Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2014/3225 E. 2014/4558 K. 10.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/3225
KARAR NO : 2014/4558
KARAR TARİHİ : 10.06.2014

İtirazla İlgili Mahkeme Kararı : Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma

İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık hakkında, Denizli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu 25.06.2013 tarihinde 2013/117 esas ve 2013/162 karar sayı ile sanığın mahkûmiyetine karar verilmiş, hüküm sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizce 21.01.2014 tarihinde 2013/13084 esas ve 2014/528 karar sayı ile hükmün onanmasına, Başkan Vekili …’nın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Dairemizin bu kararına itiraz edilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz yazısında özetle; “TCK’nın 43.maddesinin uygulanmasına ilişkin yerel mahkemenin kabulünün yerinde olmadığı, gizli soruşturmacının Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 139. maddesi ile Ceza Muhakemesi Kanun’unda Öngörülen Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi, Gizli Soruşturmacı ve Teknik Araçlarla İzleme Tedbirlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’in 23 ve 28. maddelerinde düzenlendiği, buna göre; soruşturmacının, faaliyetlerini izlemekle görevlendirildiği örgüte ilişkin her türlü araştırmada bulunmak ve bu örgütün faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili delilleri toplamakla yükümlü olduğu, gizli soruşturmacının görevinin, soruşturma konusu suçun işlenip işlenmediğinin, işlenmiş ise işleyenin kim olduğunu belirlemek ve bu konudaki delilleri toplamak olduğu, gizli soruşturmacının bu görevini yerine getirirken suç işleyemeyeceği, başkasını suç işlemeye azmettiremeyeceği, devlet görevlisinin bir kişinin daha fazla ceza almasını sağlamak için onu bazı hareketleri yapmaya yönlendirmesi ve ona bunun için fırsat vermesinin kabul edilemeyeceği, aksi halde gerek Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesi gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde öngörülen “adil yargılama” hakkının ihlâl edileceği, gizli soruşturmacının bir suç işlendiğini tespit ettiğinde suç işleyeni yakalayıp yargı önüne çıkarması gerektiği, oysa somut olayda, gizli soruşturmacının 13.06.2012 tarihinde sanıktan net 0,9 gram esrar aldığı ve böylece sanığın “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçunun belirlenip, delilinin elde edilmesine rağmen gizli soruşturmacının sanığı yakalamayıp 1 gün sonra sanıktan tekrar 0,5 gram esrar almasının kişiyi suç işlemeye teşvik etmek olduğu, gizli soruşturmacının asıl amacının uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak değil, suçu ve failini belirlemek ve suçla ilgili delilleri elde etmek olduğu, gizli soruşturmacının bir örgütün yapılanmasını, hiyerarşik yapısını, devamlılığını ve organizasyonlarını tespite ilişkin deliller elde etmek için bu çalışmaları sürdürdüğü varsayılsa bile somut olayda bir örgütün olmadığı ve örgütten açılmış bir kamu davasınında bulunmadığı, suç işlendiği anda suçlunun yakalanmamasının, yakalanana kadar yeni suçlar işlemesine imkan tanıyacağı, bu durumda insan sağlığı ve toplumun geleceği için büyük zararları olan bir maddenin bir süre daha ticaretinin yapılmasının sağlanacağı ve bunun kabul edilemeyeceği, devletin bu şekilde suç işlenmesini kendi kontrolünde sağlamasının vatandaşın devlete olan inancını sarsacağı ve hukuk devletinde bunun kabul edilemeyeceği, bu nedenlerle gizli soruşturmacının sanıktan ikinci kez esrar alınmasının ayrıca suç oluşturmayacağından, zincirleme suç hükümleri uygulanarak sanığa fazla ceza verilmesinin yerinde olmadığı” belirtilerek, Dairemizin sanık hakkındaki onama kararının kaldırılması, yerel mahkeme hükmünün belirtilen nedenle bozulması istenmiştir.
C) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ:
Dairemizin itiraza konu kararının, itiraz yazısında ileri sürülen tüm nedenler tartışılıp değerlendirilerek verildiği ve kararda bir yanlışlık bulunmadığı anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı yerinde görülmemiştir.
İtirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderilmesine karar vermek gerekmektedir.
D) KARAR: Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının yerinde görülmediğine,
2- 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, itirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE,
Başkan Vekili …’nın karşı oyu ve oyçokluğuyla, 10.06.2014 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY GEREKÇESİ

Dairemizin 21.01.2014 tarihli 2013/13084 esas ve 2014/528 karar sayılı onama kararına yazdığım karşı oy yazımda belirttiğim nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının yerinde olduğu, belirtilen onama kararının kaldırılarak sanık hakkındaki yerel mahkeme hükmünün bozulması gerektiği kanısında olduğumdan, çoğunluğun aksi görüşüne katılmıyorum. 10.06.2014