Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2015/2338 E. 2019/2685 K. 13.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2338
KARAR NO : 2019/2685
KARAR TARİHİ : 13.05.2019

Mahkeme :Çocuk Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hükümler : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet (Her iki eylemi nedeniyle ayrı ayrı)
2- 13/06/2013 tarihli suç yönünden verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik olarak bozma

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi sanık lehine hükümler içermekte olup, öncelikle; 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı bu suç tarihlerinden önce açılmış başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçları diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
a) Sanık bu suçları, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya
bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, daha sonra açılan bu davaların kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”, karar verilmesinde,
b) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçları daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan beraat kararı verilmiş ise, bu suçlar nedeniyle doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanığın, yükümlülüklerini ihlal ettiğinin sabit görülmesi halinde hakkında, 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibarıyla, TCK’nın 191. maddesi çerçevesinde bir karar verilmesinde,
Zorunluluk bulunması,
2- Kabule göre;
Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından, sanığın velisi olan annesine çıkarılan ilk başvuru davetiyesinin tebliğ edildiği 28.10.2013 tarihinde uygulanan ve 03/07/2005 tarihli ve 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanununun 15/A ve 27. maddeleri, 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 105/A maddesi ile 03/07/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 47. maddesine dayanılarak hazırlanıp 05.03.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinde çağrı yazısının sanığın velisi adına düzenlenip velisi adına tebliğe çıkarılacağına dair bir hüküm bulunmadığı, yürürlükten kaldırılan ve 18.04.2007 tarihi ile 05.03.2013 tarihi arasında uygulanan önceki Yönetmeliğin 121. maddesinde bulunan bu yöndeki hüküm de sözü edilen 05.03.2013 tarihinde yürürlüğe giren yeni Yönetmelikte yer almadığı için çağrı yazısının, sanık adına düzenlenip sanık adına tebliğe çıkarılması yerine, sanığın velisi sıfatı ile annesi adına düzenlenip annesi adına tebliğe çıkarılması ve annesine tebliğ edilmesi şeklinde gelişen işlemlerin, usulüne uygun olmaması nedeniyle, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, mahkûmiyet hükümleri kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA, 13/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.