YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3576
KARAR NO : 2016/177
KARAR TARİHİ : 21.01.2016
Tebliğname No : 10 – 2015/143259
Mahkeme : UŞAK 2. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi- Numarası : 29.01.2015- 2014/224 esas ve 2015/21 karar
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Temyiz incelemesi, yöntemine uygun davetiye tebliğine rağmen müdafii duruşmaya gelmeyen sanıklar A.. ve İ..ile diğer sanıklar hakkında duruşmasız olarak yapıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
………plakalı otomobilin müsaderesine ilişkin kararın araç kayıt malikine tebliğ edilmediği anlaşılmakla müsadere konusu temyiz incelemesinin dışında tutulmuştur.
A) Sanıklar İ.. A.. ve R.. A.. hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilen dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;
Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların müdafii ve sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince, hükümlerin BOZULMASINA;
ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine ”Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanıklar hakkında, TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, hükmolunan hapis cezasının miktarı ile tutuklama tarihine göre, sanıklar hakkındaki salıverilme isteğinin reddine,
B) Sanıklar A.. K.. ve İ.. A.. hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;
1- Dosya kapsamından; sanıkların bulunduğu aracın, yol kontrol noktasında görevlilerce durdurulduğu sırada, araç içerisinde ele geçirilen suç konusu esrarı önden gitmekte olan diğer araçta bulunan sanıklar İ.. ve R.. ile birlikte satın aldıklarını söyleyen sanıkların diğer sanıklar İ.. ve R..’ın suçlarının ortaya çıkmasına hizmet ve yardım ettiklerinin anlaşılması karşısında; sanıklar hakkında TCK’nın 192. maddesinin 3. fıkrası uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların müdafiinin ve sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA, tutuklama koşullarında değişiklik olmaması ve tutuklu kaldıkları süreye göre sanıklar hakkındaki salıverilme isteğinin reddine,
21.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.