Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2015/2408 E. 2018/9433 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2408
KARAR NO : 2018/9433
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

Mahkeme : Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hükümler : 1- Mahkûmiyet, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri
2- Kesinleştirme işlemlerinin iptali

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Anayasanın 40/2, 5271 sayılı CMK’nın 34/2, 231/2, 232/6 maddeleri uyarınca hüküm ve kararlarda başvurulacak kanun yolu, başvuru yapılacak merci, başvuru şekli ve süresinin açıkça ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekir, 30/05/2011 tarihli hükümde, hazır bulunan sanığa tefhimden itibaren yerine, yanıltıcı biçimde tebliğden itibaren temyiz süresinin başlayacağının belirtilmesi nedeniyle usulsüz tefhim yapıldığı ve gerekçeli karar da usulünce tebliğ edilmediğinden, kararın henüz kesinleşmediği, kesinleşmeyen hükme dayanılarak yapılan infaz işlemlerinin ve verilen kararların ise yok hükmünde olduğu dikkate alınarak, temyiz isteğinin 30/05/2011 tarihli ilk hükme yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi sanık lehine hükümler içermekte olup, öncelikle; 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı bu suç tarihinden önce açılmış başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” ,
b) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan beraat kararı verilmiş ise, bu suç nedeniyle doğrudan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,
Karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 17/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi .