Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2015/4282 E. 2015/32175 K. 08.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4282
KARAR NO : 2015/32175
KARAR TARİHİ : 08.09.2015

Tebliğname No : KD – 2015/229449

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER:
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık Y. C. hakkında Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu 09/05/2013 tarih – 2013/159 esas ve 2013/143 sayılı karar ile kurulan mahkûmiyet hükmü, sanık tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizce 14/01/2014 tarih – 2013/9989 esas ve 2014/276 sayılı karar ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Dairemizin onama kararına itiraz edilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz yazısında özetle; gizli görevlilerin 02.09.2012 tarihinde sanıktan esrar aldıktan sonra, aynı şekilde 03.09.2012 tarihinde de aynı sanıktan iki defa esrar aldığını, kolluk görevlilerinin gerçek iradelerinin uyuşturucu madde satın almak değil, suç delilini elde etmek olduğundan, somut olayda “uyuşturucu madde satma”nın gerçekleşmediği, sanığın hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu maddeyi satışa arzetme “suçunu oluşturduğu, bu nedenle sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının hatalı olduğu belirtilmiştir.
C) CUMHURİYET BAŞSAVCISININ İTİRAZIYLA İLGİLİ YASA HÜKÜMLERİ:
1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesi :
(1) Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, resen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kurulu’na itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.

(2) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6352 sayılı Kanun’la eklenen fıkra) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
(3) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6352 sayılı Kanun’la eklenen fıkra) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderir.
D) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ:
Kolluk görevlilerinin 02.09.2012 tarihinde sanıktan esrar aldıktan sonra, 03.09.2012 tarihinde ikinci ve üçüncü kez aynı sanıktan esrar aldıkları, 20.02.2013 tarihinde sanığın ikametinde yapılan aramada net 153 gram esrar bulunduğu; kolluk görevlilerinin gerçek iradelerinin uyuşturucu madde satın alma değil, suç delilini elde etme olduğundan, somut olayda “uyuşturucu madde satma”nın gerçekleşmediği; sanığın hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu maddeyi satışa arzetme” suçunu oluşturduğu anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
E) KARAR: Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının kabulüne,
2- Dairemizin14/01/2014 tarih – 2013/9989 esas ve 2014/276 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Sanık hakkındaki hükmün incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içerisindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilen dışındaki yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
İstihbari çalışmalar sonucu T. ilçesinde başlatılan soruşturma çerçevesinde, sivil giyimli iki kolluk görevlisinin 02.09.2012 tarihinde 20 TL verip sanıktan 0,8 gram esrar aldıkları, görevlilerin 03.09.2012 tarihinde saat 18.45 ve 18.50 sularında iki kez daha toplam 20 TL verip sanıktan 2 gram esrar aldıkları, 20.02.2013 tarihinde sanığın ikametinde yapılan aramada net 153 gram esrar bulunduğu; kolluk görevlilerinin gerçek iradelerinin uyuşturucu madde satın alma değil, suç delilini elde etme olduğundan, somut olayda “uyuşturucu madde satma”nın gerçekleşmediği; böylece sanığın hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu maddeyi satışa arzetme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, üç kez uyuşturucu madde sattığı kabul edilerek sanık hakkında zincirleme suçla ilgili TCK’nın 43. maddesinin uygulanması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA, tutuklama şartlarında değişiklik bulunmadığı göz önüne alınarak sanığın salıverilme talebinin reddine,
08/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.