Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2013/10588 E. 2019/5143 K. 11.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/10588
KARAR NO : 2019/5143
KARAR TARİHİ : 11.07.2019

Mahkeme : Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hükümler : 1- Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet (Tüm sanıklar hakkında) 2- Mahkûmiyet (Birleşen dosyalarda sanıklar … ve … hakkında)
2- Bozma (Birleşen dosyalarda sanıklar … ve …hakkında)

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
A- Sanıklar … ve … hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine verilen mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak
1- Hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi sanıklar lehine hükümler içermekte olup, öncelikle; 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin, olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından; sanıklar hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı bu suç tarihinden önce açılmış başka dava olup olmadığı, varsa sanıkların bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediklerinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanıkların infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararlarının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
a) Sanıklar bu suçu, daha önce işledikleri aynı nitelikteki başka bir suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemişler ve önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”, karar verilmesinde,
b) Sanıklar hakkında, bu suç tarihinden önce, aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanıklar bu suçu daha önce işledikleri suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değillerse veya daha önce işledikleri suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemişler ve önceki suçtan beraat kararı verilmiş ise, bu suç nedeniyle doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanıkların, yükümlülüklerini ihlal ettiklerinin sabit görülmesi halinde haklarında, 6545 ayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibarıyla, TCK’nın 191. maddesi çerçevesinde bir karar verilmesinde,
Zorunluluk bulunması,
2- Kabule göre de;
a) 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10. maddesine göre, tebligatın bilinen en son adrese yapılması gerekir. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır. Buna göre, sanık … hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı hükmedilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına ilişkin Zonguldak Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü tarafından çıkarılan davetiyenin sanığın kollukta alınan savunmasında belirttiği bilinen en son adresi yerine anılan yasal düzenlemeye uyulmadan “ … Sok. … Mah. No: …/1 …/Zonguldak” adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligatın muhatap tanınmadığından iade edildiği ve tekrar aynı adrese Tebligat Kanununun 35. maddesine göre usulsüz tebliğ edildiği anlaşıldığından, sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek mahkûmiyet hükmü kurulması,
b) Yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden sanıklar hakkında verilen kısa süreli hapis cezasının TCK’nın 50/1. maddesindeki seçenek yaptırımlara çevrilmesine, ertelenmesine ve CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA,
B- Sanıklar … ve …’nun 04/11/2007 tarihli eylemleri hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine verilen mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Sanıklar … ve … hakkında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin; Zonguldak Denetimli Serbestlik ve Yardım Şube Müdürlüğünün 22/06/2011
tarihli ayrı ayrı yazılarıyla, sanıkların tedavilerini 21/06/2010 tarihinde bitirdikleri ve sanıklara bu tarihten itibaren 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak 21/06/2011 tarihinde infazlarını tamamladıklarının bildirildiği anlaşıldığından, sanıklar hakkındaki davaların CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca ayrı ayrı “düşmesine” karar verilmesi gerektiği halde yargılamaya devam olunarak sanıkların mahkûmiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA,
C- Birleşen dosyalarda sanık …’ın 05/03/2010 tarihli ve sanık …’nun 14/04/2010 tarihli eylemleri hakkında verilen mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Sanık …’in 05/03/2010 tarihli, sanık …’nın 14/04/2010 tarihli eylemlerini, aynı dosyanın 21/02/2008 tarihli ilamı ile hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında hastane tahlil raporlarında esrar pozitif çıkmaları sonucu işlediklerinin anlaşılması karşısında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA,
11/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.