Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2015/1717 E. 2015/33429 K. 22.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/1717
KARAR NO : 2015/33429
KARAR TARİHİ : 22.12.2015

Tebliğname No : KYB – 2015/61194

Adalet Bakanlığı tarafından, kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurma suçundan şüpheli T.. E.. hakkında düzenlenen iddianamenin iadesine ilişkin karara yönelik itirazın reddi yönündeki Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 12/12/2014 tarihli ve 2014/1564 değişik iş sayılı kararının bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 24/02/2015 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İncelenen dosyadan;
a) Sanık T.. E.. hakkında, 27/05/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 02/10/2014 tarih ve 2014/20187 soruşturma ve 2014/254 karar sayı ile beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine ayrıca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği,
b) Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, sanığın Eskişehir Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce yapılan tebligata rağmen başvurmadığı gerekçesi ile kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak, 01/12/2014 tarihinde 2014/6123 sayılı iddianame ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK’nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca cezalandırılması isteğiyle kamu davası açıldığı,
c) Eskişehir 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nce, 05/12/2015 tarihinde 2014/576 sayı ile “TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca şüphelinin yüklenen yükümlülüklere uygun davranması hususunda Cumhuriyet savcısı tarafından uyarılmadığı ve şüphelinin yükümlülüklere uymama hususunda ısrarlı davranması durumunda iddianame düzenlenebileceği” gerekçesiyle iddianamenin iadesine karar verildiği,
d) Cumhuriyet savcısının 09/12/2015 tarihli dilekçesiyle bu karara itiraz etmesi üzerine Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, 12/12/2014 tarihinde 2014/1564 değişik iş sayı ile “iade sebebinin yerinde olduğu” gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «Dosya kapsamına göre, her ne kadar Eskişehir 8. Asliye Ceza Mahkemesince şüphelinin yüklenen yükümlülüklere uygun davranması hususunda Cumhuriyet savcısı tarafından uyarılmadığı ve şüphelinin yükümlülüklere uymama hususunda ısrarlı davranması gerektiğinden bahisle iddianamenin iadesine karar vermiş ise de;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “(1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır. (3) Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi. gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir. (4) Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklindeki 191/1-2-3-4. maddesi nazara alındığında; Somut olayda, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilen şüpheli hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, yüklenen yükümlülüklere uygun davranmaması durumunda hakkında kamu davası açılacağına, tebliğ ile birlikte ihtarın kendine yapılmış sayılacağına karar verildiği, kararın şüpheliye tebliğ edildiği, şüpheliye Eskişehir Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından 10 gün içerisinde denetim kapsamında müdürlüğe müracaat etmesi zorunluluğu tebliğ edildiği ancak şüphelinin müracaat etmediği nazara alındığında, şüpheli hakkında kamu davası açılması gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.» denilerek, 12/12/2014 tarihli kararın bozulması istenmiştir.
TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, “kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır ” hükmüne yer verilmiştir. Sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligat yapılmış, sanık başvuruda bulunmamıştır. Sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta “ısrar” ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa “önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı” uyarısı ile yeniden tebligat yapılması bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanık hakkında dava açılması gerekir.
Somut olayda “ısrar koşulu” gerçekleşmemiştir. Bu durum CMK’nın 174. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi kıyasen uygulanarak bir “kovuşturma şartı” olduğundan, iddianamenin iadesi ve bu karara yönelik itirazın reddi kararı doğrudur.
Açıklanan durumlara göre, yerinde görülmeyen kanun yararına bozma talebinin CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı aracılığıyla yerel Mahkemeye gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na iadesine, 22/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.