Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2015/1164 E. 2020/7129 K. 10.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/1164
KARAR NO : 2020/7129
KARAR TARİHİ : 10.11.2020

Mahkeme : İSTANBUL 13. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : 1- Sanıklar …, …, hakkında: Mahkûmiyet
2- Sanık … hakkında:

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanıklar … ve … müdafileri ile sanık …’ın temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteklerinin, hükmolunan hapis cezasının süresine göre, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrası, 1412 sayılı CMUK’nın 318 ve 5271 sayılı CMK’nın 299. maddeleri uyarınca reddine karar verilerek, temyiz incelemesi duruşmasız olarak yapılmıştır.
1- Sanık … hakkında verilen beraat hükmünün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından; Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2- Sanıklar İlhan, … ve … hakkında verilen mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanunun 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşıldığından, bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıklar … ve … müdafileri ile sanık …’ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
3- Sanıklar … ve … hakkında verilen mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
Sanıkların suç tarihlerinde ele geçirilen uyuşturucu maddeler ile ilgisi olduğuna, diğer sanıkların suçuna iştirak ettiklerine ilişkin içeriği tam olarak belirlenemeyen telefon görüşmeleri dışında mahkûmiyetlerine yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden sanıkların beraati yerine uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetlerine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, sanık … müdafileri ile sanık …’ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA,
4- Sanık … hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Sanığın, 24/12/2008 tarihinde içinde uyuşturucu madde olduğunu düşündüğü kargoyu, çalıştığı kargo şubesinde bulundurduğu anlaşılmış ise de, bu tarihte maddenin ele geçirilememiş olması nedeniyle uyuşturucu veya uyarıcı madde ihtiva edip etmediğinin tespit edilemediği gibi bu maddenin 29/12/2008 tarihinde hükümlü … ve … …’de ele geçirilen uyuşturucu maddeler ile aynı olduğunun belirlenemediği anlaşıldığından, bunun dışında sanığın savunmasının aksine mahkûmiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
5- Sanık … hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın 29.12.2008 tarihinde işlediği suçun sabit olduğu, ancak, sanığın diğer suç tarihlerinde ele geçirilen uyuşturucu maddeleri sattığına veya verdiğine ilişkin delil bulunmadığı anlaşıldığından, sanık hakkında TCK’nın 43. maddesinde öngörülen “zincirleme suç” hükümlerinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
10/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.