Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2014/2979 E. 2015/32895 K. 12.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2979
KARAR NO : 2015/32895
KARAR TARİHİ : 12.11.2015

Tebliğname No : 10 – 2013/187359
Mahkeme : BAKIRKÖY 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi- Numarası : 29/03/2013 – 2011/124 esas ve 2013/79 karar
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
1-2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 9. maddesine göre “önleme araması”, suç işlenmesinin veya bir tehlikenin önlenmesi için yapılan aramadır. Önleme aramasının muhatapları suç şüphesi altında olmayan kişilerdir.
CMK’nın 116 ve 117. maddelerine göre “adlî arama” ise, şüphelinin veya sanığın yakalanması ya da suç delillerinin elde edilmesi için yapılan aramadır. Somut bir suçun işlendiği şüphesi varsa önleme araması değil ancak adlî arama yapılabilir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2013/610-2014/512, 2013/841-2014/513 ve 2014/166-514 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; adlî arama kararı gerektiren bir olayda önleme araması kararına dayanılarak ya da koşullarına uygun olmayan arama kararı üzerine yapılan arama hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan deliller ya da suçun maddi konusu “hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş” olacağından, Anayasa’nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK’nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ve 289. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendi uyarınca hükme esas alınamaz.
Somut olayda, V.. ve R… isimli kişilerin uyuşturucu madde sattıkları ve olay günü öğle saatlerinde E.. ilçesinden A.. C.. civarına uyuşturucu madde getirecekleri yönünde istihbari bilgi alındığının belirtilmesi karşısında; niteliği belli olan bir suçun işlendiği konusunda şüphe oluşmuştur. CMK’nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde “adlî arama kararı” alınmadan, olaydan 7 gün önce Büyükçekmece 2. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilen “önleme araması kararına” dayanılarak sanık R..’ın üzerinde arama yapılması hukuka aykırıdır. Bu arama sonucu sanığın üzerinde bulunan uyuşturucu madde ise hem “suçun maddî konusu” hem de “suçun delili” olup hukuka aykırı yöntemle elde edildiğinden hükme esas alınamaz.
Açıklanan nedenlere göre; sanığın üzerinde arama yapılması konusunda, yazılı olarak verilmiş “adli arama kararı” olup olmadığının araştırılması, varsa aslı veya onaylı bir örneğinin getirtilerek duruşmada okunup tartışılmasının sağlanması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2-Kabule göre; üzerinde ele geçirilen ve kullanma sınırları içinde kalan 16,3 gramdan ibaret esrarı başkasına vermek üzere temin ettiğini söyleyerek, ikrarı ile TCK’nın 188. maddesinin 3. fıkrasında tanımlanan, kullanma dışında bir amaç için uyuşturucu madde bulundurma suçunun ortaya çıkmasına yardım eden sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 192. maddesinin 3. fıkrasında öngürülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi;
Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 12/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.