBUL 11. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi- Numarası : 03.10.2013- 2010/3 esas ve 2013/11 karar
Suçlar : a) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgütün yöneticisi olma
b)Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma
c) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgütün faaliyeti
çerçevesinde uyuşturucu madde ithal etme
d) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgütün faaliyeti
çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma

Olarak yapıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
A) Sanık İ.. A.. hakkında ”suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgütün yöneticisi olma”, sanıklar A.. Ç.., O.. Ç.., M.. K.., I.. A.., A.. P.., K.. Ç.., M.. Y.. ve K.. R.. hakkında “suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma” suçundan kurulan hükümlerin incelenmesi:
5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinde düzenlenen “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçunun işlendiğinin ve örgütün varlığının kabul edilebilmesi için; üye sayısının en az üç kişi olması, üyeler arasında soyut bir birleşme değil gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, suç işlenmese bile suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin olması, niteliği itibarıyla devamlılık göstermesi; oluşumun yapısı ve üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması; üyeleri üzerinde hâkimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanması gerekir. Örgüt yapılanmasında işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur bakımından somutlaştırılması mümkün, ancak zorunlu değildir.
Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işleyen kişi, hem işlediği suçtan hem de örgüte üye olmak suçundan ayrı ayrı cezalandırılır.
Soyut olarak sanık sayısının üç kişiden fazla olması örgütün varlığının kabulü için yeterli olmayıp bu durumda iştirak ilişkisinden söz edilebilir.
Somut olayda, örgüt oluşturmak için sanıkların sayısı yeterli ise de; aralarında hiyerarşik ilişki bulunduğu ve yapılanmanın üyeleri üzerinde hâkimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazandığı konusunda yeterli ve kesin delil bulunmamaktadır.
Açıklanan durumlara göre; TCK’nın 220. maddesinde düzenlenen “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, dolayısıyla “suç işlemek için kurulmuş olan örgütün yöneticisi olma” ve “suç işlemek için kurulmuş olan örgüte üye olma” suçlarının unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanıklar hakkında bu suçlardan beraat yerine mahkûmiyet hükümleri kurulması,
Yasaya aykırı, sanıkların müdafileri ile sanıklar İ.., A.., O.., K.., K..,M.., M.. Ş..’in temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA; bozma nedeni ile tutuklu kaldıkları süreye göre, sanıklar İ.., M.., I.. E.., A.. Y.., K.., M..Ş.. ve Kemal’in SALIVERİLMELERİNE, başka suçtan hükümlü ya da tutuklu bulunmadıkları takdirde serbest bırakılmalarının sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına,
B) Sanık İ.. A.. hakkında “suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgütün faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ithal etme” suçundan kurulan hükümlerin incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile aşağıda belirtilen dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanığın, diğer sanıklardan I.. E.. ve A.. Y..’de ele geçirilen esrarın ithal edilmesine iştirak ettiğine ve bu esrarla ilgisi olduğuna ilişkin, kuşkuyu aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı; sabit olan fiilinin 02.08.2010 tarihinde diğer sanıklardan Ahmet ve Osman’ın evinde ele geçirilen uyuşturucu ve uyarıcı maddeler ile 04.09.2010 tarihinde K.. Ç..’ın evinde ele geçen uyuşturucu ve uyarıcı maddeleri satmak için bulundurmaktan ibaret olduğu dikkate alınarak, sanık hakkında; “uyuşturucu madde ithal etme” suçundan beraat, “satmak amacıyla uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurma” suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması gerekirken, “uyuşturucu madde ithal etme” suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması,
2- Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgütün yöneticisi olma suçu ile ilgili bozma nedenine göre, koşulları bulunmadığı halde sanığın cezasının TCK‘nın 188. maddesinin 5. fıkrası gereğince artırılması,
3- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
