YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/856
KARAR NO : 2013/1220
KARAR TARİHİ : 11.02.2013
Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hükümlü Ü.. K.. hakkındaki hükmün infazı aşamasında Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen itirazın reddine ilişkin 11.06.2012 tarihli ve 2012/721 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 18.12.2012 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İncelenen dosyadan;
a) Hükümlü Ü.. K..’un 23.09.2010 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı, Adana 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nce 10.05.2011 tarihinde 2010/2058 esas ve 2011/1451 karar sayı ile 5237 sayılı TCK’nın 191/1. ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, ayrıca aynı Kanun’un 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde cezanın infaz edilmiş sayılmasına, aksi taktirde derhal infaz edilmesine hükmolunduğu; hükümlünün tedbirin gereklerini yerine getirmemesi üzerine aynı Mahkemece hükümlü hakkındaki hürriyeti bağlayıcı cezanın aynen infazına karar verildiği,
b) İnfaz aşamasında hükümlünün talebi üzerine, Adana İnfaz Hakimliği’nce 16.04.2012 tarihinde 2012/541 dosya ve 2012/545 karar sayı ile hükümlünün kalan cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının 6291 sayılı Kanun gereğince denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verildiği, hükümlünün aynı tarihte denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak üzere ceza infaz kurumundan salıverildiği,
c) Hükümlünün 03.09.2010 tarihinde işlediği hırsızlık suçundan dolayı, Adana 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nce 06.12.2011 tarihinde 2010/846 esas ve 2011/766 karar sayı ile 5237 sayılı TCK’nın 141/1-b, 35/2. ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmolunduğu, hükmün 22.02.2012 tarihinde kesinleştiği, hükümlünün belirtilen karara konu hapis cezasının infazı için 27.05.2012 tarihinde ceza infaz kurumuna alındığı,
d) Adana Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü’nün 30.05.2011 tarihli yazısı üzerine, Adana İnfaz Hakimliği’nce 2012/541 dosya ve 2012/545 karar sayılı ek kararla, Adana 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/846 esas ve 2011/766 karar sayılı hükmü ile hırsızlık suçundan verilen 10 ay hapis cezasına ilişkin suçun işlendiği tarihin 03.09.2010 olduğu, hükümlü hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın daha sonraki tarihte verildiği, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazının devam ettiği ve koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, bir cezanın infazı sürerken başka bir ilama konu cezanın aynı anda infaz edilemeyeceği, ikinci ilamın bekletilmesinin gerekeceği gerekçesiyle, Adana Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü’nün talebinin reddine, hükümlü hakkında verilen 2011/541 dosya ve 2012/545 karar sayılı denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle ilamın infazına ilişkin kararın uygulanmasının devamına, Adana 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/846 esas ve 2011/766 karar sayılı ilamın infazının denetimli serbestlik tedbirinin sona ermesinden sonra yerine getirilmesine karar verildiği,
e) Cumhuriyet savcısının belirtilen karara itiraz etmesi üzerine, Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 11.06.2012 tarihinde 2012/721 değişik iş sayı ile “itirazın reddine” karar verildiği
Anlaşılmıştır.
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunu’nun 105/A. maddesinin 7. fıkrasının c bendinde düzenlenen “Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlandıktan sonra işlediği iddia olunan ve cezasının alt sınırı bir yıl veya daha fazla olan kasıtlı bir suçtan dolayı soruşturma veya kovuşturma
başlatılması,” şeklindeki düzenleme uyarınca, 2010 yılında işlediği hırsızlık suçundan dolayı
kesinleşmiş 10 ay hapis cezasını içeren mahkûmiyetinin bulunması karşısında hükümlü hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanması kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 11.06.2012 tarihli kararının kanun yararına bozulması istenmiştir.
11.04.2012 tarih ve 28261 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6291 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a eklenen 105/A maddesinde;
“(1) Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla;
a) Açık ceza infaz kurumunda cezasının son altı ayını kesintisiz olarak geçiren,
b) Çocuk eğitimevinde toplam cezasının beşte birini tamamlayan,
koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hükümlü hakkında hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, infaz hâkimi tarafından karar verilebilir.
(2) Açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları oluşmasına karşın, iradesi dışındaki bir nedenle açık ceza infaz kurumuna ayrılamayan veya bu nedenle kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi hâlli hükümlüler, açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartlarının oluşmasından itibaren en az altı aylık sürenin geçmiş olması durumunda, diğer şartları da taşımaları hâlinde, birinci fıkrada düzenlenen infaz usulünden yararlanabilirler.” hükmü öngörülmüştür.
5275 sayılı Kanun’un 99. maddesi ise “Bir kişi hakkında hükmolunan herbir ceza diğerinden bağımsızdır, varlıklarını ayrı ayrı korurlar. Ancak, bir kişi hakkında başka başka kesinleşmiş hükümler bulunur ise, 107 nci maddenin uygulanabilmesi yönünden mahkemeden bir toplama kararı istenir.” biçiminde düzenlenmiştir..
Somut olayda, hükümlü hakkında Adana 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nce kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen 10 ay hapis cezasından dolayı koşullu salıverilme tarihinin 16.10.2012 olduğu, hükümlünün bu cezasının koşullu salıverilme tarihine kadarki kısmının 6291 sayılı Kanun’la 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a eklenen 105/A maddesi gereğince denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına devam edilirken ve bu cezasından dolayı koşullu salıverilme süresi henüz dolmadan, 03.09.2010 tarihinde işlediği hırsızlık suçundan dolayı Adana 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen 10 ay hapis cezasının kesinleştiği, bu durumda her iki mahkûmiyet hükmüne konu cezalarla ilgili 5275 sayılı Kanun’un 99. maddesi gereğince görevli mahkemeden toplama konusunda karar alınması, sonucuna göre hükümlü hakkında 5275 sayılı Kanun’un 105/A maddesinin uygulanma koşullarının yeniden değerlendirilmesi gerekirken, “Adana İnfaz Hakimliği’nce hükümlünün denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezasının infazına ilişkin 2011/541 dosya ve 2012/545 karar sayılı kararının uygulanmasının devamına ve Adana 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/846 esas ve 2011/766 karar sayılı ilamının infazının denetimli serbestlik tedbirinin sona ermesinden sonra yerine getirilmesine” ilişkin kararına yönelik Cumhuriyet savcısının itirazının kabulü yerine reddine karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebine dayanan ihbar yazısında ileri sürülen düşünce bu nedenle yerinde olduğundan; Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 11.06.2012 tarihli ve 2012/721 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 11.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.