Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2014/10717 E. 2019/3063 K. 21.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/10717
KARAR NO : 2019/3063
KARAR TARİHİ : 21.05.2019

Mahkeme : Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Sanığın Dairemizin 14.03.2012 tarihli 2009/18910 esas ve 2012/6162 karar sayılı bozmasından önce savunmasının alındığı ve sanığa 5271 sayılı CMK’nın 195. maddesine göre açıklamalı davetiye tebliğ edildiğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesi benimsenmemiştir.
Adli sicil kayıtları ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada, sanık hakkında, bu suç tarihinden önce, aynı suçtan dolayı açılmış başka bir dava nedeniyle verilip kesinleşmiş herhangi bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin bulunmadığı anlaşıldığından, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasının sanık lehine uygulanma şartlarının bulunmaması nedeniyle, bu suçtan dolayı ilk olarak doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandıktan sonra, yükümlülüklerini ihlal eden sanık hakkında yargılamaya devam olunarak hüküm kurulmuş olması, 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasına uygun olduğundan, bu husus dikkate alınarak yapılan incelemede;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Adli para cezasının beher gününün 20 TL üzerinden hesaplanması sırasında uygulama maddesi olan TCK’nın 52/2. maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
2- Sanık hakkında verilen Kocaeli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 15.06.2007 tarihli 2007/269 esas ve 2007/450 karar sayılı hükmüyle 5237 sayılı TCK’nın 192/3. maddesi uyarınca sanığın cezasının yarı oranında indirilerek 6 ay hapis ve neticeden 3600 tl adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün sanık tarafından temyizi üzerine Dairemizin 14.03.2012 tarihli 2009/18910 esas ve 2012/6162 karar sayılı ilamı ile bozulduğu, bozmaya uyularak Kocaeli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 18/04/2014 tarihli 2013/800 esas ve 2014/345 karar sayılı ilamı ile karar verildiği anlaşılmakla birlikte, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrası ve 1412 sayılı CMUK’nın 326. maddesinin 4. fıkrası uyarınca sonuç ceza yönünden sanığın kazanılmış hakkının bulunduğu göz ardı edilip 6000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına hükmolunması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK’nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan,
1- Hüküm fıkrasında adli para cezasının belirlendiği bölümde “takdiren” ibaresinden önce gelmek üzere “TCK’nın 52. maddesinin 2. fıkrası uyarınca” ibaresinin yazılması,
2- Hüküm fıkrasının 3 numaralı bölümüne “6000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ifadesinden sonra gelmek üzere “ancak sanığın kazanılmış hakkı gözetilerek adli para cezasının 3600 TL olarak belirlenmesine ve infazın da buna göre yapılmasına” ibaresinin yazılması,
Suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.