4- Kabule göre; bir suç işleme kararının icrası kapsamında, hem “uyuşturucu madde ithal etme” hem de “satmak amacıyla uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurma” suçunu işleyen sanığın cezasının zincirleme suçla ilgili TCK’nın 43. maddesi uyarınca artırılması gerekirken, suçun örgüt marifetiyle işlendiği gerekçesiyle bu maddenin uygulanmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, resen de temyize tabi olan hükmün BOZULMASINA; bozma nedeni ile tutuklu kaldığı süreye göre sanığın SALIVERİLMESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde serbest bırakılmasının sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına,
C) Sanıklar I.. A.., A.. P.. ve K.. R.. hakkında “suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgütün faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ithal etme” suçundan kurulan hükümlerin incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile aşağıda belirtilen dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma suçu ile ilgili bozma nedenine göre, koşulları bulunmadığı halde sanıkların cezalarının TCK‘nın 188. maddesinin
5. fıkrası gereğince artırılması,
2- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların müdafileri ve sanık Kemal’in temyiz itirazları ile sanıklar Ahmet Yaser ve Kemal’in müdafilerinin duruşmadaki sözlü savunmaları bu nedenle yerinde olduğundan, resen de temyize tabi olan hükümlerin BOZULMASINA;
a) Bozma nedeni ile tutuklu kaldıkları süreye göre sanıkların SALIVERİLMELERİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu olmadıkları takdirde serbest bırakılmalarının sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına,
b) Adli kontrol kapsamında sanıklar I.. A.., A.. P.. ve K.. R..’nun;
aa) CMK’nın 109. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendi gereğince ”yurt dışına çıkmalarının yasaklanmasına” ,
bb) CMK’nın 109. maddesinin 3. fıkrasının (b) bendi uyarınca, oturduğu yere en yakın polis veya jandarma karakoluna ”onbeş günde bir” başvuruda bulunarak “imza verme yükümlülüğüne tabi tutulmalarına”,
Sanıklar salıverildikten sonra, belirtilen adli kontrol tedbirlerinin uygulanması konusunda gereğinin yapılması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına,
D) Sanıklar A.. Ç.., O.. Ç.., M.. K.. ve K.. Ç.. hakkında “suç işlemek için kurulan örgütün faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile aşağıda belirtilen dışındaki yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;
1- Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçuyla ilgili bozma nedenine göre, koşulları bulunmadığı halde sanıkların cezalarının TCK‘nın 188. maddesinin 5. fıkrası uyarınca artırılması,
2- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların ve müdafilerinin temyiz itirazları ile sanıklar Ahmet, Osman ve Kaya müdafilerinin duruşmadaki sözlü savunması bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA; bozma nedeni ile tutuklu kaldıkları süreye göre sanıkların SALIVERİLMELERİNE, başka suçtan hükümlü ya da tutuklu bulunmadıkları takdirde serbest bırakılmalarının sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına;
E) Sanık M.. Y.. hakkında “suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgütün faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan kurulan hükmün incelenmesi:
1- Savunmasının aksine, evinde ele geçirilen 4,1 gramdan ibaret esrarı kullanma dışında bir amaç için bulundurduğuna ve diğer sanıklarda ele geçirilen uyuşturucu ve uyarıcı maddelerle ilgisi olduğuna ilişkin yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, sanık
hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma“ suçu yerine, suç niteliği yanlış belirlenerek “uyuşturucu madde ticareti yapma“ suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması,
2- Kabule göre; hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA; bozma nedenleri ile tutuklu kaldığı süreye göre sanığın SALIVERİLMESİNE, başka suçtan hükümlü ya da tutuklu bulunmadığı takdirde serbest bırakılmasının sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına,
10.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

TEFHİM TUTANAĞI

10.12.2015 tarihinde saat: 14.30’da verilen bu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı ..’in katılımıyla ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık A.. P.. müdafii Avukat Y.. Y.. B.., sanık K.. R.. müdafii Avukat E.. B.., sanıklar O.. Ç.., K.. Ç.. ve A.. Ç.. müdafii Avukat Ş.. K..’ın yüzlerine karşı 10.12.2015 tarihinde yöntemine uygun biçimde, açık olarak okunup anlatıldı.