Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2015/2962 E. 2015/33002 K. 19.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2962
KARAR NO : 2015/33002
KARAR TARİHİ : 19.11.2015

Tebliğname No : 10 – 2015/90064
Mahkeme : BURSA 5. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi- Numarası : 23.01.2015 – 2014/514 esas ve 2015/25 karar
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma

Temyiz incelemesi, sanık müdafiinin isteği üzerine duruşmalı olarak yapıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
1- Sanığa, birleştirilen davayla ilgili 19.12.2014 tarihli ve 2014/1563 numaralı iddianame tebliğ edilmediği halde, duruşmada okunması üzerine CMK’nın 176. maddesinin 4. fıkrası uyarınca savunmasını hazırlaması için en az bir hafta süre isteyebileceği hatırlatılmadan, aynı gün sorgusu yapılmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2- CMK’nın 139. maddesi uyarınca gizli soruşturmacının sadece örgütlü suçlar için görevlendirilebileceği, örgütlü olmayan suçlar için görevlendirilen kişi adlî kolluk görevlisi değil ise, delil toplama yetkisinin bulunmadığı ve topladığı delillerin hukuka aykırı olduğu dikkate alınarak; hükme esas alınan 22.10.2014 tarihli “olay, fiziki takip ve muhafaza altına alma tutanağı”nın sanığa okunarak içeriğinin doğru olup olmadığının sorulması, doğru olmadığını söylemesi halinde, Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 01.10.2014 tarihinde 2014/1393 değişik iş sayı ile “gizli soruşturmacı” olarak görevlendirilen ve sözü edilen tutanağı düzenleyen kişinin, “adlî kolluk görevlisi olup olmadığının” sorularak belirlenmesi;
a) “Adlî kolluk görevlisi değil ise”, topladığı delillerin hukuka aykırı olduğunun kabul edilmesi,
b) “Adlî kolluk görevlisi ise”, kollukla ilgili kanunlar ile CMK’daki hükümlerde yer alan genel yetkisi ve görevi kapsamında olmak üzere, Cumhuriyet savcısının sözlü veya yazılı emirleri doğrultusunda delil toplayabileceği, bu nitelikte topladığı delillerin hukuka uygun olacağı, örgütlü olmayan suçlar için gizli soruşturmacı olarak görevlendirilen adlî kolluk görevlisinin statüsünün “gizli soruştumacı” olmayıp “adlî kolluk görevlisi” olduğu gözetilerek, bu kişinin tanık olarak dinlenmesi,
Daha sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek, 22.10.2014 tarihli suçun sabit olup olmadığının ve buna bağlı olarak sanık hakkında TCK’nın 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerekirken, eksik araştırma ile bu madde uyarınca sanığın cezasının artırılması,Yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları ile sanık müdafiinin duruşmadaki savunması bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, tutuklama koşullarında bir değişiklik bulunmamasına ve tutuklu kaldığı süreye göre sanık hakkındaki salıverilme isteğinin reddine, 19.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

TEFHİM TUTANAĞI: 19.11.2015 tarihinde saat: 14.00’de verilen bu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı H.. K..’un katılımıyla ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık L.. B.. müdafii Avukat M.. A..’ın yokluğunda 19.11.2015 tarihinde yöntemine uygun biçimde, açık olarak okunup anlatıldı.